Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sadi SOMUNCUOĞLU

Sadi SOMUNCUOĞLU

"Terör" araç, "Sevr" amaç

Nihayet deveye hendek atlatılıp, tezkere çıkarıldı. Tabii  “yegane hedef terör”  sorununu çözmek. Türkiye’nin ana sorunu terör mü? Değil. Peki, PKK’nın iki kimlikli, iki dilli devlet dayatması, ya da Irak’ın kuzeyindeki Barzani oluşumu mu? Bunlar da değil. 
Doğru teşhis edilmeyen hastalığın, tedavisi de olmaz. Deve hendeği atlasa bile. Açıkça, dürüstçe, korkmadan ve Türkiye adına, Türk Milleti için doğru teşhisi koyalım. Koyalım ki, işimiz biraz kolaylaşsın.
Sorun, Sevr planları. Malum,  “Büyük Kürdistan” ,  “Büyük Yunanistan/Pan -Elenizm”  “Büyük Ermenistan”. Bunlara  “Büyük İsrail”  de ilave oldu. Hepsi de bizden vatanımızı istiyor. İyi de, bugünkü dünyada bu planların gerçekleşmesi mümkün mü? Devletlerarası hesapların, insan ömrünün zaman dilimlerini aştığını bilmez, başınıza gelen felaketleri gördüğünüz halde tedbir almaz, ana kaynak yerine maşalarıyla oyalanır veya yanlış hedeflere yönelirseniz, elbette mümkün. Hele, tarih şuurundan mahrum olarak, sizden vatanınız ve egemenliğiniz gibi hayati konularda talebi olanlara, kurnazlık yaptığınızı zannedip,  “sıfır düşmanlık”  veya “stratejik dostluk”  siyaseti güderseniz vay halinize. İşte  “Büyük Kürdistan”  1. sıraya oturtuldu bile.

Resmin bütününe göre tedbir

Gerçeklere bakalım. ABD, Irak’ta, Afganistan’da ne yapıyor? Vahşet. Ne için? Bölgeyi yeniden yapılandırmak için. I. Dünya Savaşı sonrası çizilen sınırlar artık işe yaramıyormuş. Yeni düzenlemeye ihtiyaç varmış. Buna karar veren kim?  “Haçlı seferleri başlıyor” diyen ABD Başkanı. Uygulama bugün, ama proje asırlık. Her şey hazır. Projeye dair resmi haritalar havada uçuşuyor. Yaşanan kanlı gerçekler ortada. Haçlı/Emperyalist gücün hedefleri hiç de gizli değil. Sadece uygulanan strateji ülkeden ülkeye farklı.
Nitekim Türkiye’ye, yıllardır psikolojik, siyasi, diplomatik, iktisadi saldırı ve terör uygulanıyor. Siz, ülkenizi bölecek BOP’un eş başkanı olur, milli çıkarlarınızı terk edip, ABD’nin güdümüne girerseniz, akıbetiniz bellidir. Çünkü stratejiniz yok. Bu şartlarda bölücülüğe, teröre, bütün bölgeyi kaosa sürükleyecek Barzani oluşumuna karşı tedbir alınabilir mi? Bakın tezkere çıktı, ama iç siyasete dönük kuru sıkı sözler bir yana, müdahale için ABD icazeti bekleniyor. Son günlerde tedbirlerin siyasi, iktisadi, psikolojik, kültürel, stratejik ve askeri olduğu öğrenildi de, ortada bir şey yok. Şu, Barzani-PKK ikilisine yarı fiyatına verilen elektriğin şarteli bile indirilmiyor.
Malum tezkerenin 2 yönü var. Caydırıcılık ve askeri güçle vurma. Ama bakıyoruz, iktidar sözcüleri daha karar çıkmadan,  “tezkere var diye hemen uygulanacak değil ya” demeye başladı. Böylece tezkere kozu, şimdiden harcandı. Başbakan 5 Kasım’da ABD’ye gidecek. Her halde o zamana kadar beklenecek. Arkadan da kış geliyor. Konu, bir iki bombalamayla geçiştirilirse, şaşmayalım. Onun için kimse bir şey yapılacağına inanmıyor ya!
Bu arada iktidarın özel hesaplar uğruna, AB’ye nasıl bağımlı hale geldiğini de unutmayalım. AB, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesinde, aleyhimize alınan kararları kimler hatırlıyor? Türkiye’den federasyon ve özerklik isteyen kaç konferans yapılıp, raporlar yayımlandı, kaçımız biliyoruz? PKK’nın istekleri, Barzani’yi koruyan politikalar, Hıristiyan unsurlarla ilgili taleplerin hepsi en ince ayrıntısına kadar hesaplandı. Ama iktidar, bu hasmane tutumun hiçbirine tavır almadı. Böylece milletlerarası zeminlerde alt yapı rahatça hazırlandı. Dışa bağımlılık her alanda, her geçen gün pekiştirilirken, içte  “özgürleştirme”  ve  “demokratikleştirme”  adı altında, devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğünü koruyacak yasa, kurum ve kurallar alabildiğine törpülendi.
Peki, çare var mı? Elbette ve daima. Ama bu kafa ile değil.
Evet TBMM’deki tezkere görüşmelerinde Şükrü Elekdağ’ın söylediği gibi,  “Soğuk savaş döneminde maruz kaldığımız tehditten daha önemli ve daha tehlikeli”
bir durumdayız.
Bunun adı da Sevr’dir!

Yazarın Diğer Yazıları