"Türban" meselesi çözüldü ama...

Müzmin  “Türban Sorunu” AKP-MHP  “mutabakatıyla”  kabul edilen Anayasa’da ve YÖK Kanunu’nda değişiklikler paketiyle,  “çözüldü”  ama  “türban”  şimdi,  “laik” T.C.’nin geleceğinin  “başına” dolanacak! Siz, bu husustaki yasağın Yüksek Öğretim Kurumlarına münhasır kalacağı sözlerine -vaatlerine- bakmayın, fareler sakalın üzerinden geçiyorlar! Eğer bu paket kabul edilirse ve Anayasa Mahkemesi de bu değişiklikleri iptal etmezse, Atatürk’ün  “ilelebet payidar olacağına”  inandığı Birinci Cumhuriyet’in yerine,  “lımlı İslam Cumhuriyetinin”,  kara çarşaflı, takke ve poturlu manzaralarının geleceği muhakkak! Gidiş o gidiş; zaten AKP’nin de nihai amacı bu. Erdoğan ve ondan evvel hocaları Erbakan yıllardır bu hedefi, Cumhuriyet’e ve Atatürk’e düşmanlıklarıyla gösterdiler! Olmaz, olamaz dedik; irtica çiçeğinin, gözler önünde büyüdüğünü fark etmiş olsak bile, “olamaz” rahatlığıyla bu günlere geldik. Bazı yazarlara göre bu duruma, güya “sert laikçilik”  uygulamaları sebep olmuş... Türban yasağı yüzünden üniversitelerde kızlara eşit muamele yapılmıyormuş! CHP, bu konuyu çözmek için gerekenleri yapmamış. Genelkurmay’ın e-muhtırası  “inananları”  ürkütmüş de onun için AKP seçimlerde oyların yüzde 47’sini almış... Hırsızlar malı götürdükten sonra, söylenen boş sözler! Pekiyi, hırsızın hiç mi suçu yok... Yok, çünkü  “demokrasi”  daha doğrusu  “demokrasi tramvayı”  var!

Orman ve çiçekler
Ancak bütün bunlar ayrıntı. Kıyafet başörtüsü vb.. sorunları çoktan hal edilmişken ve kadınların inançlarına ve alışkanlıklarına göre çene altından ve çene üstünden başlarını örtmeleri, mesele yapılmamışken,  “türbanı”  nasıl ve neden ülkenin başına doladılar?  21.Yüzyılda, Türkiye’nin başka sorunları, bölünme tehditleri varken, Türkiye neden kadınların başlarının örtüsüyle uğraşıyor ve bu sanal sorunu çözmek için yasalarında, “çene üstü çene altı”  tariflerine yer veriyor? Çağdaş hangi ülkede böyle bir şey var! T.C. Cumhuriyeti ve devrimler, aslında  “demokrasi”  ile değil hatta  “halka rağmen”  fakat “halk için”  gerçekleşmişti... Şimdi, Cumhuriyet ve devrimleri; o  “demokrasi tramvayının”  AKP için işlevi bitince ve Erdoğan asıl  “son durağa”  gelindiğinde, irticanın tam yerleşmesiyle, kaybedilecek mi? “Çene altı-çene üstü”  derken, türban tesettür ve kara çarşaf ve cüppe, takke sokaklarımızı istila edecek, ediyor bile. İlginçtir; geleneksel başörtüsü takanlar azalırken, “nev icat” son moda “türban”  takanlar artıyor. Bazıları, bunu  “modaya”  uymak için yapsalar bile, Başbakanın itirafıyla türban,  “dini inanç”  meselesi olmaktan çoktan çıktı;  “Laik Atatürk Cumhuriyeti” ne karşı pervasızca sallanan bir  “bayrak” oldu!

Ve umut
Umudumuz Anayasa Mahkemesi’nin bunu hem hukuk açısından hem de yaratacağı tehlikeleri göz önünde tutarak iptal etmesi. Ama sorunu orada bitirmeyecekler. Bu garabete radikal olarak ve de demokrasiye rağmen son vermek gerek. Çünkü  “çiçekler”  gözlerimizin önünde  “filizler”  verecek, orman olacak!

Ve askerler  
Bu konuda TSK, askerler ne düşünüyorlar? Düşünüyor... Bunu ben çok iyi biliyorum! Nitekim Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt bunu, iyi düşünülmüş  “şık”  bir ortamda, kısaca ve fakat çok veciz bir şekilde ifade etti;  “Ne düşündüğümüz belli. Şimdi mâlumu ilam etmek olur”  dedi. Ancak, bu  “malûmu”, bizim “malûmlar” anlarlar mı? Yoksa, güvendikleri bazı  “dağlar”  mı var? Eğer bu tehlikeli gidiş devam ederse ve genişlerse,  “malûmların” o  “dağlara” rağmen, sadece  “ilamla”  kalmayacağına inanıyorum... Türkiye Cumhuriyetinin geleceği, “sözde demokrasiye”  bırakılamayacak kadar hayatidir. “Darbe tellallığı”  da yapmıyorum, ben de  “malûmu”  ilam ediyorum! Unutmamalı ki, ilk ve son tahlilde sorumluluk;  “türban meselesini”  yaratanların ve sürdürenlerin ve de onlara  “yeteri kadar ip veren” in olacaktır!

Yazarın Diğer Yazıları