Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sadi SOMUNCUOĞLU

Sadi SOMUNCUOĞLU

Vakıflar Yasası, işgal ve misyonerlik

Vakıflar Kanunu niçin yeni baştan yapılıyor, bunun gerekçesi nedir? Cevabı çok açık, AB-ABD ikilisi istediği için. Bu dayatma, 2003’ten itibaren AB ilerleme raporlarında ve zirve kararlarında, ABD’nin açık beyanlarında, bütün boyutlarıyla var. Aynen sözde  “sivil”  anayasa oyununda olduğu gibi.
Bu yeniden düzenlenmesi ile ne yapılmak isteniyor? Cevabı tasarıda var. Mesela; Azınlık (Hristiyan) vakıflarına dönüşün sağlanması, bunları imtiyazlı hale getirip, dışarıdan-içeriden her kaynaktan sınırsız yardım alması ve sınırsız faaliyet yapması, Osmanlı asırlarındaki kendilerine ait olduğunu iddia ettikleri ne kadar kilise ve taşınmaz varsa hepsini alması, yabancıların vakıf kurması, tüzel kişilikler halinde teşkilatlanması, ticari işletme ve şirketler kurup istediği yerde istediği kadar toprak alması, misyonerlerin okul açma ve benzeri faaliyetlerde bulunması gibi.

Şimdi de yasadan örnekler verelim:
* Madde 3’de,  “Vakıflar: Mazbut, mülhak, cemaat ve yeni vakıfları ifade eder”  deniliyor. Bu tanım, Lozan’da senetleri, mütevellileri ve mal varlıkları dondurulan azınlık vakıflarını, Cumhuriyet döneminin vakıflarıyla eşitliyor.  Bilindiği gibi Osmanlı Devleti cemaatlere, T.C. Devleti eşit vatandaşlık esasına göre kurulmuştur. Onun için bugün cemaat esasına göre vakıf, dernek, parti kurulamaz. Ancak bunun tek istisnası Lozan’daki bu vakıflardır, statüsü bunun için donduruldu. Şimdi Batı Trakya Müslüman-Türk vakıfları yok edilirken bu dondurulma çözülerek, bunlara normal vakıf statüsü veriliyor.

* Madde geçici 9’da özetle,  “Cemaat vakıflarının tapuda; a) Nam-ı müstear veya nam-ı mevhumlar,( İsa Mesih, Hz.Meryem, Kapriya veledi gibi) b) Vakıflar Genel Müdürlüğü veya hazine, c) Vasiyet edilmiş veya bağışlanmış olup da halen bağışlayan veya vasiyet edenler, adına kayıtlı taşınmazları, tapu kayıtlarındaki hak ve mükellefiyetleri ile birlikte  vakıfları adına tescil olunur.”
Osmanlıya kadar gidecek olan a,b,c, fıkralarında belirtilen taşınmazların adedi,  şimdilik 11.500 olarak ifade ediliyor. Bunlar, ya kendiliğinden fesholan bazı vakıflara ve müstear veya mevhum isimlere kayıtlı olan, ya da haksız iktisap edildiğinden mahkeme kararıyla alınan taşınmazlar. Hepsi verilecek. 

* Yabancıların vakıf kurmalarına, kendini bilen hiçbir ülkede olmadığı halde, imkan veriliyor. (md.5) Bunlar istedikleri yerlerde şube ve temsilcilik açabilecek, istedikleri kadar toprak alabilecek. Lozan’a aykırı olarak, Patrikhane’nin yönetiminde ve bütün vakıflarda yabancılar görev alabilecek..

* Cemaat  ve yabancı vakıflar; “uluslararası faaliyet ve işbirliğinde bulunabilirler, yurt dışında şube ve temsilcilik açabilirler, üst kuruluşlar kurabilirler ve yurt dışında kurulmuş kuruluşlara üye olabilirler... yurt içi ve yurt dışındaki kişi, kurum ve kuruluşlardan ayni ve nakdi bağış ve yardım alabilirler,  ... benzer amaçlı vakıf ve derneklere ayni ve nakdi bağış ve yardımda bulunabilirler.” (md.25) Ülkeyi örümcek ağı gibi saran,  Lozan’a ve Anayasayı aykırı, kilise vakıfları büyük güç kazanacak.

* Cemaat vakıfları hayrattan olan taşınmazlarını, aynı cemaatten başka vakıflara tahsis edebiliyor.(md.16) Böylece zaman içinde tek cemaate tek vakıf, tek tüzel kişilik olarak örgütlenip, temsil edilecekler.

* Cemaat vakıflarının nasıl sona ereceği belirtilmemiş. (md.25) Nasıl sona ereceği belli olmayan tek tüzel kişilik devlettir. Çünkü o bunu kabul etmez.

* Cemaat vakıfları, “..iktisadi işletme ve şirket kurabilir, kurulmuş şirketlere ortak olabilirler.” (md.26) Yeni mal edinmelerinde, hiçbir sınır yoktur.

* Vakıfların denetimleri de kendileri ve bağımsız kurumlarca yapılacak. Vakıflar Genel Müdürlüğü ancak amaçları açısından takip edecek.
Evet, Hoş geldiniz “sivil örümcekler” , Soroslar, Osmanlıyı çökerten misyoner örgütleri, 5.kol ajanları. Güle güle Ayasofya, sur içi İstanbul.. Ülkemin huzuru, birliği, egemenliği mi diyelim. Haşa..
Sahi bu yasa niçin çıkarılıyordu?

Yazarın Diğer Yazıları