Gül, bu bahçeye yakışır mı?

Özellikle savaş zamanlarına ait evrensel bir suç tarifi vardır: “Düşmana rahatlık vermek” !

Bazı gazetelerde başlık: “BAHÇELİ, AKP’Yİ RAHATLATTI” ve haberi; “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bir sürpriz, bazılarına göre siyaset satrancında beklenmeyen bir hamle yaptı. “MHP, Meclis’te yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oturuma katılacak!

“Ve böylece, AKP iktidarının en büyük korkusu olan, ilk oturumda 367 milletvekili olmaması korkusu ortadan kaldırılacak.

Anayasa Mahkemesi tarafından verilen karar yerine getirilmiş olacak,.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bu konudaki kararının gerekçesi 9 Ekim 2006’da yaptığı bir açıklamasında varmış.

Cumhurbaşkanlığı seçimi Türkiye’yi kaosa sürüklememeli. Eğer mevcut TBMM Cumhurbaşkanını seçemeyecekse 11 Mart 2007’de erken seçime gidelim. Yeni Meclis yeni Cumhurbaşkanını seçsin.

Eğer erken seçimde de AKP birinci parti çıkarsa, Anayasa’daki prosedürü uygulayarak Cumhurbaşkanını kendileri seçebilir.” Ve son kararı da, bununla tutarlı!

Olacak olan

Ve sonra söylediklerine göre, MHP oturumda bulunacak ama Gül’e veya AKP’nin göstereceği başka bir adaya oy vermeyecekler, hatta MHP de aday gösterecek.

Bu adayın kazanmayacağı muhakkak. Gül veya bir başka AKP’linin, bugünkü aritmetiğe göre ve de MHP’nin yardımıyla kazanacağı muhakkak.

Bunun için de bu jestin bir konsensüsün -uzlaşmanın- yolunu açması söz konusu değil.

Öyleyse Bahçeli bu jesti - bu satranç hamlesini- neden yaptı? Kemlisine göre bunalıma son vermek için!

MHP çevresinden aldığım izlenime göre de, Bahçeli ve MHP yeni bunalımların sorumluluğundan kurtulacak ve sorumluluk AKP’nin olacak... Kaldı da ne olacak, o başka!

Bütün yalaka yazarların, Bahçeli’yi bu hamlesinden dolayı, adeta söz birliğiyle göklere çıkarmaları, pek hayır değil... Bahçeli, belki onların gönüllerine göre bir adam ama...

Son tahlilde

Velhasıl, Sayın Bahçeli’nin derin vizyonuyla yaptığı bu hamleyi de, seçimlerden sonra “e-muhtıra olmasaydı böyle olmazdı” sözlerini anlayamadığım gibi, naçizane anlayamadım.

Ben de Emin Çölaşan gibi, “MHP yelkenleri suya indirdi” ve AKP’nin ekmeğine yağ sürdü, “düşmanı rahatlattı” diye düşünüyorum!

Seçimlerde Bahçeli ve Erdoğan’ın birbirlerine karşı söyledikleri ağır sözlerden sonra bu yakınlaşma, bu “al gülüm-ver gülüm” havasından neler çıkacak, göreceğiz.

Siyasette her şey mümkün ve politikacılık da,“mümkün olanı yapmak sanatı.” Ama ya gerçek liderlik ve devlet adamlığı?

Yazarın Diğer Yazıları