Ağaca bakarken ormanı görebilmeliyiz...

Büyük resme bakalım; sır değil, giz değil, örtülü değil...

İsrail, ön planda ABD'nin operasyonları ile Kürdistan adı altında İran-Irak-Suriye-Türkiye topraklarında yeni bir devlet kurmak istiyor.

Uzun yıllardır odaklandığı bu hedefine adım adım yaklaşıyor...

İster "vaad edilmiş topraklar" inanışından kaynaklanan bir hedef, ister İsrail'in ulusal güvenlik meselesi olarak yorumlayalım, bölgemizdeki tüm gelişmelerin bu resmin dağınık yapboz parçaları olduğunu bilmeliyiz.

***

Son yazımda da ifade ettim. Türkiye gözlerini kapatarak; olmamış, yaşanmıyormuş gibi sayarak ülkemizin parçalanması ile son bulacak gelişmelere kayıtsız kaldı.

Son ABD ziyaretinde de AKP'nin "deve kuşu diplomasisi"ni sürdürmeye devam edeceğini anlamış olduk; aksi halde Pentagon'un Suriye'deki PKK uzantılarına silah verdiği gerçeği karşısında, dile getirilen "dostluk" ve iyi niyet cümlelerinin gereğinin yapılmasını isterdik.

Türkiye yine hayal aleminde. İşin kötüsü bunu bile isteye yapıyor olması...

ABD'nin Barzani'nin referandumuna karşı çıkıyor olmasını Türkiye'nin sevindirici bir gelişme olarak yansıtması da gerçeği perdeliyor. Çünkü Barzani'yi Irak'ta, PKK PYD yi Suriye'de palazlandıran ABD'den başkası değil.

ABD referanduma değil, zamanlamasına karşı çıkıyor!

Sonuçta Barzani referandumu yapsa da, ya da - düşük bir ihtimal ama - son anda vazgeçse de amacını gerçekleştirmiş durumda. Dünya kamuoyuna hedeflediği bölgenin bir Kürt bölgesi olduğunu en yüksek sesle ifade etmiş ve siyaseten rakiplerinin bileğini bükmüş durumda!

Türkiye meselenin Lozan ile Sevr'in kavgası olduğunu anlayıncaya kadar çok zaman ve mesafe kaybetti, kaybediyor...

Atatürk önderliğinde verdiğimiz bağımsızlık savaşında, işgal kuvvetleri arasında ABD'nin de olduğu gerçeğini unutmamalıyız! (Araştırmacı Yazar Hulki Cevizoğlu bu konuda "1919 Gizli ABD İşgali" adında önemli bir kitap yazdı)

İsrail, ABD ve dümen suyundaki Batı, 100 yıllık Sevr planından vazgeçmediğine göre bölgemizdeki uydu devletin de gerçekleşmesi konusunda geri adım atmayacaklarını bilmeliyiz.

***

Erdoğan - Trump buluşması...

Erdoğan ve Trump arasındaki görüşmede benim aynama yansıyan şu;

* ABD, Türkiye'nin ulusal hassasiyetleri konusunda, en hafif tanımla "duyarsızlığını" sürdürecek. Boyalı sözlerle Ankara'nın sırtını sıvazlayacak. Bölgedeki yeni İsrail devleti projesine hız kesmeden devam edecek.

* Ne Habur'u kapatan, ne de petrolü kesen Türkiye ise; Barzani'nin referandumuna "göstermelik" tepkiler vermeyi sürdürecek. Erdoğan siyasi rakipleri arasında ABD'ye en yakın lider ve hala vazgeçilmez konumda.

Hatırlayın; Özal'dan bu yana kaç görüşme kaç zirve yapıldı ABD ile...

Dostlar alışverişte görsün! Süslü laflar; tarihi müttefiklik, stratejik ortaklık gibi afili cümleler!...  O yıllardan bu yana bölgemizdeki haritanın Sevr'in gerçekleşmesi şeklinde değiştiğini, Lozan'ın çevrelendiğini görüyoruz.

Göremediğimiz  ise; Türkiye'deki iktidarların bu 'yap boz'un neresinde olduğu?...