Aldanmayalım

“Şubat ayında Rum Cumhuriyeti’nde yapılacak seçimlerde, inşallah uzlaşmadan yana bir lider seçilir de 2008 uzlaşma yılı olur” ümidi ile hem kendi kendini, hem de yakınlarını avutanlardan değilseniz ve “Türklerle bir arada yaşamak istemiyoruz” diyen  yüzde 60’lık Rum gençliğinin varlığından ve Rum Ortodoks kilisesinin yüz yıllık Enosis siyasetinden haberdarsanız, Rum eğitim kurumlarında Yunan olmanın yüceliğini, Kıbrıs’ın bir Yunan adası olduğunu öğreten Rum öğretmenlerinin milli dava dedikleri Yunanlılık ve Türk düşmanlığı davasındaki inançlarını biliyorsanız, 1800’lerdeki Enosis isyanının 1931’de tekrarlandığını, 1954’de Yunanistan’ın Kıbrıs meselesi dediği Enosis talebini Birleşmiş Milletlere götürdüğünü ve 1955’de başlayan EOKA terörünün çeşitli şekillerde bugüne kadar devam etmekte olduğunun farkındaysanız bu yazıyı okumanız gerekmez çünkü siz Rum’u ve Kıbrıs gerçeklerini bilen kişilersiniz, aldanmayacak ve Türkiye’yi “Kıbrıs meselesini ’Kıbrıs Hükümetini’tanımak suretiyle halletmeye” davet ediyor “bunu yapmazsan üyeliği unut” demeğe getiriyor! Halâ tuzağı görmeyen  var mı? Bu hak ve adalet tanımayan, Uluslararası Antlaşmaları yok farz eden, tarafların yadsınamaz siyasi eşitliği ile alay eden, Kıbrıs Ortaklık Cumhuriyetindeki eşit-egemenliğimizi ve ayrı demokrasimizi göz ardı eden yaklaşımla görüşmelere başlamanın bizi nereye götüreceğini bilmemek için gerçekten umursamaz, kendini ve tarihini bilmez bir takımın iflâh olmayacak bireyleri olmak gerek!  Özgürlüğü için, Yunanistan’ın koloni idaresine girmemek için ve Anavatanının güvenliği ile, stratejik hakları ile ilgili milli bir konuda teslim olmamak için Türk’e yaraşır kahramanlık gösteren Kıbrıs Türk Halkının bugünkü gençleri yukarıda işaret ettiğim gerçekleri bilmelidirler. Tarihini bilmeyen, karşı tarafı tanımayan gençler, gün gele, emperyalizmin kazmakta olduğu çukurlara düşmeğe mahkûmdurlar. Her mücahidin ve her öğretmenin görevi gençlerimize yakın tarihimizi öğretmek, Rum Ortodoks Kilisesi ile eğitimcilerin “milli misyonlarını” anlatmak ve Bağımsızlıktan vazgeçtiğimiz, Türkiye’nin garantörlüğünün sona ermesine razı olduğumuz takdirde Kıbrıs’tan yok olacağımızı anlatmaktır. Girit Türklerinin başına gelenleri, Makarios’un “Girit olayı örnektir” sözlerini, Yunan Generalinin “Girne’de çöple Türk kanı içmek istiyorum” beyanını, “Şu  Kıbrıs Rumlarına yazıklar olsun Giritliler gibi olamadılar; şu Türkleri yok edemediler” açıklamalarını herkesin ama herkesin, özellikle gençlerimizin bilmesi gerekir. Bu, düşmanlık aşılamak değildir; içinde bulunduğumuz ortamda gerçekçi olmanın, hayal aleminde yaşamaktan vazgeçmenin kaçınılmaz bir gereğidir.
Sonradan “beni aldattılar” demenin hiçbir yararı olmadığı görülmüş olmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları