YÖK Başkanı'nın alet olduğu kumpas!

Yakın zamana kadar hemen her konuşan, yazan kimse eğitimden bahsederdi. Sonunda iş o hale geldi ki “eğitim şart” sözü, işin içinden çıkamayanların sığınağı haline geldi. Herhangi bir konuda sözü mecburen eğitime getirenler, başka bir çözüm bulamadıklarına vurgu yapmak için alaycı bir şekilde “eğitim şart”  demeye başladı!

***

Evet Türkiye’nin eğitim sisteminin sayılamayacak kadar eksiği, hatası vardır, fakat sayılamayacak kadar da üstünlüklere sahiptir.
Türkiye, bugün yetişmiş insan gücünden bahsedebiliyor ve son zamanlarda Türk bilim adamlarının müthiş buluşları birbiri ardına geliyor. Bu, eğitim sisteminin başarısı değil midir?
Bu başarı, cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren ve bizim çocukluğumuzda da var olan eğitimdeki fırsat eşitliğinden ileri gelmektedir. Çocukluğumuzda var olan fırsat eşitliği, bizim neslin çocuklarına sıra geldiği zaman bozulmaya başladı. Turgut Özal ile birlikte özel okullar, özel üniversiteler, vakıf üniversiteleri devreye girince, aynı sınava girip aynı puanı alan öğrenciler arasında, maddi durumu iyi olanlar lehine düzenlemeler yapıldı. Düşük puan alsa da parası olan kişi istediği bir bölüme girmeye başladı. Üstelik üniversiteye giriş sınavında da okulun genel başarı puanı, öğrencinin aldığı puanı etkiliyordu. Başarı ortalaması düşük bir lisede okuyan öğrencinin puanı, kendisiyle aynı sayıda doğru cevap veren fakat daha başarılı bir liseyi bitirmiş öğrenciden düşük çıkmaya başladı! Akıl ve vicdana sığmayan bu kural hâlâ yürürlüktedir! Daha bir sürü adaletsizlik!

***

Bütün bu adaletsizliği düzeltmek varken YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan “Üniversiteleri paralı yapalım, ihtiyacı olana burs verelim. Hiç olmazsa üniversiteler ayağının üzerinde dursun” demesin mi? Demek ki üniversiteleri, öncelikle bir ticaret merkezi olarak düşünüyor!
Nitekim, Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Şuayip Özcan, “Üniversiteler ticarethane gibi işletilemez. Ülkemizde üniversitelerin paralı olması demek, üniversite çağındaki çocukların yüzde 90’ının eğitim hakkından yararlanamaması anlamına gelecektir”  dedi.
Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, Özcan’ın açıklamasını  “Küçük Amerika”  hayalinin bir parçası olarak değerlendirdi. SHP Genel Sekreter Yardımcısı Recai Ersoy da  “Asgari ücretin 419 YTL olduğu Türkiye’de, üniversitelerin paralı olmasını önermek insanlarla alay etmektir”  dedi.

***

Acaba fırsat eşitliği olmasa idi bugün YÖK Başkan olan Yusuf Ziya Özcan, üniversiteye girebilir miydi, akademik kariyer yapabilir miydi?
Herhalde kendisini YÖK Başkanı yapan zihniyet öyle istiyor ki, Yusuf Ziya Özcan, paralı üniversite önerisinde bulunabiliyor! Baksanıza yabancı yatırımcılar Türkiye’de üniversite açmak için bekliyor. Zaman gazetesi, haberi,  “Yatırımcılar için cazibe merkezi olan Türkiye, yabancı ortaklı üniversitelere ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor”  diye veriyor!
Hangi Türkiye ev sahipliğine hazırlanıyor acaba? Ve neden? 

***

Demek ki mevcut üniversite yapısıyla Türkiye’ye gelemeyeceklerini bildikleri için hükümete baskı yapıyorlar! Zaten Başbakan Tayyip Erdoğan’ın İngilizlerle bir anlaşma yaptığı, Fransa’nın Galatasaray Üniversitesi projesinin ardından Almanya, İtalya ve İngiltere’nin üniversite kurmak için girişim başlattığı, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in bu yolla kalitenin yükseleceği görüşünde olduğu gibi unsurlar haberin içinde var!
Bu arada Almanya’dan konuyla ilgili heyetlerin Türkiye’ye gelip Cumhurbaşkanı, Milli Eğitim ve Dışişleri Bakanları ve YÖK yetkilileriyle görüştüğü de bildiriliyor.
Osmanlı’yı da eğitim kurumları ile
çökertmişlerdi!
Özcan, paralı üniversite isterken, yabancı üniversitelere yol açıyor! Birinci vazifesi bu! Kumpas da bu zaten!
Eğitim şart ya!

Yazarın Diğer Yazıları