Yalan söyleyenler

Uzun süre Antalya'da baş savcılık yaptı. Şu anda kendi özelliğini tanımlarken, ilginç bir tarif yapıyor; "Ak Parti sempatizanı avukat." Üye olup olmadığını dahi açıklamıyor.

Buraya kadar tamam. Ancak devlet görevi de yapmış bir hukukçu nasıl oluyor da doğruları söylemiyor. Ekranlara çıkıp, binlerce insanın gözünün içine baka baka yalan söylüyor.

Ahmet Hakan soruyor "Hayali seçmen yazan Nüfus Müdürlüğü çalışanı ne zaman tutuklandı?"Alaaddin Varol'un cevabı "Seçimden sonra". Oysa bu işlem "Seçmen listeleri daha askıya çıkmadan yapılmıştı."

Amaç belli, kamuoyunu yanıltmak. Yüksek Seçim Kurulu'na baskı oluşturmak. Parti sempatizanı avukat bunları söylerken yalnız mı? Hayır. Sadece Tarafsız Bölge'de iki de "hınk deyicisi" vardı. SETA'cı İsmail Çağlar ve araştırmacı Hilmi Daşdemir. Alaaddin Varol'un doğru olmayan sözlerine tüm güçleriyle destek verdiler.

Bir başka yalan

Daha önce de yazdım; "Futbolcu mu bu, şer organizasyonunun elemanı gösterilen memur transfer yapıyor. Belediyespor'dan, Nüfus Müdürlüğüspor'a geçebiliyor". Bu işin kurgusu baştan hatalı. Bu işin yapılması bazı yasal desteklerle mümkün. Birtakım borazanların laf salatalarıyla gerçekleşemez.

Ötekiler

CNNTÜRK'teki tartışmada Barış Doster gibi ağzı laf yapan biri konuşmadı. Ya da konuşturulmadı. Son ana kadar bir kenarda suskun oturdu. İmamoğlu'nu iki üç kelimeyle savunmakla yetindi.

Sevdiğim tabirle ateşin hatip Ömer Lütfü Avşar, karşıt görüştekilerle tek başına mücadele etti. Hatta, seçim yasaları konusunda âdeta ders verdi.

En güzel örneklerinden biri "Bursa'ya ayrı, İstanbul'a farklı uygulama yapılamaz"dı. Aynı gerekçeyle yapılan "itirazların birini reddedip, diğerini kabul edemezsiniz"i kafalara soktu. Tabii mantık dokusu sağlam olanlara.

Gezi zehir oldu

Suriye konusu, ekonomik askerî ilişkiler için Erdoğan'daki huzursuzluğun dışa vurumuna tanık olduk. İstanbul'un kaybedilmiş olmasının bunun ana nedeni olduğu inkâr edilemez. Bu Troya gösterisine gitmemeye kadar sirayet etti.

Moskova'da fazla kalamadı. Döndü ve ayağının tozuyla birtakım yerlere mesajlar yollamaya başladı.

Peki sonuç alabilirler mi? Yasalar ve içtihatlar ortada. YSK'nın da bir şeyler yapabilmesi mümkün değil. Çünkü ellerinde somut yasa dışı hiçbir şey yok.

Durum kötü

Ak Parti için "Çorabın ucu kaçtı." Eskiden Sirkeci'de iplik çekiciler vardı. Şimdilerde var mı bilmiyorum. Ancak, iktidar için sonun başlangıcına girildiği meydanda.

Mutfak enflasyonu ve kurlardaki tırmanış devam ediyor. Bu da vatandaş için "Yenilenme isteğini süratlendiriyor."

Olanlar ve olacaklar konusunda bunları önemle işaret edenler haklı çıkmakta.

Büyükçekmece amorti mi?

Hazırlanan tüm tezgâhlar şimdi bir tek yere kilitlendi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını öpe öpe  Ekrem İmamoğlu'na teslim edecekler. Büyük ikramiye gittiğine göre son rakamına göre amorti verip iktidarın ağzını kapatma peşindeler. Tahmin ettiğiniz gibi bu ilçe Büyükçekmece.

Bunu hukuken yapmaları mümkün değil. Uygulanan ağır baskılara rağmen bu ilçede yaşayanlar kararlı. Bunu başaramazlar. Hadi hukuksuzluk galip geldi diyelim. İsteyen herkesle bahse girerim Başkan Hasan Akgün'ün tokadı bu defa çok daha sert olur. Fark daha da açılır. Bütün dünyaya rezil olurlar. Bu yolu denemelerini hiç tavsiye etmem.

Kaldı ki mazbatayı aldı. Çoktan odasına astı bile.

Dünkü mülkiye müfettişleri destekli, polisiye baskınlarla kimse bir şey elde edemez. Eğer bu yolla bir şeyler elde edilirse, rejimin adı demokrasi olamaz!

Tavsiyem, Büyükçekmeceliyi daha fazla huzursuz etmemeleri.

***

Ak Parti'nin iletişim hataları

Unutmadan Bahçeli'nin ortaya attığı ve Erdoğan'ın devamlı kullandığı "zillet ittifakı, bukalemun" gibi benzetmelerin tepki çektiği anlaşıldı. Ayrıca Ak Parti'nin şansını rahmetli Demirel gibi bir muhalefet liderinin olmamasına bağlayanlar yanıldılar. Yine Bahçeli'nin literatüre soktuğu ve Erdoğan'ın benimsediği "2019 seçimi bekadır" söylemi havada kaldı. Her seçimde iyi çalışan Ak Parti kurulları bu defa sınıfta kaldılar. Hiç olmazsa bunu kabullensinler.

GÜNÜN SÖZÜ

Michael Crichton diyor ki;

Enformasyon toplumunda kimse düşünmüyor. Kâğıdı ortadan kaldırmak istiyorum ama gerçekte düşünceyi ortadan kaldırıyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları