Türkiye’yi, bizim basından takip etmeye çalışan kişiler, her gün Türk ordusunun Irak sınırını geçtiğini ve Amerika’nın da Türkiye’nin ayakları altında paspas olduğunu sanır. Aslında yayınlanan bu haberler, bence vatana ihanetle eş değer.
Hatırlayın, ABD Irak’a girerken Amerikalı gazetecileri birliklerin içine aldı ama o gazeteciler, komutanların denetlemediği hiçbir haberi yayınlayamadılar. Oysa bizimkiler, neredeyse düşmana nerede kaç kişilik birlik konuşlandırıldığını, nereye gittiklerini ve silahlarına kadar her türlü bilgiyi veriyorlar. Bu konuda tek sevindirici nokta, o kadar cahiller ki ne silahları ne de birlikleri tanımadıkları için, verdikleri bilgiler kafa karıştırmaktan başka bir işe yaramıyor.
O kadar açık ki bunu anlamak için kendinize soracağınız bir dizi soruyla durum aydınlanabilir. Örneğin, Başbakanın muhteşem ve başarılı! 5 Kasım Beyaz Saray ziyareti sonrasında, acaba ABD şimdiye kadar kaç PKK üssünü bastı, kaç PKK liderini teslim etti veya kaç adet aktif enformasyon verdi, bu enformasyonlarla kaç PKKlı teröristin Irak sınırını geçmesi önlendi ve Irak sınırı içindeki PKK hedeflerinden kaçını bildirdi? Ben yanıtlayayım ortada hiçbir sonuç yok.  Sıfıra sıfır elde var sıfır..
Amerikalı generaller geldiler gittiler. Daha önce Bush’un PKK koordinatörü emekli General Ralston da gelmişti. Gelmiş, gitmiş ve bir sonuç alınamamıştı. Generaller geldi gitti ortada hiçbir şey yok. Daha önce ABD’li diplomatlar gelip gitmişti; gene ortada bir şey yoktu. O zaman da PKK’ya terör örgütü demişlerdi şimdi de diyorlar.  
Aslında PKK’nın siyasallaştırma süreci için düğmeye basıldı. Türkiye buna itiraz edecek veya kafa tutacak ne güçte ne de durumda. Zira Türkiye, aslında işgal altındaki Irak’tan bence pek de farklı değil. Irak’ta da Bağdat’a ABD tarafından yaptırılan uyduruk seçimle iktidara getirilmiş bir hükümet var. Bizde de kimsenin oy verdiğini söyleyemediği yüzde 46’lık oyla seçilmiş bir hükümet var. Irak, Amerikalı askerler izin vermeden hiçbir operasyon yapamıyor. Bizimkiler de ABD izin vermeden operasyon yapamıyor. Üstelik Irak’ta Amerikan ordusu, Türk silahlı kuvvetlerinden daha az kayıp veriyor.
Türkiye Kuzey Irak’a kendi vatandaşına sattığından daha ucuza elektrik satıyor. Diyarbakır’daki Kürtler elektriği bedava kullanıyor. Saddam döneminin laik Irak’ı, ABD işgali ardından laikliğini yitirdi ve molla ve tarikatlar yönetimine girdi. Bizde de Atatürk devrimleri ve batılılaşma yavaş yavaş yok ediliyor. Ne kadar molla varsa devlet yönetiyor. Basında bile molla uzmanı gazeteciler popüler.
Parçalanmış Irak halkını bir araya getiren tek şey futbol. Türkiye’de bir araya gelinen tek konu futbol ve milli maç. Ankara’daki ABD Büyükelçisi bir sömürge valisinden farklı mı hareket ediyor? Bizimkiler neredeyse adamın karşısında hazır olda bekleyecekler.
Peki, bu arada hâlâ biz Türkler, Kürtler ve Araplar bile bir operasyon yapılacağına inanmazken neden operasyon olacağına inanmak için kendi kendimizi iknaya zorluyoruz? Bence operasyon konusunda da her şeyde yaptıkları gibi, alıştıra alıştıra bizi kandırmaya çalışıyorlar. Basın, zamları ve artan vergileri yayınlayarak hükümeti, yolsuzlukları eleştirme yerine, hükümeti karşılarına almamak için operasyon ninnisiyle milleti uyutmayı tercih ediyor.
Evet, sevgili okurum, Türkiye Irak gibi işgal altındadır ama bence Irak işgali deklare edildiği için daha namuslu bir işgaldir, bizimki gibi namussuz değil.