Deli Bush ve "akıllı" bizimkiler...

Herkesin ABD Devlet Başkanı George W. Bush diye bildiği kişi, aslında kendini  “Allah’la konuşan aziz” zanneden tehlikeli bir delidir.
O kadar deli ki Roma’yı yakan Neron bile bu Bush’un yanında Einstein gibi durur dersek inanınız abartmış olmayız.
Çünkü Neron sadece Roma’yı yaktı, Bush ise Büyük Ortadoğu Projesi ile 30’a yakın devleti yakmayı ve on milyonları katletmeyi kafaya koymuş. Ortalıkta bir buçuk milyar Müslüman’ı ortadan kaldırmaktan zevk duyacak bir ruh hali ile dolaşıyor da kimsenin gıkı çıkmıyor. Herhalde insanlık toptan çıldırmış olmalı. Sadece Irak’ta bir milyondan fazla insanı katleden ve bunu  “din adına”  yapan birine siz, biz ve Amerikalılar dahil, yeryüzündeki 6 küsur milyar insan nasıl tahammül edebiliyor gerçekten izahı zor bir durum.
Afganistan’a,  “Haçlı Seferi başlattık”  diye saldırıyor. Irak’a girmeden önce Fransa’ya uğrayıp Chirac’a,  “Yecüc ve Mecüc ortaya çıktı, bana yardım etmelisin!”  diyor.
Söyleyin Allah aşkına bu adam deli değildir de nedir?
Irak’ın işgalden dört ay sonra Mısır’ın Şarm-el Şeyh beldesinde Filistin heyetiyle bir araya geliyor ve onlara,  “Tanrı bana ’George git, Afganistan’daki teröristlerle savaş’dedi, savaştım. ’George git, Irak’taki despotluğu bitir’dedi, bitirdim. Şimdi bana Tanrının ’Git, Filistinlilerin devlet kurmasını sağla, İsrail’i güvenliğe kavuştur, Ortadoğu’ya barış getir’ dediğini hissediyorum. Tanrının izniyle bunları da yapacağım”  diyor.
Amerikan Devlet Başkanı olmak için tam teşekküllü bir hastaneden sağlık raporu şartı konsaydı George W. Bush bu ruh sağlığıyla o makama tırmanabilir miydi?
İşgalden önce Erdoğan’a,  “Irak’ın toprak bütünlüğü korunacak, bana güven çünkü ben dindar bir insanım” sözü vermemiş miydi?
Şimdi kim  “Bütün bir Irak” tan bahsedebilir.
Demek Tanrısıyla konuştu, o da,  “Müslüman’a verilen sözde durulur muymuş, işine bak oğlum Bush” dedi..
İşte dünya ve Türkiye bu delinin eline kaldı..
Türkiye’yi köşeye sıkıştırmalar, İsrail’in Suriye’yi Türkiye üzerinden vurması, PKK militanlarından seçmeler yapıp,  “Bundan böyle sen PEJAK’sın”  deyip İran’a çullandırılmaları, kobay olarak kullanılan yunusların, insansız uçaklar ve benzer cihazların İran’ı ablukaya alıp istihbarat toplamaları, Devrim Muhafızlarının tıpkı PKK gibi  “Terör örgütü” listesine alınması ve ambargolar gösteriyor ki, Bush’a, Tanrısı,  “Görev süren bitmeden şu İran işini de hallet”  demiş olmalı?!
Bu yüzden Washington Türkiye’ye aba altından PKK sopası gösteriyor ve Bush, Fransa Cumhurbaşkanı Chirac’a dediğinin bir benzerini Türkiye’ye, Erdoğan’a diyor:
“- Eğer stratejik ortaksak gel şu İran’ın defterini birlikte dürelim!”
Sonra?
“- Ortak, sorduğun soruya bak. Sonra sıra tabii ki Suriye’de, BOP’ta bütün bunları konuşmadık mı!..”
Görüntü aynen bu olduğu için Erdoğan-Bush görüşmesinden 12 saat önce yazılan bu yazıda iddia ediyoruz ki, Oval Ofis’ten Türkiye lehine hiçbir şey çıkmayacak.
Neymiş efendim PKK büroları kapatılıyormuş.
Yahu Avrupa’da bir tek PKK bürosu var mı?
Yok! Amma aynı Avrupa’da adı  “PKK bürosu olmayan”  binlerce PKK bürosu yok mu?
Var.
PKK’nın bazı elebaşları Türkiye’ye
verilecekmiş.
En tehlikeli tuzak da bu işte.
“En elebaşı”  Öcalan’ı verdiler de PKK
bitti mi?
Tam tersi, kudurdu, Meclis’e bile girdi.
Öcalan’ın karşılığı yani Türkiye’ye maliyeti, Irak’ın kuzeyinde yapay ve kendine  “Güney Kürdistan” diyerek, “Benim bir de kuzeyim var”  diyen bir Kürt devleti oldu.
Birkaç  “elebaşı”  daha verilecek, bunun karşılığı da, Türkiye’nin, İran’a saldıracak Amerika’nın yanında yer alması mı olacak!
Bak şu delinin akıllılığına!..
Ve bakın şu bizim akıllıların deliliğine..

Yazarın Diğer Yazıları