Siyasetçilerimizden beklentilerimiz

Sayın okurlarım, özellikle son yıllarda Cumhuriyetimizin üst yönetimlerinde görevli siyasetçilerimizden memnun olmayan, hatta şikayetçi olan vatandaşlardanım. Bu konuda onlardan beklentilerimizi de bugün sizlerle paylaşmak istiyorum; Çünkü ben, Cumhuriyetimizin inkişafı için devlet yönetiminde ve özel hayatımda şahsıma düşen görevleri yerine getirmenin rahatlığı içinde faal hayatımın sonuna gelmiş bir aksakalım. Yuva sahibi olmuş yetişkin dört yavrum ve ikisi evli beş torunum var. Gençlik yıllarımda ayyıldızlı formayı giyen bir milli sporcu ve uzun yıllar da en büyük şehirlerimizin Beden Terbiyesi Bölge Müdürü sıfatı ile birçok ilklere imza atan devlet yöneticisi oldum.
Dolayısıyle, Cumhuriyetimizin ilk yıllarından günümüze kadar devletimizin üst yönetiminde görevli siyasetçileri, türlü sebeplerle yakından tanıdım ve faaliyetlerini izledim. Hatta Ankara’nın merkezindeki çocukluk yıllarımda, Kurtarıcımız M.Kemal Atatürk’ün haşmetli güzelliğini, defalarca çok yakından görmek şansına eriştim.
Onun için ben, altı asır üç kıta hakimi İmparatorluğun sahibi, dünyanın kendini bildiği günden beri var olan, Türk Dünyası’nın önderi ve örneği olması gereken tek ümidimiz, genç Cumhuriyetimizin siyasetçilerinde çok yönlü yetenek aramayı, bizlere demokrasi rejiminin verdiği bir hak olarak görüyorum. Ve bu konudaki en büyük ihtiyacımız da, hassasiyetlerimize hürmetkâr üstün yetenekli siyasetçiler olduğuna inanıyorum. Milletimizin mukadderatına tesir edecek karar mevkiinde bulunan siyasetin, en zor meslek olduğunu bildiğimiz için, namzetlerimizde titizlik gösteriyoruz ve davranışlarında da çok yönlü üstün vasıflar arıyoruz.
Özellikle Cumhuriyetimizin kurulduğu yıllarda, cevher-i aslisine güvenerek milli hassasiyetlerimize hürmetkâr, dikkatli ve dürüst, üstün yetenekli siyasetçilerimizin kısıtlı imkanlarla neler yaptıklarını ve devletimizin kalkınmasındaki rollerini gördükten sonra, günümüzdeki siyasetçilerden de nefretimiz ve beklentilerimiz artarak devam ediyor. Aslında onlardan bu önceliklerimize değer vererek, her konuda her yerde ve herkesle işbirliğine girmelerine rıza gösteriyoruz. Ve artık kendisini Türk kabul eden, sağlıklı, tecrübeli, ilkeli ve tutarlı, alnı açık, helal süt emmiş ülkü sahibi ve gerektiğinde bedel ödemeyi görev sayacak becerikli siyasetçiler istiyoruz.
Halkımızı tüketici-israf ekonomisi ile tanıştıranları, ayrımcılığı teşvik edip mozayik kültürüne öncelik verenleri, soyguncu ve vurguncuları işbaşına getirenleri, enflasyon felaketini halkımızın başına bela edenleri, devletimize karşı olanlarla devletimizden yana olanları aynı kefeye koyanları, milletçi değil yobaz olanları, rey uğruna bölücü örgüt üyelerinin temsilcilerini TBMM’ye taşıyanları, anlaşma metnine şerh koymadan Gümrük Birliği’ne bizi üye yaparak AB’nin kucağına düşürenleri, AB’yi siyaset aracı yaparak yolunu Diyarbakır’dan geçirenleri, üretken milletimizi tüketken hale getirip borçlandıranları, hatta bütün gelirleriyle borçlarını faizi ödeyecek duruma düşürecek devletimizi IMF(Duyun-u Umumiye)nin kapısında dilendirenleri artık istemiyoruz.
İşte bizi bugünkü duruma getirenler ve son beş yılda, daha da kötü uygulayıcılar, milletimizin hassasiyetlerine hürmet göstermeyen yeteneksiz siyasetçilerdir.
Türk Dünyası ile alaka ve işbirliğini unutup, Arap Dünyası ile uğraşanları, hayat arkadaşı eşleri ile her yerde toplumun huzuruna rahatça çıkamayacak hale gelenleri, gazi olup GATA’da tedavi gören insanlarımızın ziyaretini beş yıl sonra hatırlayanları, Türkiye Devletini AİHM’ye şikayet edenleri Çankaya’ya sokan siyasetçilerin unvanlarını artık düşürünüz ve hassasiyetlerimize hürmetkâr, üstün yetenekli insanlarımızı siyasete davet ediniz.
Tanrı Türk’ü Korusun

Yazarın Diğer Yazıları