Bu sınırlar değişmeli

Türk askerinin Kuzey Irak’a uzun süre kalmak üzere girmesi, hatta bu operasyonla birlikte ‘Güneydoğu sınırlarımızda genişlemesinin’ mümkün olabileceği sizce kimlerin işine gelmez?


AKP Hükümeti ve Washington belli ki fikir birliği içinde, Kuzey Irak’a birkaç ‘nokta operasyon’ ile Türk halkının yükselen milli duygularını karşılamak istiyor. PKK’ın asıl lideri Barzani’nin de hedefe konulmasını dillendiren yok. Kuzey Irak’a bir askeri operasyon olacaksa hedef mutlaka Barzani de olmalı ve ilaveten Türkiye, sınır ötesinde geniş bir alanda etkili olacağını, Irak’ta uzun süre kalıcı olacağını da tüm dünyaya göstermeli. 
Türkiye, Kuzey Irak’a girdi mi AKP ve Washington’ın istediği gibi bir-iki nokta atış için değil, uzun süre orada kalıp-gereğini yapmak üzere askeri operasyon düzenlemeli, çook uzun süre Kuzey Irak’ta VAR olmalıyız aksi takdirde Kuzey Irak’ta bir Kürt Devleti’nin kurulması da kaçınılmazdır, terör de kökünden kazınamaz. Asker ’hazırım’diyor, siyasilerin ne dediği ortada.
Konuştuğum bazı uzmanlara göre, Türkiye’nin Kuzey Irak’a yapacağı geniş kapsamlı derin operasyonu, Marttan önce gerçekleştirmesini de beklememek gerekiyor, bu denli kapsamlı bir askeri harekat için iklim koşulları dışında uluslararası kamuoyunu hazırlanması için de Mart’a kadar zamana ihtiyaç olabilir. ‘Önümüzdeki kısa vadede bir-iki nokta atışı içerecek sınır ötesi operasyon, Mart-Nisan aylarındaki asıl büyük askeri harekatı durdurmaya/geçiştirmeye yeterli olamacaktır’vurgusu yapılıyor. Bu denli kapsamlı bir askeri operasyonun ‘içeride siyasetin malum dengeleri üzerinde’ etkileri nasıl olur dersiniz?
Türk askerinin Kuzey Irak’a uzun süre kalmak üzere girmesi, hatta bu operasyonla birlikte ’Güneydoğu sınırlarımızda genişlemesinin’mümkün olabileceği sizce kimin/kimlerin işine gelmez? Öncelikle Barzani ve malum yerli-yabancı meçhul! ortaklarının tabii...
Türkiye pekâlâ Irak sınırından içeri girerek (25-30 kilometre mesela) Türkiye-Irak sınırının yeniden oluşturulmasını-genişlemeyi sağlayabilir. Neresi ise orası... Haydi ‘sınır genişlemesini’ tartışmaya açalım.
Bu arada önemli bir son durum söz konusu; dün Barzani Türkiye’yi ’savaş ilanı’yla tehdit etti. Barzani, Türk askerlerinin K. Irak’ı işgal etmesini savaş ilanı sayacaklarını söyledi. 5 ay önce, 24 Mayıs tarihli köşemde bu ihtimali duyurdum, hatırlayalım; konuştuğum uzmanlara göre, Barzani’nin şok bir kararla Irak Hükümeti Kuzey Bölgesi Başkanı olarak Türk Ordusu’na karşı savaş kararı alması söz konusu olabilir. Barzani cephesindeki bu olasılığın etkilerini kimse ihtimal hesabına katmıyor. Ters köşeden farklı okumalar yapmak zorunda olduğumuz günlerdeyiz, Türkiye bekler iken YA BARZANİ BİZE SAVAŞ İLAN EDERSE? Artık ne kaçınılmaz olur?
Ve... Son bir ‘özel not’ ile bağlayayım, ‘Ankara gecelerinde’ yarım kalan bir sohbetten ötürü ‘aklım’ paye-i taht (başkent) da kaldı. Yarım da olsa, o işaret fişeği beni gelecek adına çoook umutlandırdı.
*Güler Kömürcü / Akşam

İkinci Cumhuriyetçilerin kayığı
Gelecek ay yeni bir gazetenin çıkması bekleniyor. Kod adı İkinci Cumhuriyet olarak tasarlanan gazetenin açıklanan resmi adı Taraf. Hazırlayanlar, kendilerinin taraf olduklarını, gazetelerinin bir duruşu olduğunu söylemek için bu adı tercih etmişler belli ki.
IBDA-C’nin dergisinin de adı olan Taraf, İkinci Cumhuriyetçiler’le bu yasadışı örgütü aynı kayığa bindirivermiş tesadüfen de olsa. İçi boş bir tarafsızlık iddiasındansa Taraf’ın bu duruşu ilgi çekici şüphesiz.
*Oray Eğin / Akşam

Kaset harekatı
MHP’li eski Bayındırlık Bakanı Koray Aydın’ın Anayasa Mahkemesi’nden aldığı beraat kararı ülkücüleri hareketlendirdi. Aydın’ın beraat etmesi, ülkücü camiayı muhtemel bir ‘töhmet’ riskinden kurtardığı gibi, MHP ye de ciddi bir lider alternatifi getirdi. Beraat kararıyla rahat bir nefes alan Koray Aydın, profesyonel bir ekip tarafından hazırlanan ‘Video Kasetle’ kamuoyunun karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Aydın, bazı televizyonlarda da gösterilecek ‘Video Kasetle’, Bakanlık dönemine ait icraatlarının yanında, Anayasa Mahkemesi’ndeki yargılanma dönemini de ekranlara taşıyacak. Kulislere yansıyan bilgilere göre aynı kasette Koray Aydın, şimdiye kadar hiç yayınlanmamış bazı belge ve görüntüleri de kamuoyu ile paylaşacak. Bakan Aydın’ın yakın çevresine “Beni mahkeme kararı olmadan suçlu ilan eden basının, mahkeme kararıyla suçsuzluğumun ispatına aynı ilgiyi göstermemesi, bu kasedi hazırlamamı zorunlu kıldı” dediği belirtiliyor.
*Talat Atilla / Güneş

Amerikalı daha ne desin?
Amerikalı komutanın açıklamalarına bakarsanız ABD’nin haline acımaktan ve “Zavallılar n’apsın” demekten başka çareniz kalmaz!
ABD’nin Irak’taki güçlerinin komutanı Org. Petraus “İki müttefikimizin arasında kaldık” diye ülkesinin içine düştüğü açmazı(!) anlatmaya çalışıyor!
Amerikalı komutan bu açıklamayı niye yapıyor?
Türkiye’nin terör örgütüne karşı aldığı “Sınır ötesi operasyon” kararı nedeniyle yapıyor!
Türkiye müttefiklerden biriymiş? Peki, öteki müttefik kimmiş?
İlk etapta akla Irak geliyor ama kazın ayağı öyle değil!
Türkiye’nin Irak’la bir alıp veremediği yok ki!
Dolayısıyla Amerikalı generalin “iki müttefik” tanımı içindeki ikinci müttefikin kim ya da kimler olduğu açıkça ortaya çıkmıyor mu?
Neden müttefikmiş bu insanlar?
İsyancılara karşı birlikte savaşıyorlarmış!
Irak’ta isyancılara karşı birlikte savaşanlar, Allah-u alem ülkemizde de bize karşı birlikte savaşacaklar!
Terör örgütü elemanlarını kimlerin eğittiğini, ellerine silahları kimlerin verdiğini ve üzerimize onları kimlerin saldığını elbette tek tek biliyoruz.
Bu nedenle de “İki müttefik arasında kaldık” açıklamasını daha bir önemsiyoruz! Biz “Terör örgütünü düşman olarak ilan et, onu yok et” dedikçe onlar terör örgütüne bir ayrı sevgi ile yaklaşıyorlar ve müttefik olarak ilan ediyorlar!
Terör örgütüne karşı Amerika ile birlikte müdahale hayali içinde olan dostlarımızı(!) Amerikalı generalin bu açıklaması ile uyarmak istiyoruz.
Amerika hem terör örgütü ile hem de örgütü koruyup kollayanlar ile dost ve müttefik olduğunu daha açık nasıl ilan etsin?
Amerikalı General “İki müttefik arasında kaldık” derken ilk sıraya kimi koydu dersiniz?
Türkiye’yi mi yoksa terör örgütünü mü?
Bizim ABD hayranları ne zaman ayıkacaklar acaba?
*Zeki Ceyhan / Milli Gazete

Tespit aynı!
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Tahran’da İran Dışişleri Bakanı Muttaki ile görüşüyor... Daha sonra yapılan ortak basın toplantısında İran Dışişleri Bakanı Muttaki diyor ki:
- PKK’nın arkasında İsrail ve ABD vardır...
Peşinden sözü Türk Dışişleri Bakanı Babacan alıyor. Söylediği aynen şu:
“Terörün hedefi olmanın nasıl bir şey olduğunu en iyi anlayacak ülkelerden biri ABD’dir. ABD’nin herhangi bir terör örgütüne destek verebileceğini düşünmek bile istemiyorum, böyle bir şeye ihtimal vermiyorum.”
Bebecan bedavadan ABD’nin avukatlığını yapıyor... Ya çok saf... Ve hiç gazete okumuyor... Ya da Amerika’yla arasını iyi tutmak için suçluyu masum göstermeye çabalıyor.
Ne diyor Atatürk Gençliğe Hitabe’sinde:
“İktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini, müstevlilerin (işgalcilerin) siyasi emelleriyle tevhid edebilirler (birleştirebilirler)...
Biz de Bebecan için böyle bir şeye ihtimal vermiyoruz ama!..
*Melih Aşık / Milliyet

Yazarın Diğer Yazıları