Yaktılar yıktılar yerine Firavun binaları diktiler

Fethi Paşa Korusu’ndaki köşk yanarken içimizi de yaktı. Bunlar nasıl insanlarmış, nasıl tarih severlermiş, nasıl Osmanlı severlermiş, nasıl ecdada bağlıymışlar? O köşkte vaktiyle Cemil Meriç ailesiyle otururdu. Ümit Meriç babasını anlatırken ona nasıl kitap okuduğunu kütüphanelerinin nasıl devasa olduğunu, koruda nasıl gezindiklerini anlatır. İyi ki yazmış. Oraya ait tek temiz hatıra o olacak.
Hani Neron’un Roma’yı yakması gibi o olay da yüzlerce yıl anlatılacak.

***

Yeniden yapacaklarmış. Hiçbir şeyi yeniden yapamazsınız. CHP’yi bile yeniden yapamıyorsunuz. CHP’nin altındaki kültür birikimi buna izin vermiyor.
Denizi doldurdunuz, o kıyıdaki deniz hayvanları ve bitkilerini yok ettiniz. Karadaki meydanlara sığamadınız.
Üçüncü köprü yapacağız derken kuzey ormanlarını mahvettiniz. Oradaki hayvanların yaşam alanını yok ettiniz. Ormanı ortadan ikiye bölmekle hayvanların bir yerden bir yere geçişine set çekerek onları dar bir çerçeveye hapsettiniz. 
Orman kendi oluşturduğu florasıyla ormandır. Oraya 5 bin değil, 55 bin ağaç dikseniz yine olmaz. Orada orman oluşması için milyonlarca sene geçmesi gerekir. 
Üçüncü havaalanı yapacağız diye kuzey ormanlarını kestiniz, inşaat sahası içinde kalan irili ufaklı onlarca göl ve göleti, kanallar açarak Karadeniz’e boşalttınız. Bir kısmını da kuruttunuz.
Şimdi de milletin anasına küfreden müteahhitlerinize gelir sağlamak için yolu aşağıya indirmeniz gerekiyormuş. 
Allah’ım bunların içinde mimari tahsil etmiş bir adam yok mu, orman mühendisi yok mu? Daha doğrusu akıllı bir adam yok mu? Jeolog, zoolog yok mu? Daha doğrusu insaf ve ilim sahibi bir Müslüman yok mu?
“Oraya saray yapacağım, içine de girip oturacağım”  diye çocukça inatlar yapan Başbakan’ın son mimari hatası bu. Atatürk Orman Çiftliği’ne veya havaalanının olduğu yere bir de piramit yapsa bari. 

***

Türk halkı bütün olup bitenleri hayretle seyrediyor. Belki de seyretmiyordur. Türk halkını efsunluyorlar ya. Ama Türk halkı genlerinde taşıdığı edebiyat, tasavvuf, din büyüklerinin terbiyesi, toprak sevgisi ile büyümüştür:
Namuslu olmak için her şeyi vardır, ihlaslı olmak için de. Oruç tutmaya ve ondan sevap kazanmaya en hakkı olanlardır.
Bir garip ölmüş diyeler
Üç günden sonra duyalar
Soğuk suyla yuyalar
Şöyle garip bencileyin
“modunda”dır.
Yarın ruz-i mahşerde bütün Firavunların resm-i geçidini hayretle seyredecektir.

Yazarın Diğer Yazıları