Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

Anayasanın ittifakı

“Sivil Anayasa” adıyla  “Ben Yaptım Oldu” diyen AKP hükümetinin yangından mal kaçırırcasına, aceleye getirmeye çalıştığı taslak üzerine birazcık araştırma yaptık. Sapanca kampındaki “Politbüroya” havale edildiği iddia edilen taslak kamuoyunun sandığı gibi üç beş aylık bir çalışma değil.
 Dünyanın her yerinde gelişmelerden doğan ihtiyaçlar göz önüne alınarak anayasalarda değişiklikler yapılır. ABD’de 1790 yılından bu yana aynı anayasa geçerli iken, eklemeler çıkarmalar yapılmış, fakat bütünlüğü bozulmamıştır. Bir türlü mezun olamadığımız mektep bilgilerinin yanına, uzman görüşlerini de ekleyince, köklü devlet geleneği olan ülkelerde zırt pırt anayasa değişikliğinin olmadığını gördük. İngiltere, Almanya, İtalya, Fransa gibi ülkeler  “Anayasa Ruhu”nu korumak kaydıyla ihtiyaçtan değişikliği mutabakatla gerçekleştiriyorlar, hatta referanduma gidiyorlar.
Üniversite hocalarına “Herkes işine baksın” restini çeken Tayyip Erdoğan, yukarıdaki açıklamalara “Bize ne ABD’den, Avrupa’dan Biz Türkiyeliyiz, anayasamızı da Türkiyeli olarak değiştiririz” diye bıçkın bir tavır takınabilir. Nitekim, AKP’nin yöneticileri ve kabineyi oluşturan bakanların çoğunun taslaktan haberdar olmayışı bunu gösteriyor. Üzerine taslakta Cumhurbaşkanının büyük oranda budanmasını eklerseniz, Erdoğan’ın çıkamadığı köşk ile ilgili başka planları yani “Başkanlık Sistemi”ne geçiş hazırlığında olduğunu da çözüveririz.
Özal’dan Demirel’e kadar “Başkanlık Sistemi” tartışmalarına alışık olan Türkiye’deki anayasa değişikliklerinin darbeler sonrasına gelişi de tesadüfün iğne deliği değil elbette. 1961 ve 1962 yılında değişen anayasa sonrasında Türkiye’de gelişen olayları, milletler arası ilişkileri mercek altına aldığımızda kimlerin işine geldiğini çıkarırız. Bugün bu sütunlarda okyanus ötesinden kurgulanıp, Türkiye’de uygulanan malum senaryoları hatırlatmaya gerek duymuyorum. 70 milyon vatandaştan saklanan taslak ile ilgili  “ittifakı”  açığa çıkarmaya gayret edeceğim.
3 Kasım 2002 ’de iktidara gelen AKP anayasayı değiştirme gücünü elinde bulundurmasına rağmen, niçin 4.5 yıl beklediği sorusunun cevabını bulmak şart. Bu 4.5 yıl iktidar sırasında milli görüş gömleğin çıkardığını ifade eden AKP, 22 Temmuz’da kimlerle ittifak kurarak, yüzde 46’yı bulduğunun sorusu da aynı cevabın içindedir.
“Anayasa(k)’a yeter”, “Anayasamı istiyorum” platformlarıyla ittifak yapan AKP’nin mevcut taslağına dikkat ederseniz, bölücülerden çıt çıkmıyor, dincilerden ses çıkmıyor ve de dönek solculardan destek yağıyor.
Taslak ile ilgili araştırmalarım sırasında Milliyet gazetesinin 30 Ocak 2000 tarihli nüshasını buldum. İhsan Yılmaz imzasıyla yayınlanan haberin başlığı “Anayasa (k)a yeter” . Haberin alt başlığı  “Farklı görüşlere sahip aydınlar “Yasaklar Anayasası“nın değiştirilmesi için kampanya başlattı. Oluşturulan sivil girişim grubu herkesi yeni anaya sürecine katılmaya çağırdı” diye yazıyor. Aralarında PKK’nın avukatlarına yol veren İstanbul Baro Başkanı Yücel Sayman, yazar Murat Belge, Mehmet Altan, Ali Bayramoğlu, Etyen Mahçupyan, Burhan Şenatalar ve 28 kişilik grubun yürüttüğü çalışmada, tıpkı Sapanca politbürosu gibi çeşitli otellerde kamp kurmuştu.
Helsinki Yurttaşlar Derneği, TESEV, DİSK, KADER, Sosyal Demokrat Vakfı, SOS Çevre Gönüllüleri, TESAV. TÜGİAD, Hacı Bektaş veli Kültür derneği, Demokratik İlkeler derneği, Demokratik  Cumhuriyet Programı, Liberal Hareket, Mülkiyeliler Vakfı, Özerk Sanat Konseyi gibi ABD yanlısı, AB muhibbi, Ermeni teresliklileri ile tanınan bu kuruluşların oluşturduğu komite ve çağrıya imza atanların arasında kimler yok ki...
Soros’un tosuncuklarından, Kürtçülüğü hayat tarzı haline getirenlere, İslamcılık adına Arap Irkçılığına boyun eğenlerden, sanat için soyunanlara, her devrin dümen suyuna girip iş takibiyle yolunu bulanlardan, döne döne başı dönüp en son koltuk için bir partiye kapılanana kadar birbirinden ilginç isimler mevcut.

Yazarın Diğer Yazıları