Istakozlu makarna

Halkımızın yüzde 99,99’unun ıstakazlo makarna yediğini sanmıyorum ama First Ladymiz Hayrünnisa Hanım onu tattı

Dün, odaya girdim; arkadaşım Mustafa Dolu bağırdı:
-Seni daha tutuklamadılar mı? -Hayrola!
-Duymadın mı Akşam’ın yazarı Güler Kömürcü’yü göz altına aldılar; seni de arıyorlardır.
-Beni tutuklayamazlar diyerek masama oturdum.
Konuşmalardan çıkan sonuç şu idi: Hükümet; milliyetçilere gözdağı veriyordu.
Ben de hükümeti eleştirdiğime göre; yerim hapishane olmalıydı.
-Menderes dönemine doğru gidiyoruz; Allah sonumuzu hayreylesin, dedi başka bir arkadaş. ’Aman adımı yazma!’diye tembihledikten sonra.
İlgisi ne
Arkadaşlar bana bunları hatırlatırken aklıma ıstakozlu makarna geldi.
Halkımızın yüzde 99,99’unun ıstakazlo makarna yediğini sanmıyorum ama Hayrünnisa Hanım onu tattı. Washington’da en ünlülerin takıldığı Cafe Milano’ya gitmişti.
Bu lokantanın yollarında kırmızı halılar seriliydi.
Washington Post Gazetesi’nin yazdığı gibi bu çok özel lokantaya; ’görmek ve görünmek isteyen, herkese estetikli yüzünü göstermeye çalışanlar’gidiyormuş. Bunlar da ancak Washington’ın ünlüleri olabilirlermiş.
Bayan Gül; Cafe Milano’da görünmek dileğiyle kırmızı halılar üzerinde süzülmüş ve bir masaya oturmuş.
Kendisine lokantanın Türk garsonu Kerem Çelik de hizmet etmiş.
Hayrünnisa Hanım; yüzde 99,99’u Hıristiyan olan Cafe Milano’daki müşteriler arasına gülümseyerek yerleşmiş. Oradaki Hıristiyanlar bu yeni zat-ı şahanenin yüzünü ve elbette türbanını görüp uzun uzun temaşa eylemişler...
Diyenlerin yalancısıyım: Istakozlu makarnaya şarap da katılıyor imiş. Yani Cafe Milano’da yemek yiyenler; bu yemeğin helal kesim ürünü malzemelerle yapılıp yapılmadığına bakmaz, bakamazlar imiş. Yemek parası olarak 400 dolar
Bahşiş olarak 100 dolar yazılmış...
Parasını da bizim hazine ödeyecek imiş...
Duydunuz mu; bizim cebimizden yenmiş ıstakozlu makarna...
Bayan Gül’ün lokantaya geldiğini basına açıklayan Türk garson, Türk büyükelçiliğinden gelen telefon üzerine hemen işinden atılmış...
***
Güler Kömürcü ile Avukat Kemal Kerinçsiz ve Veli Küçük arasındaki özel ilişki beni hiç ilgilendirmiyor.
Fakat; onların terör suçundan gözaltına alındıklarını duyunca nedendir bilmiyorum; aklıma ıstakozlu makarna geliyor. 
* Rıza Zelyut / Güneş

+++++

Mustafa Mutlu çok üzülmüş(!)
Vatan yazarı Mutlu, “kötü haber”i, köşesinde yazdığı bir mektupla Orhan Pamuk’a duyurdu.

New York’ta yaşayan Nobel ödüllü yazarımız Sayın Orhan Pamuk, nasılsınız?
Burayı sorarsanız... İşler sizin açınızdan yine karışacağa benziyor!
Hani; İsveç’te yayınlanan bir gazetenin ekine verdiğiniz, “Türkiye’de 30 bin Kürt öldürüldü, 1 milyon da Ermeni” içerikli demeçten sonra yer-gök birbirine girmişti...
Ceza davasından son anda kurtulmuştunuz...
Adalet Bakanlığı, “uluslararası dostlar” ınızın baskısıyla yargılanmanıza izin vermemişti.
Bir de tazminat davası vardı; aynı konuyla ilgili... Altı kişi Avukat Murat İnan’a vekâlet vermiş, o da Şişli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde toplam 36 bin YTL’lik tazminat davası açmıştı... Mahkeme de bu davayı reddetmiş ve sizi iyice rahatlatmıştı... İşte tatsız haberim bu konuyla ilgili:
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi birkaç gün önce bu davanın açılması gerektiğine karar verdi!
Yani siz tam “Bitti” derken, şimdi yeniden başlıyor...
Bu sefer başınız fena halde dertte azizim!
Çünkü Yargıtay kararına göre; neredeyse nüfus cüzdanını gösteren herkesin hakkınızda dava açması ihtimali var... Nobel ödülü, tazminata mı gidecek yoksa? l Mustafa Mutlu / Vatan


+++++

Fehmi Koru
herhalde hayal görmüş

Serdar Turgut’un imkan olsa sizi transfer etmek isterim sözlerinin gönlünü okşadığını söyleyen Fehmi Koru, MediaCat’in, “Böyle bir teklif gelse geçer misiniz Akşam’a peki?” sorusuna şu karşılığı vermiş:
 “Bugüne kadar Aydın Doğan Grubu dahil ’gel’teklifi almadığım hiçbir grup yok ki. Üstelik de açık çekle...”
Anlaşılan, “Gel teklifi almadığım hiçbir grup yok” diyen Fehmi Koru hayal görmüş. Burada konuya açıklık getirmek zorundayız... Çünkü, Yeniçağ Yayın Grubu olarak bizim ona bu yönde hiç bir teklifimiz olmadı, bundan sonra da olamaz. Zaten Milli Direnişin Kalesi’ne küreselci ve AB’ci bir kalem hiç yakışır mı?

+++++

Ya Necip
Hablemitoğlu?

Okurumuz soruyor:
5 yıllık AKP iktidarı döneminde ilk siyasi cinayet Dr. Necip Hablemitoğlu’na karşı işlendi. Ancak hâlâ bu cinayetle ilgili ipucu bulunamamıştır. Üstelik Necip Hablemitoğlu ölüm yıldönümlerinde anılmamaktadır. Hrant Dink de 5 yıllık AKP döneminde siyasi cinayete kurban giden bir vatandaşımızdır. Neden Hrant Dink cinayeti kitlelerce kınanıp lanetlenirken Necip Hablemitoğlu cinayetinden hiç bahsedilmemektedir? Demokrat olduğuna inanan herkes bu sorulara cevap düşünmelidir. Acaba neden?  
* Melih Aşık / Milliyet


+++++

Hürriyet
Yılmaz Özdil

Velev ki zenginsin...

Oscar ödüllü güzel yıldız Charlize Theron, “Türkiye’de en çok Budapeşte’yi beğendim” demiş.
** 
Bizim basın alay ediyor:
“Güzel ama, cahil... Amerikalı aktris, İstanbul’u Budapeşte sanıyor!”
**
Halbuki kadın, Güney Afrikalı.
Annesi Alman.
Babası Fransız.
**
Geçenlerde de İspanya Kralı, bizim dışişleri bakanını “tercüman” sanmıştı...
Biz hepimiz, kucaklaşa kucaklaşa bir hal olduğumuz İspanyollar “bizim hükümeti herhalde çok iyi tanıyor” sanırken.
**
Oluyor böyle şeyler...
Mesela, 75 milyonuz sanıyorduk.
Bi saydılar... 70 çıktı.
Böylece ne olmuş oldu?
Kişi başı tık diye azaldığı için, kişi başına düşen milli gelir tık diye çoğalmış oldu.
**
6 bin küsur sanıyorduk.
Meğer 7 bin küsurmuş.
Velev ki...
318’er dolar kárdayız.
**
Ekonomi literatüründe, “kürre-i cemaatiyye akıbet’ül hüzzam iken, bişereffiye-tül fir kayme-i fevkalbeşer ül-sarih” deniyor buna.
Türkçesi:
“Dünya fakirleşir iken...
Türkiye zenginleşiyor.”
**
Ekonomi yazısı sevmeyenlere uyarlamak gerekirse... Magazin literatüründe de “estetik cerrahi” deniyor,
kısaca.
**
Baktın fazla var...
Liposuction yapıyorlar.
Baktın kırıştı, botoks.
Baktın küçük, slikon.
Hastasına göre artık...
Kimine peeling, kimine
karboksi.
Baktın yamuk duruyor...
Rinoplasti.
“Zorla güzellik” yani.

+++++

GÜNÜ TERCİHİ

Yazmak yok!
Başbakan’ı kızdırmayacak yazı yazmak gittikçe zorlaştı. Ben de yazı yazmayı tamamen bırakıp uğraş dalımı değiştirmeye karar verdim. Bundan böyle kuantum mekaniği fonksiyonlarını çözmeye çalışacağım. Bunları çözmek Başbakan’ın beğeneceği köşe yazısı yazmaktan çok daha kolay.

* Serdar Turgut / Akşam

Yazarın Diğer Yazıları