Ellerinde kan olan gazeteciler!

İbrahim Cahit Fırat adlı bir Türk çiftçi, beş bitkiden, kanamayı derhal durduran bir ilâç geliştirdi.
Kendi üsluplarını kullanmak gerekirse  “kanalın biri” nde haber şöyle veriliyor:
“İbrahim Cahit Fırat adlı biri...”
Bu ifade tarzı cahillikten, Türkçeyi serseri ağzı ile kullanmaktan mı kaynaklanıyor, yoksa  “Türk’ten mucit mi olur?”  anlayışından mı bilmiyorum. Ancak her üçü de o kanal için ayıp!
Sadece ayıp değil elbette! Saygısızlık, küstahlık!
Fırat’ın geliştirdiği karışım henüz ilâç sayılmıyor ama Sağlık Bakanlığı üretim ruhsatı verdiği gibi, ambulanslarda bulundurma kararı da aldı. Genelkurmay Başkanlığı da üretici firma ile görüşüyor. Kan kaybını durduran ilâç, dağdaki çatışmalarda yaralanan Mehmetçiklerin hastaneye yetiştirilene kadar kan kaybından ölmesini engelleyebilir diye..
Şimdi böyle bir ilaç geliştiren kişiden bahsederken, bir televizyon kanalının saygısızlık yapmasının sebebi nedir?
Bir tarihte Beşikdüzülü bir hemşehrim, fındık randıman makinesi yapmıştı. Makine fındığı kalitesine göre ayırıyordu. Dönemin Fiskobirlik genel müdürü  “Türk’ten mucit mi olur?”  diyerek, makineden faydalanmak bile istememişti!
Adam kendisini Türk hissetmiyor ama Türk’ün vatanında, Türk’ün şirketinde genel müdürlük yapıyor ve Türk’ü aşağılıyordu!
İşte bütün meselelerimizin anası budur!

* * *
Başta CNN ve BBC olmak üzere belli başlı bütün haber ajansları, PKK saldırılarını verirken  “terörist”  yerine  “Kürt isyancı” veya  “Kürt ayrılıkçı” ifadelerini kullanıyor.
Türklerin hiçbir başvurusuna da aldırmıyorlar. Bir Türk mucit için, “biri”  diyen yerli habercilerin Türk’e bakışı ile BBC, CNN veya diğer ajanslarda çalışan İngiliz, Fransız veya Amerikalılar’ın bakışı arasında özde hiçbir fark yok. Ermeni ile Ermeni olurlar, Yunanlı ile Yunanlı olurlar ama Türk’ün ekmeğini yedikleri halde her fırsatta Türklüğü aşağılarlar.
Türk’ün ona yaptığı insanlığı, aş, iş ve arazi verdiğini unutur, bir de yaşadığı toprak parçasını atalarının kaçıp geldiği ülke ile birleştirmek için çalışır! Böyleleri de çoktur.
Bu sebeple BBC’nin  “Türkiye, Iraklı Kürtlere saldırı başlattı”  diyerek öldürülen bir teröristin annesi diye bir kadını konuşturması, kadının, öğretilmiş “Oğlum, Kürtlerin hakları için çalışıyor”  sözlerinin yayınlanması, Türkiye’nin Irak’ın kuzeyine müdahalesinden sonra Batı’nın Türkiye’yi nasıl değerlendireceğinin ilk örneğidir.
AP Ajansına mektup gönderen Aytuğ İzat,  “Kürdish Rebels”  ifadesini kullanmalarının meslek kuralları ile bağdaşmadığını, yaptıklarının emperyalizmin hizmetinde bir gazetecilik olduğunu belirtiyor.
Tabii bundan da anlamazlar, eleştirileri yok sayar, bildiklerini okumaya devam ederler.

* * *
Ama kimin ellerinin kanlı, kimin savaş suçlusu olduğunu, Ermeni Yalanları Tasarı’nı da kabul eden ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nin Ortadoğu politikası konulu toplantısına katılmak için Meclis binasına giden Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’a  “Ellerinde kan var Rice”  diye bağırarak kanlı ellerini gösteren Amerikalı kadın yüzlerine vuruyor!
İşte her fırsatta Türk’ü aşağılamaya çalışan yerli-yabancı sözde gazetecilerin elinde de kan var! Hem de Türk kanı!

Yazarın Diğer Yazıları