Gâzi Meclis'te kol gezen ihanet!..

Candan azîz gönüldaşlarım, Tunceli’nden dün gelen ve yüreklerimizi yakan 3 şehit haberinin ardından, Türkiye Büyük Millet Meclisi 23’üncü dönem çalışmalarına, maalesef eli kanlı bölücü terör çetesi PKK’nın legal görüntülü elemanlarının da katılımıyla yarın başlayacak. Bu, dünyanın hiçbir devletinin kaldıramayacağı bir yaman çelişkidir ki; ancak Türkiye’mizde “AB dayatmalarıyla oluşturulan” şu “sevilesi demokrasi anlayışı” böyle bir ihanete fırsat tanıyabilir.

İşte bunun en bilinen, en basit misali gözlerimizin önündedir. Bu PKK denilen terör şebekesini besleyip büyüterek, örgütleyip eğiterek üstümüze salan, azîz milletimizin boğazına saldırtan, inşaallah ebediyen yaşayacak olan devletimizin paçasına daldırtan devletlerin “önde gideni” ABD’dir. Aynı ABD, esas kaynağı üstünde çok ağır şüpheler ve tereddütler de bulunsa, 11 Eylül toplu terör saldırılarından sonra, beş paralık olan itibarını kurtarmak için; Birleşmiş Milletler, NATO gibi teşkilatların ve dünya kamuoyunun desteğini de yanına, hatta Mehmetçik’i dahi kalkan misali önüne almıştır.

Kafkaslar’daki ve Batı Türkistan’daki kardeş Türk cumhuriyetleri üzerinde baskı kurarak, “terörle mücadele edeceğim” bahanesiyle üsler edinmiştir. Böylece, on binlerce kilometre mesafedeki Afganistan’da, “El Kaide’yi yok edeceğim” iddiasıyla taş üstünde taş, neredeyse baş üstünde baş bırakmamıştır.

Okyanus ötesi havkırma!..

Gelin görün ki terör illeti kendi halkına ve kendi birliğine yönelince, onbinlerce kilometre öteye giden ve terörist niyetine yaşlı, çocuk, kadın ayırd etmeden masum insanların yaşadığı kasabaları bile haritadan silen “Vahşî Batı Emperyalizmi”; sınırlarımızın hemen ötesine yuvalandırdığı terör bataklığını kurutmamıza devamlı engel olmakla kalmıyor, askerimizin başına çuval geçirmek suretiyle, devletimizin itibarıyla da oynamış oluyor.

Bununla da kalınsa iyi, “Türkiyeli Teslimiyet”in “AB-D ve İsrail kara sevdası” yüzünden, Irak Türklüğü’ne kan ağlatan bu şebeke ve çanağından yalananlar, Ankara’ya dil ve diş atıyor her fırsatta... İşte “son soslu, salçalı ve salya”, ABD’li Dışişleri bakan yardımcısının o şom ve mütecâviz ağzından fırlayıveriyor:

“Coğrafi sınırlar değişmedikçe Türkiye ve Irak’ın daha uzun yıllar komşu olacakları anlaşılıyor”muş!..

Neymiş tercümesi bu “Okyanus ötesi havkırma”nın?!..

Yani “BOP çerçevesinde ileri tarihlerde sınırlar değişebilir”miş!.. “Esas oğlan” sıfatlı sahipleri, bu derece kuduzlaştığı için, onlardan aldıkları destek ve cesaretle salya akıtanlar, yarın “Gazi Meclis”in sıralarını pisletmiş olacaklar... Üstelik PKK terör çetesine mensubiyet ve sempati nutukları atmaktan vazgeçmeden; cezaevinden zafer konvoylarıyla çıkanlar “Geçici Başkanlık Divanı”na kurulacaklar...

Türkiyeli Medya, seçimin hemen sonrasında başımıza “püsküllü” bir anayasa değişikliği dümeni sardı ki neredeyse bütün Türkiye 10 günden beri bu saçma sapan “AB dayatmalı teklif” ile uğraşıyor.

Bu arada TBMM’ye ulaşan ihanet “1 ileri 3 geri” kıvırtmasıyla “bildiği yabancı dil” hanesine “Türkçe” yazdırıyor, kimse yemeyince, “yanlış anlamışım” diyerek kendi ağzında gargara yapıyor. Sadece “soyadıyla” Türk olan zavallı; “PKK için terör örgütüdür diyemem” diye kasılıyor, sonra “Türkiye partisi olacağız” yollu yave yapıyor. “PKK terör örgütü değilse, sen de TBMM üyesi değilsin” diyebilecek, “Severim senin Türkiyeliliğini” diye haykıracak devlet yetkilileri, acaba yaz tatilindeler mi?..

Truva atları!..

Dostlarım, yakın geçmişten günümüze doğru bir gezinti ile hâlimize bakalım mı?..

Afgan halkının “Kızıl Emperyalizm” e karşı kahramanca direnişini görünce, bu “millî mücâdele” nin parsasını toplamak ve Afgan Mücahidleri’ni biri birine düşürmek üzere, yıllar önce kurdurup desteklediği, silah, cephane ve para verdiği Taliban, soğuk savaş dönemi bittikten sonra “Batı Emperyalizmi” ne kafa tutmaya başlayınca; “ABD ve esas stratejik ortakları” tarafından düşman ilan edilmiştir. ABD’nin CIA vasıtasıyla “doğrudan eğitip sonsuz destek verdiği” Usame Bin Ladin’e kurdurtulan “El Kaide” adlı “yarı hâyâl yarı gerçek” terör örgütü bahane kılınarak, önce Afganistan’da bomba atılmadık yer bırakılmamıştır. Sonra bu örgütü ortadan kaldırmak bahanesiyle “Radikal İslam” diye bir öcü icad edilmiş, dolayısıyla Orta Doğu’dan Kafkaslar’a, Tanrı Dağları’ndan Çin Seddi’ne, tarihten günümüze Türklerin ve Müslümanların yaşadığı büyük coğrafya, yer altı ve yer üstü zenginlikleri sömürülmek üzere hedef seçilmiştir.

“Yeni Dünya Düzeni” adıyla paketlenen ve sömürme hedefi bakımından dünyanın en büyük kazığı olan “Büyük Ortadoğu Projesi”nin esas patronu Dünya Yahudi Lobisi, dolayısıyla İsrail’dir. Türkiye’de bütün etkililerin, her kesimden “Teslimiyet”in, “stratejik ortak” ve “müttefik” saydıkları “sözde dost, özde düşman” ABD, “esas patron” olan İsrail’in stratejik ortağıdır. Bu soygun ve katliâm şebekesinin “Haçlı görüntülü -Yahudi pusulalı” diğer “bir buçuk” elemanı da “hafifmeşrep anne kılıklı” İngiltere ile “kırıtmakta rakip tanımayan metres kimlikli” Fransa’dır. Siz bakmayınız içimizdeki “teslimiyet”ten “eş başkan” seçilip de “sevindirik” olanlara... Irak’ın kuzeyinde balon misali şişirilip, “oş başkan” tayin edilmenin verdiği cüretle paçamıza dalanlara!.. Bu gibiler ve bu “gidiler” gaflet ve ihanet adına “esas hedef” Türkiye’den seçilmiş “Truva atları”dırlar...

“Truva atları” nın mevcudiyeti karşısında bu gaflet sürdükçe, ihanet maalesef “Gâzî Meclis”te kol gezmeye devam edecektir!..

Yazarın Diğer Yazıları