Okuduğum kitaplar

O kadar çok kitap yayınlanıyor ki yetişmek mümkün değil. Az gören gözlerimle, elime geçenleri okumaya çalışıyorum. Bazıları hakkında tercih yapmak nümkün değil.

* Emin Çölaşan’ın “maceraları” listemin başında. Onunla birlikte Ankara’nın en güvenilir vatansever gazetecisi Fikret Bila’nın yeni çıkan “Komutanlar Cephesi” (Detay Yayınları) var ki satır satır okunmaya yorumlanmaya değer!

* Ve bugünleri anlamak için Profesör Dr. Emre Kongar’ın “Demokrasimizle Yüzleşmek” (Remzi Kitabevi) yapıtı. Televizyonlarda Mehmet Barlas’ı hep mat ettiği için alkışlarımı kazanan Kongar, özellikle bugünlere nasıl geldiğimizi, belgeleriyle ortaya koyuyor!

* Dostum Şevket Çizmeli’nin “Menderes Demokrasi Yıldızı” (Arkadaş Yayınları) kitabı da belgelere, kişisel anılara dayanarak, rahmetli Adnan Menderes’i hata ve sevaplarıyla doğru yerine koymuş. Yakından tanıdığım Adnan Menderes hakkındaki bu eser konusunu daha etraflı yazmak isterim!

*  Hem başarılı bir Diplomat-Büyük Elçi, hem de dikkatli ve müthiş bir araştırmacı olan, Ermeni konusunda yazdıkları klasik referans olan Bilal N. Şimşir “Kürtçülük-1787 -1923” (Bilgi Yayınları) muazzam bır araştırma eseri yazmış... Doğrusu kıskandım. Benim aynı konuda son yayınlanan “Küçük Türkiye-Büyük Kürdistan” (Akasya Yayınları) bu eser yanında çok hafif kaldı... Özellikle bu soruna çok yüzeysel ve konjonktürel bakanlar, barışçı çözüm diye ahkâm kesenler ve de Başbakan ile Bakanları bu kitabı muhakkak okumalıdırlar.

* Hayırlı torunlardan Turgut Gürer, Mustafa Kemal’in Kurtuluş Savaşı’ndaki yaveri, dedesi Cevat Abbas Gürer’i yazmış. (Gürer Yayınları ) Sadece anılar değil, bir dönemin kesiti ve Mustafa Kemal’in kişiliği hakkında bilgi edinmek isteyenler için bu kitabı tavsiye ederim.

* “Çekirdek ve Kovan” Yazan Bora İyiat. (Akasya Yayınları) Aslında yeni Türkiye macerasını, Dünya perspektifi ve şartları anlatan bir eser... Kitabı neden okumanız gerektiği için şu kısa özeti veriyorum:
Yeni bir dünya kuruluyor ve sömürgecilik bir sistem olarak devletlerin, imparatorlukların yönetim anlayışına dahil ediliyordu. Bu düzeni benimseyerek uygulamaya çalışanların iştahını kabartan topraklar üzerinde, Batı dünyasının hasta adam adını verdiği, eskinin görkemli günlerinden çok uzak bir devlet kuruluyordu. Tüm hesapların üzerinde Osmanlı savaşa sokuluyor, ardından Anadolu işgal ediliyordu.
2500 yıldır asla kimsenin Türk’e biçmeye cesaret edemediği esaretin telden örülü kaftanı, 20. yüzyıl başlarken tarih bilmezlerce hem de Anadolu’nun her karışı şehit kanları ile sulanmış topraklarında giydirilmeye çalışılıyordu. İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan çizmeleri, buram buram memleket kokan çiçekleri çiğniyor, önce Harmandalı sonra Bozlak, Halaylar ve diğerleri işgalci askerlerce susturuluyordu.
Bu vatanın büyük gururu, ordusu dağıtılıp, silah ve mermisi elinden alınmıştı ki... Bir Sarı Saçlı Adam çıktı Samsun’a, ardından Harmandalı çalındı önce, sonra diğerleri...Ve silahını da, mermisini de Anka Kuşu gibi kendi külünden yarattı bu toprakların insanı...
Askeri, sivili, genci, yaşlısı, kadını-erkeği ile...
Bir mermi attı Zeybeği, bir mermi Dadaşı, bir tane de Seğmeni ve seyri değişti savaşın, kaderi yeniden yazıldı Anadolu’nun...
Kurtuluş Savaşı’nın perde arkası ve Gazi Kovan Mermisi’nin gerçek ve ibretlik hikayesi...

Yazarın Diğer Yazıları