Yargıtay'da FETÖ ve rüşvet iddiası

32 yıldır gazetecilik mesleğini yapan ve Haber Vitrini web sitesinin kurucusu ve yazarı Metin Özer 24 Aralık 2017 tarihinde köşesinde, "Yüksek yargıda alçak işler" başlıklı bir yazı yayınladı.

1985 yılından bu yana benim de yakından tanıdığım Metin gerçekleri yazar, yaptığı bir haberde hata, yanlışlık oldu ise en kısa sürede düzeltir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a çok yakın gazeteci olan Metin kardeşim 24 Aralık tarihindeki son yazısında Yargıtay'daki tarihsel gelişmeleri değerlendirdikten sonra FETÖ ve rüşvet iddialarını ortaya koydu.

3 gün bekledim Haber Vitrini sitesinde ve Metin Özer'in köşesinde Yargıtay'dan gelen hiçbir açıklama görmedim. Eğer resmi yazılı bir tekzip ya da düzeltme gelseydi dürüst gazeteci Özer onu da aynen yayınlardı.

"Sükût ikrardan gelir" denir. Özer'i bu yazısı için aradım ve resmi yazılı açıklama olup olmadığını da sordum. Özer, "Yargıtay Genel Sekreterliği'nden aradılar ve bu iddiaları araştıracaklarını belirterek teşekkür ettiler" dedi. Demek iddialar gerçek ki Yargıtay da soruşturma başlatmış. Özer'in bu iddiasını özetleyerek okurlarımla paylaşmak istedim.

"O FETÖ alçakları da az kalsın Türkiye Cumhuriyeti'ni temelli ele geçirecekti.

Sözü buraya neden getirdim?

Hükümet uzun bir süredir yargıda çöreklenen bu FETÖ hainleriyle mücadele ediyor.

Mücadelede bütün dikkat FETÖ alçaklarına verilmiş durumda. Dikkat buraya verilince bazıları bundan yararlanıp birtakım işler çevirmeye başladı.

Bir avuç mezhepçi azınlık, gözden ırak kendine menfaat çıkarmaya çalışıyor.

Son zamanlarda Ankara'da Yargıtay'daki bir hukuk dairesiyle ilgili hoş olmayan söylentiler dolaşıyor.

Başkanı ve iki üyesi yukarıda anlattığım yapılanma üyesi olan dairede, iki de tetkik hâkimi aynı kökenden geliyor.

Bunlara dairesinin eski başkanı da dahil oluyor.

Yetmiyor iki de simsar işin içerisine giriyor.

İddialara göre bu eski başkan ve diğer simsarlar (aracılar) bu dairede bulunan dosya sahiplerinin bilgilerini alıp, davası olanlarla temasa geçiyor.

Davalı veya davacılarla işin büyüklüğüne göre; 1 milyon TL ve 5 milyon $ gibi rakamlarla pazarlık yapıyorlar.

Bu paralar kendilerine ödenirse dosyaların onama olacağını, aksi halde bozma olacağının garantisi veriyorlar.

Hatta müzakeresi yapılmış çıkan bir kararda; "600 bin TL para vermezseniz dosyada kararı değiştiririz" diye dosya sahibine haber yolladıkları ve kabul etmeyenlerin lehine çıkmış kararları bile aleyhine çevirdikleri söyleniyor.

Aynı ekibin; Temasa geçtikleri dosya sahibi kişilerden olumlu cevap alamadıklarında dosyalarını uzun süre beklettikleri, bazen de sırası gelmeyen anlaşmalı dosyaları üste çıkartıp, hemen çıkarıp karara bağladıkları belirtildi.

Bu yöntemle yüzlerce milyon lira para vurgunu yapıldığı iddiaları var.

Eskiden bu işler ideoloji için yapılırdı şimdi para için yapılıyor.

Bunlarla ilgili Adalet Bakanlığı'nın ve HSK'nın ciddi bir araştırma yapması gerekir.

En azından bu yapılanmanın takip edilmesi ve onların mal varlıklarındaki artışların yakından izlenmesinde yarar var.

Yargı hepimizin yargısı.

Yargı bu ülkenin su kazanı gibi.

Oraya düşecek küçük bir sinek, bütün ülkenin midesini bulandırır.

Yargıdaki köpekbalıkları temizlendi ama bu küçük Piranalara da dikkat etmek lazım.

Onlar küçüktür ama dişleri keskindir.

Bu kan emicilere adaletimizi yedirmeyelim.

Son KHK ile Yargıtay'a 100 yeni üye alınacağı açıklandı.

Yargının suyunu kirleten bu ve benzeri mikropların bir an önce temizlenip, yerlerine pırıl pırıl adil insanların konulması elzemdir.

Hangi partiden ve hangi görüşten olursa olsun, sağcısıyla solcusuyla Rabbim ülkemize Hazreti Ömer (Radıyallühu anh) adaletini nasip etsin inşallah."

Yazarın Diğer Yazıları