"Yasakçı bir mantıkla seçime gidiyoruz"

"Yasakçı bir mantıkla seçime gidiyoruz"
Yerel seçimler hakkında değerlendirmelerde bulunan CHP'li Gürsel Tekin, "Vatandaşın yolsuzlukları ve ihaleleri sorgulayamadığı yasakçı bir mantıkla seçime gidiyoruz" ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Siyaset Medyanı YouTube kanalında yayınlanan röportajında önemli açıklamalar yaptı.

Türkiye’nin ‘taşımalı üye mi var, sahte üye mi var. Ölü üye mi var, diri üye mi var?’ tartışmaları ile 31 Mart seçimlerine gittiğini ifade eden Tekin, siyasi partiler ve seçim kanununda değişikliğin şart olduğuna işaret etti.

Tekin'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde: 

“100 binlerin üzerinde muhtarından, il genel meclisine, belediye başkanına kadar seçiminizi yapacaksınız. Şimdi demokrasi dediğiniz kurallar rejimidir. Ne yazık ki ilk kez yani geçmiş dönemlere baktığımızda iyi kötü asgari düzeyde belli siyasi partiler, demokratik mekanizmaları işleterek, ne bileyim işte ön seçim mesela CHP’nin başvurduğu bir yöntemdir. Hatta daha ileri gidiyorum. 80 öncesi bütün siyasi partilerde ön seçim zorunluydu. Ne seçeceğiz yerel yönetici. Seçeceğimiz yerel yöneticilerde, yerel vatandaşın dahli var mı= yok. Kim seçecek bunları, siyasi partilerin genel merkezi. Siyasi partilerin genel merkezlerinin tayinlerinin bir seçimin olması, doğrusu başlı başına bir sorundur. Doğrusu bunun mutlaka bir kurala bağlanması lazımdır. ‘İyi adam’ ‘kötü adam’ kriteri bitti. İyi kural,  kötü kural. Yani siz iyi sistemle adaylarınızı belirleyebilirsiniz.

"HALA SAHTE ÜYE TARTIŞMASI YAPIYORUZ"

Örneğin bugün Londra belediye başkanına baktığınızda, nasıl seçiliyor? Nasıl belediye başkanı oldu? Yani bu kadar kolay tayinli belediye başkanı olursanız, çok kolayda görevden alınırsınız. Çok kolayda işte atıyorum, kayyumla görevinizden el çektirilirsiniz. Öncelikle Türkiye sorunlu olan birkaç alan var. Bir, siyasi partiler yasası, derhal değişmeli. İki seçim yasası. Bakın Ortadoğu’da savaştan çıkmış Irak, o bile doğru dürüst, hepimizin imrendiği bir seçim yapabilirken, biz halen ‘taşımalı üye mi var, sahte üye mi var. Ölü üye mi var, diri üye mi var?’ tartışmasını yapıyoruz. Bütün bu manzaralara baktığımızda böyle kuralsız, gelecekle ilgili ne olduğu bilinmeyen bir seçim sürecine girmişiz. Böyle bir ortamda gelecekle ilgili somut bir şey söylemek öyle zoraki.”

YASAKÇI BİR MANTIKLA SEÇİME GİDİYORUZ

Barselona Belediye Başkanının, “Ben belediye başkanı olursam, kentime 30 milyon turist getireceğim” sözünü anımsatan Gürsel Tekin, “İşte bu projedir” dedi ve şöyle devam etti:

“Gerçekten de şehrine 30 milyon turist getirdi. Şehir zenginleşti. Başka şehirlere baktığımızda akıllı şehirler projeleri devam ediyor. Bütün gelişmiş şehirlere bakın, siz bundan sonra basit yöntemlerle dünyada ki gelişmiş şehirlerle yarışma şansınız olmaz. Bundan vazgeçeceksiniz. Yol yaptım, asfalt döktüm, çok ayıp bunlar yani. Zaten bunlar senin görevin kardeşim, bunun dışında vatandaşın hayatını kolaylaştıracak, onun eğitimiyle ilgili ne bileyim işte, şehirciliğin gelişmesiyle ilgili nelerin var?

Bunlar sorgulanamıyor. Yasakçı bir mantıkla seçime gidiyoruz. Bakınız dünyada iki tür ülke var. Bir yasakçı ve özgürlükçü Kore’ye bakın. İkiye bölünmüş hıyar gibi. Birinde 60-70 bin dolar milli gelir, diğerinde ekmeğe muhtaç insanlar. Niye yasak. Her şeyin yasak olduğu yerde hiçbir şey sorgulayamazsınız. Şimdi biz ihalelerin, yolsuzlukları, arsızlıkları sorgulayamıyorsak babam, kim seçilirse seçilsin beni hiç ilgilendirmiyor.