Cevabı Koru'dan beklenen sorular

Gül’ü takip eden gazeteciler, başta Fehmi Koru olmak üzere bu hizmetlerinden dolayı doğrudan ya da dolaylı olarak bir fayda sağladılar mı?

Fehmi Koru kendine ait sanal gerçeklik dünyası yaratmış, ona göre bilgileri eğip büküyor ve kendi istediği forma sokuyor. Onun dünyasında Abdullah Gül, dünyanın en mükemmel siyasetçisi ve Türkiye’ye gerçekten çok iyi hizmet eden bir devlet adamı.

Bugüne kadar siyasi gezilerden, özellikle de Gül’ün gezilerini takip eden gazetecilerden özel hiçbir haber almadık. Dahası, gezilere katılanlar kendi aralarında tuhaf bir uzlaşıyla hangi haberin ne zaman yazılacağına da karar veriyorlar. Bunu da anlamak güç...

Çok basit bir mesele var aslında: Abdullah Gül’ü takip eden gazeteciler, başta Fehmi Koru olmak üzere bu hizmetlerinden dolayı doğrudan ya da dolaylı olarak bir fayda sağladılar mı? Bir rant elde ettiler mi? Cumhur’un başkanına olan bağlılıkları onlara yol su elektrik olarak döndü mü?
Ortadaki veriler bunun böyle olduğunu kanıtlıyor. Fehmi Koru neden bu dönem başka dönemlerden daha fazla para kazandığının hesabını vermeli mesela: Yeni şöhrete ulaşmış, yeni konum sahibi olmuş bir gazeteci değil ki. En az 10 yıldır kendisine teklif geldiğini ve kabul etmediğini yazıyor; demek ki hep gözdeymiş. Ama neden bu sene para kazandı: Üstelik oturduğu yerde?

Üstelik Koru sadece kendisine mi fayda sağladı, yoksa Gül’le yakınlıklarından dolayı ” aile boyu “ bir kazancı da var mı? Diplomasi çevrelerinde mesela.

Fehmi Koru sanal gerçeklikten kafasını kaldırdığında belki bunların da açıklamasını yapar. Susarak kimi kandırdığını merak ediyorum; kendisini kandırıyorsa ona da üzülürüm. Ben bir okuru olarak onun inandırıcılığı adına kendisinden bazı yanıtları bekliyorum merakla. Kendisiyle ilgili bu açıklamadan sonra, bir de Gül’ün Amerika gezisiyle ilgili bir başka iddiayı da aydınlatır: Cumhurbaşkanı’na bizzat Koru’nun öncülüğünde ” program dışı “ bir durak önerildi, bir siyasi krizden Gül’ün bu ziyareti gerçekleştirmemesiyle son anda dönüldü mü?
Eskinin Taha Kıvanç’ı olsaydı, bu geziden ilk olarak bu sorunun perde arkasını yazardı.
* Oray Eğin / Akşam


+++++

Yalandan şikâyetçi
olan yalan söyler mi?

Gündemin sıcak konusu, başörtüsü meselesini manşetine taşıyan Milli Gazete, “Başörtüsü zulmünde 25 yıllık yalan hikayesi sona ersin artık!” diye başlık atmış. Haber gözyaşı döken başörtülü bir genç kız fotoğrafıyla okuyucuya sunulmuş. Sözkonusu haberinde, “Hukuksuz yasağın ’yalan’gerekçelerle sürdürülmesinin ahlak dışı olduğuna” vurgu yapan gazete, sözünü yerine getirmediği takdirde hükümetin meseleyi seçim yatırımı olarak gündeme getirdiği görüşünün haklılık kazanacağına da işaret etmiş. Milli Gazete’nin gündemdeki bir meseleyi ele almasına hiç bir itirazımız yok, itirazımız okuyucuya haberler birlikte sunulan fotoğrafa... Fotoğraf, pazar günü Anadolu Ajansı tarafından servise konulan bir fotoğraf. Ajansın resimaltı notunu okuduğumuzda başörtülü kızın, Hz. Muhammed’in torunu İmam Hüseyin’in Kerbela’da şehit edilişinin 1368. yıldönümü dolayısıyla İstanbul’daki törene katılanlardan biri olduğunu öğreniyoruz. Peygamberimizin torunu için gözyaşı döken bu genç kızımızın başörtüsü için gözyaşı döküyormuş gibi okura sunulmasını kendi çizgisinde 36 yıllık tutarlı bir çizgisi bulunan Milli Gazete’ye hiç yakıştıramadık. Ümid edelim ki bu bir iş kazası ola...

+++++

Rakel Dink’in yanındayız

Rakel Dink, Hrant Dink’in eşi...
Kendisi; ’Bırakın Türkiye’yi terk etmeyi, evimi bile değiştirmem!’demiş.
İşte gerçek bir yurtsever; gerçek bir Türk vatandaşı... Kökeni Ermeni imiş; varsın olsun. Bütün Ermeni kökenli yurttaşlarımızın başımızın üstünde yeri var. Onun bu tavrını alkışlamamız, kendisinin yalnız olmadığını ortaya koymamız gerekiyor.
Bu görev; Hrant cinayeti üzerinden rant elde etmeye çalışanlara bırakılamayacak kadar önemlidir.
Rakel Dink’in yanında olmak; Türk milliyetçilerinin en asli görevlerinden birisidir.
Hrant Dink, bir yıl önce iç siyasal gelişmelere kendi çıkarlarına göre yön vermek isteyenler tarafından öldürtüldü.
Şimdi gerçekçi olalım:
19 Ocak 2007’de Başbakan kimdi?
-Tayyip Erdoğan...
19 Ocak 2007’de İçişleri Bakanı kimdi?
-Abdülkadir Aksu!
Tayyip Erdoğan ve Aksu hangi partinin yöneticileriydi?
-AKP’nin...
Demek ki; Hrant Dink suikastinin fiili sorumlusu AKP hükümetidir...
Hrant Dink adına timsah gözyaşı dökenlere dikkat edin. Bunlar lafı evirip çevirip jandarmayı suçlamaya getiriyorlar. Lakin bu operasyon jandarmayı çok çok aşmaktadır. İşin içinde hem Türkiye’de yükselen milliyetçi dalgayı karalamak vardır hem de hükümetin askerle çekişmesinde askeri jandarma üzerinden suçlamak amacı bulunmaktadır.
Hrant’ın hesabını vermesi gereken asıl kurum; bu hükümettir.
Siz; Hrantçı kesimin hükümetten hesap sorduğunu gördünüz mü?
Yapmazlar... Onlar için Hrant’ın önemi yoktur.  Amaçları Hrant üzerinden hükümete siyasi destek vermektir.Bu yüzden gazetelerin birinci sayfasını Hrant Dink’in fotoğrafı ile doldurup da asıl sorumlu olan hükümete tek laf etmeyenlerin; Hrant cinayetinin gizli ortakları olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü; bunların yarattığı Türk düşmanlığı, karşı tepkiyi doğurmuş; o tepkiyi kullanan resmiyetle bağlantılı isimler de OS’yi devreye sokarak cinayeti işletmişlerdir.
Rakel Dink, bilmelidir ki Türk milleti onun yanındadır.
* Rıza Zelyut / Güneş

Yazarın Diğer Yazıları