Yargı ve Siyasallaşma
Ardı kesilmeyecekmiş gibi duran bir soruşturma sürecinde gibiyiz. Hemen her gün muhalefetten bir ismin soruşturma haberini görüyoruz.
Tam da bir kaç gün önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Turpun büyüğü heybede” açıklamasını yapmışken…
CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın hakkında soruşturma başlatıldığı haberini aldığımız gün, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hakkında ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı hakkındaki sözleri nedeniyle konuşmasının hemen ardından İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında da soruşturma başlatıldığını öğrendik.
Demokrasi, siyaset, muhalefet
Siyasal sistemin çok partili olması ve iktidarın düzenli ve adil koşullarda yapılan seçimlerle belirlenmesi, demokrasinin temel ve öncelikli koşuludur.
Nitekim bir seçimden bahsetmek, “seçeneklerin” olmasını gerektirir. Siyasal sistemlerde bu seçeneklerden biri veya bir kaçı mevcut iktidarken, diğerleri muhalefet partileridir.
Seçimlerin adil ve gerçek olması, bu muhalefet partilerinin “yarının iktidarı” olma ihtimalini ve iddiasını taşımasıyla mümkün olur. Bunu sağlayacak olan demokrasinin olmazsa olmaz diğer unsurları olarak beliren hukukun üstünlüğü, çoğulculuk, insan hakları ve kuvvetler ayrılığının sağlanmasıdır.
Bu kapsamda muhalefetin iktidarı denetleyici ve dengeleyici bir özelliği de bulunur.
Tabi esas denge ve fren, yasama, yürütme ve yargının ayrı olmasındadır.
Ancak bugün ne yazık ki, Türk siyasetinin verdiği görüntüde, yürütmenin açıklamaları ile yargının eylemlerinin paralelliği endişe veriyor.
Öyle ki, muhalefet, yürütmenin olduğu kadar yargının da hedefinde görülüyor.
Ayrıca, Özdağ’ın Antalya’da yaptığı konuşmaya İstanbul Başsavcılığı’nda açılan soruşturma, Aydın’ın sosyal medya paylaşımı nedeniyle başlatılan soruşturma için evine yapılan baskın, Beşiktaş Belediye Başkanı Akpolat’ın gözaltına alınış biçimi, yargısal sürecin olması gerektiği gibi işlemediği örnekler olarak da dikkat çekiyor.
Seçimlere giderken
Daha henüz zaman olsa da seçimler doğru giderken, neredeyse hemen her gün muhalefetten bir ismin soruşturmayla muhatap olması, muhalefetin ülkenin sorunlarını gündeme taşıyan, iktidarın faaliyetlerini sorgulayan işlevini geride bırakarak, muhalefeti devamlı kendisini savunmak zorunda bırakan bir pozisyona sokuyor.
Öte yandan, siyasetle fazla ilgisi olmayanlar, soruşturma haberlerine ilgisini kaybetti; soruşturmadan haberdar ama içeriğinde ne var, neyle ilgili bir suçlama var takibini yapmıyorlar.
Bu da esas olarak eskilerin “şüyuu vukuundan beter” diye tabir ettiği bir tehlikeyi doğuruyor. Muhalif siyasetçiler ve muhalefetteki partiler yıpratılıyor.
Seçimlere, muhalefet yasaklanarak değil ama işlevsel olarak ortadan kaldırılarak hazırlanılıyor.
Türkiye’nin en önemli sorunu ve RTÜK
Hiçbir şey değişmedi
Hukuk Güvenliğine Bir Tehdit Daha
Kim Konuşacak? Kim Denetleyecek?
Beşinci Strateji Açıklandı Ama Yargıda Durum Daha Kötüye Gidiyor
Meğerse görevlerini bilmiyorlarmış
Yargı ve Siyasallaşma
Beşiktaş Belediyesi ve seçimler…
DDK’nın Yapısı ve Genişleyen Yetkileri
Sosyal medyadan hak arayışı









