Sonlarının başlangıcı!

Yalakaların etekleri zil çalıyor. İktidar uydusu gazeteler,  “meslek ahlakını”  ve zarafeti bir tarafa bırakarak baş sayfalarından haber veriyorlar: “Emin Çölaşan Hürriyet’ten kovuldu”  diye!
Ben  “ne zaman olacak?”  diyordum; hiç şaşırmadım ama bu kadar çabuk veya böyle yapılacağını tahmin etmiyordum ve doğrusu sevindim. Kayıtlara geçsin diye söylüyorum: Bu, AKP iktidarının mukadder sonunun başlangıcıdır. “İktidar ifsat eder” . Şimdi 22 Temmuz “zaferinden”  sonra AKP mutlak olarak ifsat olmakta!
Acısını bizzat çektiğim için bilirim. DP iktidarı da “sonunu”, basını susturmak hareketleriyle, gazetecileri cezaevine sokmakla kendisi getirmişti. O günlerde birkaç gazete hariç, iktidara göbeklerinden bağlı olmayan ve gerçek gazetecilerin, sahibi oldukları gazeteler ve gazeteciler arasında dayanışma vardı. Eğer biri kovulur veya cezaevine sokulursa, bunu kendileri için yapılmış sayarlardı. 
Şimdi ise, hele AKP 22 Temmuz “zaferiyle” mutlak iktidarını perçinledikten sonra, Aydın Doğan ve bazı ötekiler, Emin Çölaşan gibi cesur yazarlara yer vererek kendi iş çıkarlarını tehlikeye sokarlar mı?  Ama bunlar, işin ahlaki yanı bir tarafa, sonunda kendi kuyularını kazdıklarının farkındalar mı? AKP farkında mı?

Onur madalyası

Eğer yalakalar, Çölaşan kovuldu diye seviniyorlarsa, bunun sonunda kendileri için de bir tehlike olduğunun farkındalar mı? Bekleyin ve görün; daha neler olacak! Çok merak ediyorum, Allahın günü,  “ifade özgürlüğünden”  söz eden, Orhan Pamuk’un, Hrant Dink’in düşüncelerinin susturulmasından  şikâyet eden malûm yazarlar, şimdi Çölaşan’ın “kovulmasını”, nasıl tevil
edecekler.
Kendisini, gerçek gazeteci Abdi İpekçi ile mukayese eden, fakat bir bu yana, bir öteki yana,  göbek atan dansöz gibi yazan,  “Holding iş takipçisi” Ertuğrul Özkök, bu “sirkati” konusunda, nasıl şecaat arz edecek? Gerektiği gibi istifa etmek “şecaatini”  gösterebilecek mi?
Dikkat etmemişim. Özkök, meğer önceki yazısında, Bekir Coşkun ve Yılmaz Özdil’i överken, Emin Çölaşan’dan bahsetmemiş... Aynı yazıda,  “Hakaret, iftira, takıntı, lakap takma, haksızlık gibi şeyleri muhaliflik gibi sunmaya kalktığınız zaman..vb.”  demekle, aslında Emin Çölaşan’ı kastetmiş!
Tavsiye ederim; Doğan Holding gazete ve televizyonlarındaki cesur arkadaşlar; Bekir Coşkun, Tufan Türenç vb.. eşyalarını toplasınlar!
AKP iktidarı, “pılını pırtısını” toplayana kadar!
Bu olay, aynı zamanda medyanın holding tekellerinde toplanmasının tehlikesini de gösteriyor!
Son söz: Emin Çölaşan, Hürriyet’ten kovulmadı. Mesleğimizin en yüksek şeref madalyasını aldı ve de Sedat Simavi’nin gazetesinin ne hallere düştüğünü gösterdi!

Yazarın Diğer Yazıları