Akıllı Türkler de var

Kıbrıs gazisi Yüksel Subaşı’nın Konya’da 2006’da yayınladığı eserin adı bu! Birçok değerli kaynaktan da esinlenerek yazılmış olan bu kitap, Subaşı’nın Barış Harekatı ile ilgili hatıratına akıllıca eleştiriler serpiştirilmiş, akıcı bir uslûpla yazılmış 110 sayfalık bir eser.
98. sayfada Subaşı’nın şu değerlendirmesine hak vermemek mümkün değildir:
Yapılacak en önemli iş: Kıbrıs meselesini B. Milletler gündeminden en kısa zamanda kurtarmak olmalıdır. B. Milletler’in elinde bulunduğu müddetçe Kıbrıs, eninde sonunda Türkiye’nin elinden alınacaktır.
Çok iyi bilinmelidir ki, anlattığımız geçmişteki Türk-Yunan münasebetleri, büyük devletlerin geçmişe nazaran daha etkili müdahaleleriyle günümüzde de halen devam edip gitmektedir.
Kadife boşanma, Annan Planı bunları hepsi yeni birer Bizans ve Amerikan oyunudur. Gümrük kapıları açılacak, giriş çıkışlar serbest olacak ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine müracaatla, Rumlar Girne ve diğer beldelerdeki evlerine kavuşacaklar. Ardında Amerika, AB ve Yunanistan olan Rum ekonomisi, bu işbirliği grubuna göre zayıf Kuzey Kıbrıs Türk ekonomisini yutacak ve Türkler 42 yıl öncesi gibi aç ve sefil bir duruma tekrar düşeceklerdir. İleri safhalarda adadan göçler başlayacak ve sonuçta adada ne Türk, ne de Türk toprağı kalacaktır.
BM’de alınmış olan gerçekdışı kararlar sayesindedir ki Kıbrıs meselesi 43 yıldır halledilemiyor. BM Genel Sekreterlerinden Cuellar, bu kararların gerçekçi olmadığını teslim etmiştir.
Sonuç kısmında da (sayfa 99) Sn. Subaşı’nın değerlendirmesi gerçekçi bir değerlendirmedir:
Avrupa Birliği uğruna Kıbrıs’ın feda edilmesi TARİHİ FECİ BİR YANLIŞ OLUR VE TÜRKİYE’NİN DE SONUNU HAZIRLAYABİLİR dersek mübalağa etmiş olmayız. Çünkü Kıbrıs Adası MEGAL-İ  IDEA (Büyük İdeal) PLANININ SON BEŞ MADDESİNİN GERÇEKLEŞMESİ İÇİN ANAHTAR konumundadır. Kıbrıs’ın feda edilmesi demek, bu anahtarın Yunanistan’a devredilmesi demektir. Bu anahtarı ele geçirecek olan Yunanistan, batı ülkelerinin desteği ile Batı Anadoluyu, İmroz ve Bozcaada’yı İstanbul’u kolayca ele geçirebileceği gibi, Karadeniz Rum Pontus devletini de hiç zorlanmadan kurabilecektir. Sakın bu anahtarı (Kıbrıs Adasını) Rum’a teslim etmeyelim, diyorum.  Unutmayalım ki ANNAN Planı da, DEAN ACHESSON Planı’na eşdeğer bir plandır. Tadili (değiştirilmesi) veya hafifletilmesi imkanı olmayan bir plandır. Bu nedenle Yunanistan’ın tarihi yayılmacı siyasetine kurban olmamalıyız ve  her zaman uyanık bulunmalıyız diyorum. Olmayacak AB ninnileri ile milleti uyutmaya kalkışan görevli iki yüzlülere kanmamalıyız diyorum. Türk milleti, Dimyata pirince gidiyor görünürken, evdeki bulgurdan da olmamalıdır.
Kıbrıs’a hizmetleri geçen pek çok kimseye şükran duygularımı ve saygılarımı sunuyorum. Şehit olanlara Cenab-ı Hakk’ın vasi rahmetini niyaz ediyorum. Aziz ruhları şad olsun.
Sayın Cumhurbaşkanı Talat’ın, Papadopulos ile görüşeceği bu günlerde bu gerçekleri kaale almakta yarar vardır. Masaya uzlaşma için değil, taktik icabı, zaman kazanmak, daha da silahlanmak ve “Türk askerini uzlaşmaya engeldir” masalı ile Kıbrıs Türklerini hamisiz bırakmak oyununa hız vermek için oturmaktadırlar. Akıllı Türkler, bu köhnemiş Bizans oyununa gelmemelidirler!

Yazarın Diğer Yazıları