Bir zamanlar sadece dahilerin, sonsuz sabırla çözdüğü zihin labirentleri vardı...

Uluslararası Matematik Olimpiyatları.

Cebirle yoğrulmuş, geometrinin kutsal çizgilerinde dolaşan, kombinatorik düşünceyle evrenin ritmini yakalayan sorular…

İnsan zekasının belki de en arı, en soylu sahnesiydi bu.

Fakat bu yıl o sahneye başka biri çıktı. Daha doğrusu, başka bir şey...

Yapay zeka.

Evet, doğru okudunuz. Matematiğin en seçkin arenasında, Google DeepMind’ın “Gemini Deep Think” modeliyle OpenAI’ın henüz adı bile açıklanmamış deneysel sistemi, insanüstü bir performans sergiledi. Yarışmanın altı sorusundan beşini çözerek 42 üzerinden 35 puan topladılar. Bu, altın madalya eşiği. Üstelik her ikisi de bunu bir insan yardımına ihtiyaç duymadan, kendi başlarına, kendi akıl yürütmeleriyle yaptılar.

İlk kez, bir insan gibi düşünüp, belki de daha iyisini yapan bir zihin türü, matematikte bizimle aynı kulvarda koştu. Ve bazılarına göre bizi geçti.

***

Yapay zekanın Go oyununu alt etmesi veya satrançta dünya şampiyonlarını yenmesi elbette sansasyoneldi ama bu farklı. Bu başka bir şey.

Çünkü matematik yalnızca çözüm bulma sanatı değildir. O, düşüncenin kristalize olduğu, mantığın taşa kazındığı bir dildir. Onu çözmek için yalnızca işlem yetisi değil, sezgi gerekir. Ve sezgi, insanın son kalesiydi. Ta ki şimdiye kadar.

***

Gemini Deep Think’in kullandığı yeni akıl yürütme sistemi ve paralel düşünce mimarisi, yalnızca bir algoritmanın işi değil. Bu adeta bir zihinsel evrim. Problemle karşılaştığında bir yol değil, birçok yol açıyor önüne. Sonra bu yolları, bir satranç ustasının tahtaya yayılmış olasılıkları hesaplaması gibi analiz ediyor. Ama insandan farklı olarak, bu yolları aynı anda yürüyebiliyor. Adım adım, eşzamanlı ve hatasız.

İşin daha da çarpıcı kısmı ise, doğal dilde verilen karmaşık problemleri, sembolik yapılar haline getirip çözümlemekte ustalaşmış bu sistemler, artık araya bir programlama dili koymadan, doğrudan insan dilinden “matematiksel düşünceye” geçebiliyor. Bu sadece teknolojik bir atılım değil, bir tür çeviri devrimi.

***

Ve en dikkat çekici yorum...

Uluslararası jüri, Gemini’ın çözümünü incelediğinde “bir insan tarafından yazılmış gibi görünüyor.” dedi.

Belki de asıl ürpertici olan bu cümleydi.

Çünkü artık mesele sadece çözmek değil, insan gibi düşünmekti.

***

OpenAI’ın modeli ise daha sessiz ama bir o kadar derin bir devrim taşıyor içinde. Henüz ismi bile açıklanmamış bu sistem, semantik haritalarla akıl yürütüyor. Soruyu bir “anlam yolculuğu”na çeviriyor. Ve bu yolculukta yalnızca varılacak yer değil, gidilen yol da mantıklı olmalı. Her adımı, içsel bir denetimle doğruluyor. Yani sadece sonucu değil, süreci de mükemmelleştiriyor.

Bu düzeydeki akıl yürütme gücü, insana ait sandığımız pek çok becerinin yeniden tanımlanmasına neden olabilir.

Çünkü yapay zeka artık sadece bilmekle kalmıyor.

“Anlıyor.”

***

Elbette bu sistemler şimdilik halka açık değil. OpenAI CEO’su Sam Altman’ın da belirttiği gibi, bu düzeydeki muhakeme yeteneği, henüz yalnızca araştırma amaçlı kullanılacak. Ve belki de bu şimdilik iyi bir şey. Çünkü her devrim, biraz nefes alma süresi ister.

Fakat durup düşünmek gerekiyor...

Eğer yapay zeka, matematiğin en soyut zirvelerinde yürüyebiliyorsa, onun için artık hangi sınır geçilemezdir?

***

Matematik, insan zekasının kutsal mabediydi. Şimdi o mabede yeni bir zihin girdi. Belki de artık yalnız değiliz. Belki de ilk kez, kendi yarattığımız bir düşünce biçimi, bizimle aynı göğü paylaşıyor.

Ve sorulması gereken soru şu...

Bu yarışta biz hala önde miyiz?

Ya da sadece başlangıç çizgisine mi veda ettik?