Yandaş yazardan AKP'ye OHAL ve KHK eleştirisi

Yandaş yazardan AKP'ye OHAL ve KHK eleştirisi
Hükümete yakın Yeni Şafak gazetesi yazarı Kemal Öztürk, hükümetin ülkeyi OHAL ile yönetmeye çalışmasını eleştirirken, son çıkarılan KHK'lara da tepki gösterdi.

Tartışmalara neden olan KHK'lara bir tepki de Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk'ten geldi. Hükümetin ülkeyi OHAL'le yönetmeye çalışmasını da eleştiren Öztürk, "Ülkenin yaşadığı krizi yönetmek için işe başladı ama şimdi ‘OHAL krizini’ yönetmekte zorlanıyor" dedi.

Çıkarılan KHK'ların hukuk sistemini artık zehirlediğini ve normalleşme sürecine geçilmesinin gerektiği belirten Öztürk, "Hükümet bu tür krizlerde, MHP lideri Bahçeli’nin hamaset dolu, ayrıştırıcı üslubuna değil, sağduyusuna, bilgisine ve tecrübesine güvendiği insanların sesine kulak vermeli" ifadelerini kullandı.

Öztürk'ün "AK Parti’nin OHAL krizi" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:

"Asıl söylemek istediğim sözü en başta söyleyeceğim:

AK Parti OHAL ile ülkenin yaşadığı krizi yönetmek için işe başladı ama şimdi ‘OHAL krizini’ yönetmekte zorlanıyor.

Çünkü OHAL aşırı doz ilaç gibi, bünyeye faydadan çok zarar vermeye doğru evrildi. Durumun ciddiyetini tartışmalıyız. En başta da Ankara’dakiler.

OHAL BİR YIL SONRA KALDIRILMALIYDI

Yine de OHAL ile ülkenin yaşadığı akut kanama durduruldu. Devletin ve demokratik yaşamın hayati tehlikesi atlatıldı.

Bu esnada birçok hata oldu, yanlış uygulamalar yapıldı, mağdurlar oluştu. Bunları bir süreliğine olağanüstü durumların, ‘tolere edilebilir hataları’ olarak görmek lazım.

15 Temmuz darbesinin yıl dönümünde, artık OHAL’in kaldırılması gerektiğini söyledim ve yazdım (17. 07. 2017) Bundan sonra hataları, yanlışları düzeltmek ve mağduriyetleri gidermek için ‘rehabilitasyon dönemine’ girmek gerekir. Binlerce, onbinlerce mağdur insan sabırla bunu bekledi.

Ancak rehabilitasyon dönemi bir türlü başlamadı. OHAL Komisyonu bile kararlarını daha yeni alabildi ama nedense kamuoyuna açıklamadı bir türlü.

KHK’LAR HUKUK SİSTEMİNİ ZEHİRLEMEYE BAŞLADI

Demokratik rejimi korumak, devletin can güvenliğini sağlamak için KHK yetkisi alan hükümet, bu yetkiyle, rektör atamaktan, arabalarda kar lastiği kullanımına kadar olağanüstü hal ile alakasız bir sürü kanun hükmünde kararname çıkardı. Söyler misiniz, evlilik programlarının devletin can güvenliği ile ne alakası var da KHK’da yer alıyor?

İki hukuk profesörü ile konuştum. İkisi de KHK’ların hukuk sistemimizi artık zehirlendiğini ve düzenin bozulduğunu söylüyor. Yine hukuk konusunda son derece duyarlı olan Taha Akyol dünkü yazısında, 696 sayılı KHK’daki teknik hukuk hatalarını tek tek sıralamış.

Abdullah Gül’den, birçok hukukçuya kadar, herkes bu KHK’da hatalar yapıldığını söylüyor. Hükümet bu tür krizlerde, MHP lideri Bahçeli’nin hamaset dolu, ayrıştırıcı üslubuna değil, sağduyusuna, bilgisine ve tecrübesine güvendiği insanların sesine kulak vermeli. "KHK’da hukuk tekniği açısında sorun var." diyen herkesi, “FETÖ’cü, bölücü” ilan etmek de nereden çıktı? Bu düzeysizliğe, ayrıştırıcı üsluba kapılmamalı AK Parti.

Bir de şunu merak ediyorum: Abdullah Gül hükümet icraatları hakkında her konuştuğunda, neden Devlet Bahçeli hemen ortaya atılıp Gül’ü eleştiriyor? Bahçeli hükümet sözcüsü oldu da haberimiz mi yok?

NORMALLEŞME SÜRECİ BAŞLATILMALI

OHAL sürecinde yaşanan tüm aksaklıkların iki sebebi var:

1. Ortak akılla, üst bir hukuk bakışıyla değil, aceleyle alınan kararlar.

2. Devletin kurumsal yapılarıyla değil, kişilerin inisiyatifi ve tercihleri ile verilen kararlar.

Dikkat, söz konusu olan devleti ayakta tutan hukuk sistemi, adalet terazisi ve toplumsal barıştır. Zira KHK’lar artık hukuk sistemini, Meclis'in kanun yapma özelliğini ve toplumun ortak adalet duygusunu bozmaya başladı. Bunun acısını gelecekte çok çekeriz.

CHP’nin başından beri OHAL tezlerine karşıyım ama AK Parti, muhalefeti haklı çıkarmak için elinden gelen herşeyi yapıyor. Gerçekten taşeron işçi düzenlemesinin OHAL ile nasıl bir alakası var?

Evet, akut dönemde iyi geliyordu OHAL. Ama artık yeni bir konsültasyon yaparak, ilâcı değiştirmek, antibiyotiği kesmek ve rehabilite dönemine geçmek gerekiyor. Zira toplumun buna çok ihtiyacı var. Sanırım Ankara’dakiler toplumda çok büyük stresin biriktiğini göremiyor."

İlgili Haberler