Reha Çamuroğlu ve Alevi İftarı

Belki içinizden,  “Günaydın kardeşim, bu yazı şimdi mi yazılır!”  diye geçiriyorsunuzdur, aslında haklısınız da.

Bazı hadiseleri daha hiç kimse meselenin farkında bile değilken yani hiç müşterisi yokken yani yıllar önce kurcalamaya başladığımız gibi bazı hadiseleri de külleri soğuduktan yani ortalıktaki toz duman dağıldıktan sonra kalem ile kurcalamaktan bir endişe duymayız. Sayın Çamuroğlu’nun organize ettiği ve kamuoyunda  “Alevi iftarı” olarak yankı bulan ve inanılmaz şekilde tepki çeken icraatını da işte ancak şimdi değerlendiriyoruz, velhasıl, bu gecikme, taammüden bir gecikmedir.
Evet, Çamuroğlu’nun AKP’den  milletvekili olması pek çok kişiyi şaşırttı ve alevi kesimde bir hayal kırıklığı oluşturdu. Hele bir de Muharrem orucu tutan Alevi kardeşlerimizle Başbakan Erdoğan’ı bir iftarda buluşturma girişimi hem Alevilerden hem diğer bazı kesimlerden pek çok kişi ve kuruluşu bir hayli öfkelendirdi ve Çamuroğlu sanki bir yargısız infazın nesnesi haline geldi. Orhan Pamuk,  “Türkler bir milyon Ermeni ve 30 bin Kürdü kesti!”  iftirasını ettiğinde bizler  “Ayıp be”  dediğimizde,  “O bir yazardır, istediği gibi konuşur!”  diyenler, Çamuroğlu için benzer bir hoşgörüyü nedense bir türlü göstermediler, gösteremediler. Benzer bir yemeği başbakanken Erbakan vermişti de  Türkiye’de yer yerinden oynamış, hatta Erbakan’ın sonu, verdiği bu iftarla başlamıştı. Denilebilir ki Erbakan, Sünni tarikatçılara iftarı Başbakanlıkta verdi, Erdoğan Alevi iftarına sivil bir mekânda iştirak etti. Bunlar teferruattır, Alevilik de bir tarikat olmasına rağmen, bazı güç ve kesimler tarafından diğer tarikatlar gibi tehlikeli algılanmaz. Meselâ, Mevlevilik de Alevilik gibi  ’toleransla’ karşılanan tarikatlar arasındadır.

Yani yasa ve kurumlar kimi tarikatlara kırbaç, kimi tarikatlara sütlaç gibi.
Ben diyorum ki meselâ Masonlara bile tanınan hoşgörü bu milletin kültür köklerinde var olan ve ne yapılırsa yapılsın bir türlü silinemeyen oluşumlara da gösterilse kıyamet mi kopar? Siz öyle yapmayınca herkes yeraltına iniyor, yeraltına inenler de CIA’sından MOSSAD’ına kadar pek çok müstevli mihrakın güdümüne giriyor. Siz sanıyor musunuz ki o iftarda Erdoğan’ı dinleyenler hemen AKP’ye meyletti ve Çamuroğlu’nun niyeti de AKP’ye oy toplamaktı? Eğer aleviler bu kadar kolay fikir değiştirecek bir birikimdeyseler, o zaman zâten söylenecek fazla bir söz yok. Gönlüm istiyor ki, her Muharrem ayı ve aşure gününde diğer bütün siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri de benzer organizasyonlar yapsın, şöyle Alevisi Sünnisi iyice bir kaynaşalım, kucaklaşalım, Peki, bu iftardan Aleviler bir şey kaybetti mi? Ve millet olarak bizler zarar mı gördük? Hayır, hiç de öyle olmadı! Şöyle geriye doğru bir gidiniz on yıllar, yirmi yıllar içerisinde hangi Muharrem ayı ve hangi aşure günü dolayısıyla Alevilik hiç bu kadar gündeme geldi mi? Gelmedi. Çamuroğlu’nun bu organizasyonu vesilesiyle bütün televizyon kanalları ve televizyonlarda Alevilik konuşuldu, tartışıldı ve milletimiz gerçek Aleviliği biraz daha öğrendi, insanlarımız birbirlerine biraz daha ısındı. Sayın Çamuroğlu hücrelerine kadar Alevi bir Türk evladı, bir Türk aydını, bir Türk romancısı.
Hepimiz gibi o da,  “Türkiye nereye gidiyor?”  diye soruyor ve gelişmelerden endişe duyuyor. Nereden biliyorsun diye soracak olursanız, iki yıl önce kendisi ile edebiyat ve Türkiye’nin içinde bulunduğu vaziyet hakkında uzun bir sohbet imkânımız oldu da, oradan biliyorum, derim.

Yazarın Diğer Yazıları