Araplar ve biz!

Araplarla, Türkler arasında bir  “sevgi-nefret” ilişkisi-çelişkisi vardır. Kişisel bazda “sevgi” kamusal alanda “nefret”! Araplar yıllarca hâkimiyetimiz altında yaşamış olmalarını hazmedememişler, biz Türkler de, onların zaaflarını ve bize karşı duygularını, hep bilmişizdir! Nihayet Birinci Dünya Harbinde “necip Arap kavminin” bizi  “dindaşlarını”  arkamızdan  “kıvrık hançerleriyle” vurduklarını af edememişizdir! Hatta aramızda ortak bağ olması gereken İslamiyet de bizi aslında ayırmıştır. Osmanlı Padişahlarının “Halife” , “Hilafetin”  Türkler’de olmasını benimsemediler. Şunu da söyleyeyim; Türkler İslamiyet’e onlardan çok hizmet etmişlerdir. Araplar bunu da kıskanırlar!
 
... Birinci Dünya Savaşı’nda, “Hilafet” Arapların ve diğer sömürge Müslümanlarının, İngiltere ve Fransa saflarında Türkiye’ye karşı savaşmalarına mani olamamıştı! Araplar bizim “Arap saçı”,  “Arap olayım”, “Arabın aklı”  gibi deyimlerimizi, kendilerine hakaret olarak algılarlar. 
Arapların, Türkler konusundaki olumsuzluklarına Washington’da bizzat tanık oldum. Washington Camiinin açılış merasimini, Müslüman ülkeler diplomatlarından oluşan bir Komite olarak organize etmek için sırayla elçilik bürolarımızda toplantılar yapıyorduk. Sıra benim büromda toplanmaya gelmişti. Arap diplomat kızdı: “Bunca yıl sizin egemenliğiniz altında yaşadık; bizi Elçiliğinizde toplayarak, gene baskınız altına alamazsınız” dedi. Bu latife değildi, adam ciddi idi. Aşağılık kompleksi vardı! Başka bir Arap diplomat da, gözlerimin içine bakarak sormuştu: “Bilir misiniz, biz neden Türk kadınlarıyla evleniriz?” diye... Kadınlarımızı kullanarak, akılları sıra, bizden intikam alıyorlardı!

Haşimiler Birinci Dünya Savaşı’nda İngiliz casusu Lawrence ile işbirliği yaparak Osmanlıya ihanet etmişlerdi. 1958’de General Kasım darbesinde öldürülen Irak’ın, “Küçük Kralı” Faysal bu hanedandandı... Amcası Emir (Prens) Zeid de, değerli bir Türk ressamı ve tiyatro sanatçısı Şirin Devrim’in annesi ve Halikarnas Balıkçısı’nın kız kardeşi Fahrünnisa Hanımla evlenmişti. İstanbul’da yaşardı. Fahrünnisa Hanım, üvey anam Füreya’nın teyzesi olduğu için, Emir sık sık evimize gelir, babamla sohbet ederdi. Babam ona, savaşta Arapların yaptıklarını, kendi Medine’de görev yaptığı zamanki anılarını latife yollu anlatırdı. Fahrünnisa Hanım, eşine takılırdı:  “Bizim Mehmetçiklerimize, İngiliz altınları için, nasıl kıydınız” diye!

Fahrünnisa Hanımın kız kardeşi Ayşe Hanımın eşi Ahmet Erner de savaşta Arap cephesinde çarpışmış. O da Emir Zeid’e yaşadığı olayları anlatırdı. Ailede “Loloş Baba”  dediğimiz şirin Emir, mahcubiyetten, kıpkırmızı kesilirdi. Velhasıl Arapları, Emir Zeid’i sevdiğimiz kadar sever, bize ihanet edenleri de unutmayız!  Araplar, bizim Müslümanlığa, onlardan fazla bağlı olduğumuz ve hizmet ettiğimizi de kıskanırlar! 

Velhasıl, iki milleti biri birlerine bağlayan öğeler bizi ayırıyor da! 

+++++

Karagöz
kolleksiyonundan

5 AĞUSTOS 1931

Karagözle Haciyvat, o yılların bir uçağı önünde konuşuyorlar; “Hepimiz fen kahramanını bekliyoruz”
HACİYVAT- Karagözüm tayyare hazır, kimi bekliyorsun?
KARAGÖZ- Vatana emsalsiz bir hava zaferi kazandıracak, millete şeref saçacak fen kahramanı bir Türk tayyarecisi bekliyorum Haciyvat!
Ve altta, başyazı - “ FEN KAHRAMANLARI”
 O sırada dünya turu yapan iki Amerikan tayyarecisi İstanbul’a gelmişler. Dünya birinciliğini kazanmışlar. Başyazıda, Türk gençlerine hitaben deniyor ki: “Sizler bu kahraman Amerikalı tayyarecileri kıskanmalısınız. Çünkü sizin kanınızda olan kahramanlık cevheri onlarınkinden asla daha az değildir.”

+++++

BİR FIKRA

Türklerin kahvaltısı

Londra civarında, bir Lord ve Leydinin şatoları... Bir  “week end” (hafta sonu) partisi! Konuklar arasında bir de Türk var. Pazar sabahı, konuklar kahvaltı sofrasında toplanmışlar. Konu, çeşitli kahvaltı tarzları. İngiliz usulü, Amerikan usulü, Fransız usulü  “kontinental”  vb.. kahvaltı! Leydi, Türk’e soruyor:  “Türkler nasıl kahvaltı yaparlar?” diye! Türk yanıtlıyor:  “Zeytin, ekmek, peynir ve çay!”  Leydi hayretle sorar;  “Atatürk bunu da değiştirmedi mi?”

+++++

ÖZDEYİŞ

Devlet adamı ölmüş olan politikacıdır.
Thomas Reed

Para söz konusu olduğunda herkes aynı millettendir.
Voltaire

Yazarın Diğer Yazıları