Yandaşlık çukurunun hezimeti!..

Siz bakmayın medyada yandaşlık koltuğuna oturtulanların ekonomi için toz pembe tablolar çizmesine ve köşelerinde-televizyon ekranlarında zavallıca ahkam kesmesine...

Memleketin hiçbir manzarası cumhurbaşkanının karşısında el pençe (!) duranların sırıtan sükunetleri kadar sakin değil ne yazık ki!!!

Memleket sosyo-ekonomik açıdan dehşet verici biçimde alarm veriyor ve yandaşlar milletin keyiften sefa sürdüğünü sanıyor...

Oysa her şehirde çarşılar boş, dükkanlar sinek avlıyor, milyarlarca liralık yatırım yapılan AVM'lerde yeme-içme alanları dışında, "in cin top oynuyor..."

Türk ekonomisinin kalbi İstanbul'da en geri kalmış mahalleden en sosyetik semte kadar önemli ana bulvarlar-caddeler dahil olmak üzere, iş merkezlerinin de yoğun olduğu alanlarda binlerce iş yerinin üzerinde satılık ve kiralık tabelaları var... Adım başı boş dükkana rastlanıyor İstanbul'da...

Kimi vergilerden-fahiş kiralardan, kimi giderlerin artmasından ve büyük çoğunluğu alışveriş yoksunluğunun tasfiyesinden, ya da iflastan dolayı boşaltmış dükkanları...

Makam araçlarıyla Bağcılar-Teşvikiye arasında gidip gelen yandaşların görmediği bu tablo; kim ne kadar pembe manzara çizerse çizsin, derin bir vahametin içerisinde, ekonominin çırpınmaktan öte, artık can çekiştiğini ve gidişatın da ürkütücü bir alarm verdiği gerçeğini saklayamıyor...

Suni tablonun gerekçeleri...

Memleketin bütün şehirlerinde çarşı-pazar ekonomisi durmuş, AVM'ler kapısına kilit vuracak hale gelmiş, 2019 içerisinde 100 binden fazla esnaf kepenk kapatmış, icra dairelerinde milyonlarca dosya bekliyor, konkordato ilan edenlerin sayısında patlama yaşanıyor, iflas edenler ülkeyi terk ediyor ve bir yandan da hükümet konut ve arsa fiyatlarındaki suni artışları gerekçe göstererek ekonomideki sahte pembe tablonun boyasını parlatmaya çalışıyor...

Oysa arsa ve konut satışındaki geçici artışın birçok nedeni var;

Dün Trakya Bölgesi'nde birkaç saat içerisinde yaşanan 45 artçı sarsıntı da gösterdi ki, özellikle İstanbul'da konut satışlarındaki yükseliş biraz da deprem korkusundan kaynaklanıyor...

Ancak satışlardaki yükselişin nedeni sadece deprem korkusu nedeniyle insanların yeni- güvenli evlere taşınma telaşı değil...

Mevduat faizleri dibe indirilirken; hükümetin faiz düşürme çabaları yüzünden bankalardan paralarını çeken insanlar dövizdeki sarsıntı nedeniyle de yabancı paraya yönelemiyor ve bu yüzden arsa ve konut alarak zarardan kurtulmaya çalışıyor.

Diğer yandan satışlardaki artış bankaların konut faizlerini düşürmesinden de kaynaklanıyor...

Ve en önemli gerekçelerden biri de, Arap yatırımcıların ya da 250 bin dolar karşılığında vatandaşlık almaya çalışan yabancıların konuta yönelmesi, hükümetin eline ekonomiyle ilgili yanıltıcı bir koz verilmesine katkı sunuyor...

Sözde inşaat sektörünü kalkındırarak, bir yandan da Kanal İstanbul üzerinden metropolün neredeyse üçte birini Araplara pazarlayarak ekonomide sahte bir canlılık yaratmaya çalışan iktidar, ekonominin diğer alanlarındaki yılgınlığı-çöküşü ve ürkütücü iflasları ısrarla görmezden geliyor...

İşte yandaş-kiralık kalemşörler de bu toz pembe tabloya bir kat daha boya sürmek için bütün yalakalıklarını sergilemeye çalışırken, yaratmaya çalıştıkları sahte manzara yoksulun, işsizin, dar gelirlinin ve emeklinin imdat çığlıkları atan gerçekleriyle çatışmaya devam ediyor...

Muhalefetin asıl görevi...

Evet; emekliye ve çalışana yüzde 4 ile 6 arasında zam verirken, yaşamın en önemli dayanakları olan elektrik-su-doğalgaz gibi ihtiyaçlara yüzde 30'un üzerinde zam yapan hükümet, yandaş borazanlar aracılığıyla istediği kadar toplumu yanıltmaya devam etsin...

Çünkü enflasyonun düşük gösterilmesi, sahte ekonomik tablolar ve güllük gülistanlık manzara çizme çabaları, Türkiye'nin sosyo-ekonomik çarpıklığı ve kötü gidişatındaki gerçekleri ne yazık ki ters yüz edemiyor...

Türkiye İstatistik Kurumu'nun verileri artık inandırıcı gelmiyor, çünkü enflasyonun düşük gösterildiği konusundaki algı da toplumda iyice yayılıyor...

Bu arada da hem geçim koşulları hem açlık sınırı ile ilgili sendikaların açıkladığı rakamlar bozuk ekonomik düzen içerisindeki çarpıklığı ve çöküşü çok net biçimde tarif ediyor... Artık dört kişilik bir ailenin geçinmesi, daha doğrusu aç kalmaması için en az 6 bin lira gerektiği yolundaki raporlar yandaş medyada gözardı edilirken, çarşı- pazarda büyüyen yangın evlerde huzursuzluğu artırıyor, işsizlik bir yandan intihara sürüklüyor bir yandan da sosyal medya üzerinden, "açım, işsizim intihar etmek istiyorum" şeklinde yardım isteyen, çoğu üniversite bitirmiş insanların sayısını arttırıyor...

İşte böylesi bir ortamda, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'ne bağlı (TOBB) Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı'nın (TEPAV) hazırlamış olduğu rapor da ekonomideki vahametle ilgili çarpıcı gerçeği gözler önüne seriyor...

"TEPAV'ın hazırladığı güven endeksi her geçen gün azalmaya devam ediyor... 2019 yılını negatif seviyede tamamlayan tüketici güven endeksi geçen 3 ayda işlerin durumu, önümüzdeki 3 ayda tedarikçilerden sipariş, satış ve istihdam beklentileri hem Aralık 2018'e hem de Kasım 2019'a göre azalış göstermiş..."

Medyaya yansıyan rapora göre, "güven endeksinin 2019 yılı ortalaması eksi 16.4 puan olurken, bu seviye 2017 yılı ortalamasından (eksi 17.1) sonraki en düşük seviye olarak kaydedilmiş..."

2019 yılı birinci çeyreği, perakende endeksinin yıl içinde en düşük seviyeyi gördüğü dönem olarak belirlenmiş...

Evet; AKP'nin 31 Mart ve 23 Haziran'daki yerel yönetim seçimlerindeki hizmetinin ardında büyük bir gerekçe olan ekonomik çarpıklık ağırlığını daha da arttırarak, toplumdaki buhranı ciddi boyutlara ulaştırıyor...

İktidar mensuplarının karşısında utanç verici tavırlarla, toz pembe tablolar çizenlerin çabaları da, yandaş medyanın sahte güllük gülistanlık manzaraları da ülke gerçeklerini örtbas etmekte aciz kalıyor...

İşte tüm bunları ısrarla deşifre etmesi ve üzerine gitmesi gereken muhalefetin de, halkı uyarmak-direnmek konusunda acziyet içinde olmaması gerekiyor!.. Bilmem anlatabildim mi?..

 

Yazarın Diğer Yazıları