Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sadi SOMUNCUOĞLU

Sadi SOMUNCUOĞLU

Renksiz ve ideolojik

AKP’li Zafer Üskül, “Anayasaların renksiz olması gerektiğini” söyleyerek,  “1961 Anayasası’nın başlangıç kısmı milli devlete vurgu yapar. Milliyetçiliğe değil. (Hemen düzeltelim, 1961 Anayasasının girişinde, Türk Milliyetçiliğinden hız ve ilham alarak deniyor) 1982 Anayasası ise, milliyetçiliğe, Atatürk milliyetçiliğine vurgu yapıyor. Oysa milliyetçilik farklı anlamlara, yorumlara neden olabilecek ideolojik niteliklidir. Bu nedenle anayasada yer almaması gerekir”  görüşünde. 
AKP için anayasa paketi hazırlayan Prof. Dr. Ergun Özbudun da, gerekçeleri farklı olsa bile Üskül’ü şöyle onaylıyor.  “Anayasa siyasi bir yarışmayı belirleyen bir belgedir. Belirli bir ideolojiyi yansıttığı takdirde o ideolojiyi yansıtmayanları gayrimeşru durumda bırakır. Bu nedenle renksiz bir anayasa yapılması görüşleri isabetlidir.”
Bunlar ne demek, gerçekten  “renksiz”  anayasa olabilir mi? Eğer bir anayasa o devletin hiçbir özelliğinden bahsetmiyor, okunduğunda hangi devlete ait olduğu adeta anlaşılmıyor, şablon gibi her devlete uygulanabiliyorsa, buna “renksiz” diyebiliriz. Yok böyle değil de, ait olduğu milletin ve devletin temel özelliklerine yer vererek, bir anlamda kimliğini ortaya koyuyorsa, bu anayasa renklidir. Nitekim, AKP’li Üskül’ün  “Anayasada kurucu ilkeler yer alır”  demesi, Özbudun’un  “Atatürk ve onun çağdaşlaşma idealine, dünya görüşüne, kurucu felsefesine anayasada atıfta bulunulması normaldir ve gereklidir” sözleri, bir anlamda “renk” i işaret ediyor.
İyi de, hem renksiz anayasadan bahsedip, hem bunları söylemek çelişki olmuyor mu?
Bir de “İdeolojisiz”  anayasa talebi var.  Üskül’ün gerekçesi, milliyetçiliğin farklı anlamlara gelmesi ve ideolojik nitelikli olması. Özbudun ise, “Atatürk İlke ve İnkılapları denilince 6 ok anlaşılıyor. Bu ise ideolojik bir kavramdır. Farklı düşünceleri gayrimeşru duruma sokar. Bu da sıkıntı yaratacağından anayasada yer almamalı” görüşünde.
Özbudun’un görüşlerini biraz açalım. Atatürk İlke ve İnkılapları, 6 ok değil, bağımsız Türk Devleti’nin kuruluş esasları ve ağır yıkıma uğramış Türk Milleti’nin yeniden inşası demektir.  Çünkü, özellikle o dönem için çok önemli olan 6 ok, bir parti programı olup, her alanda  katı bir sistem bütünlüğünü ifade eden ideoloji anlamına gelmez. Yine, parti programları hedefine ulaştıkça değişir, gelişir veya dönüşür, ama devletin temelleri hiç değişmez.  Kaldı ki 6 ok, bir ideoloji değil, bir parti programıdır.
Üskül’ün,  “milliyetçilik farklı anlaşıldığı için anayasaya girmemeli”  iddiasına gelince; Sosyal kavramların anlamı genellikle esnektir.  Nitekim Türk Milleti, milli kültür, milli-üniter devlet, Atatürk’ün dünya görüşü, Türk Milliyetçiliği, kurucu felsefe, devletin kuruluş esasları gibi kelime ve terkipler de farklı yorumlanabilir. Böyledir diye bu temel esaslar anayasada yer almasın denebilir mi?  Hasılı Üskül’ün iddialarının tutar tarafı yoktur.

AB Anayasası ne diyor?
Bir de yaranmaya çalıştıkları AB’nin Anayasası ne diyor, bakalım;  “Avrupa’nın kültürel, dini ve insani mirasından.. ilham alarak... Manevi ve ahlaki mirasın bilincinde olarak... Avrupa halklarının kültürlerindeki ve geleneklerindeki çeşitliliğe ve üye devletlerin kimliklerine...kiliseyle sürekli irtibatta olarak..”
Bizatihi, “köklü ve tarihi temel değerlerden” bahis, AB Anayasasını “renkli ve ideolojik”  yapmıyor mu? 2. Cumhuriyetçiler ve kafasını Türk Milletiyle bozanlar, acaba buna ne derler? Ne desinler ki? Zira gerçek niyetleri farklı ve bunları 22 Temmuz’da,“22 Temmuz Kader Günü!.. Niçin”  başlıklı yazıda, Zafer Üskül’ün TÜSİAD için hazırladığı 2. Demokrasi Paketi’nden örneklerle anlatmıştım. Bu anayasa modeliyle, üniter-milli devlet yapımız hedef alınıp, etnik/ırkçı yeni bir siyasi düzen istendiği açıkça görülüyordu. AB ve PKK talepleriyle de birebir örtüşen bu model, A’dan, Z’ye renklidir, ideolojiktir, üstelik saldırgandır.  
Herkes rolünü ne iyi oynuyor değil mi?

Yazarın Diğer Yazıları