Ata'sına sahip çıkmayanların Ata'sı elinden alınır

Atatürk’üne sahip çıkmayanların Atasını elinden alırlar. Sadece Atatürk’ünü mü, bekleyin daha neler, neleri elinizden alacaklar. Atatürk yalnız bir sembol. Atatürk onların yıkmak istediği hedef. Atatürk’ün temsil ettiği onun getirdiği sağladığı her şeye düşman olanlar, bu kadar yıldır, usanmadan, bıkmadan yaptıkları mücadeleden galip çıkmak üzereler ve elimizde kalanlar önce teker teker, sonra toplu halde elimizden gidecek.

Gidecek, çünkü siz memleketi ve yasalarını umursamadan para kazanırken, onlar ülkeyi karış karış sattı. Siz elleriniz havada, lay lay, lom diye oynarken ağzınızın tadını bozmak istemediğiniz için onlara müdahale etmediniz, seyrettiniz. Siz televizyonlarda kafanızı meşgul edecek programlar yerine, içi boş diziler seyredip, haber yerine özümlenen, yerinize düşünen yazar makaleleri okuduğunuz için gidecek. Gidecek çünkü artık siz Atatürk ve devrimlerinden sıkılmış, onlara sahip çıkıp neden konulduğunu anlamak yerine, şikâyet edip durduğunuz için gidecek. Atatürk için 10 Kasım’da bir dakikalık saygı duruşu bile sizlere zül geldiği için gidecek.

Evet, Atatürk’ün topraklarımızdan kovduğu yabancılar, şimdi topraklarımızın sahipleri oldu.
O toprakları satanlar kendilerinden öncekiler gibi yabancılara kapitülasyonlar vermekten kaçınmadılar, tabii komisyonlarını alarak. Yabancılar, silah zoruyla çıkarıldıkları Türk topraklarına dönüyor. Atatürk’ün borcunu sıfırladığı Türkiye, gırtlağına kadar borçlu durumda. Bu Türkiye’nin sınıflarından tabii ki yabancılar, Atatürk’ün resimlerinin kaldırılmasını isteyecek. O yabancılar, Türk’ün kanıyla alınan sınırları tabii ki değiştirecek ve Ata’nın okullardaki büstünün kaldırılmasında ısrar edecek.

Bizi baskı rejimi uygulamakla suçlayanlar; baskının, insan hakları ihlallerinin en alasını yaptılar. Onlar bizim her yere Atatürk adı verdiğimizden şikâyet ettiler, kendi Atatürk’leri, George Washington’un adını başkentlerine, okullarına verdiler. Paraları doların üzerinde koydukları resimleri unutup, paramız üzerindeki Atatürk’e taktılar. Oysa bizim Ata’mız padişahlık sistemine dönülmesini önlemek için çocuk sahibi bile olmadı.

Onlar aslında Türkiye’nin festen, türbandan geri kalmışlığından sıyrılıp çıkmasını hiçbir zaman hazmedemediler. Onlar Türkiye’nin birden bire kendilerine boyun eğmeyen, onurlu, gururlu bağımsız bir ulus olmasını hiçbir zaman yutamadılar, hep boğazlarına takıldı. Bu yüzden Türkiye’yi bağımlı hale getirdiler. Ne yaptılar, kendilerine boyun eğen kişilere parti kurdurdular, kurulmuş partilerin içinden adam satın aldılar, dolarla kalem kiraladılar.

Peki, onlar öyle, ya bizimkiler, bizimkileri anlayabiliyor musunuz? Ben anlayamıyorum. Dünyada tüm kadınlar özgürlükleri için mücadele ederken, Türk kadını kavga etmeden mücadele vermeden kendisine verilen bu özgürlükleri, erkeklerinin siyasi çıkarları için teslime hazır. Türban ile başlayacak tsunaminin neleri götüreceğinin farkında bile değiller.

Türkiye’de laik olduğunu savunan Atatürkçü arkadaşlar, uyanın artık, internetten birbirinize mail atarak, youtube’a görüntü yerleştirerek bu gerici kafayla mücadele edemezsiniz. O da bir mücadele şeklidir ama tamamı değildir. Öyle olsaydı, Çin’de baskı rejimi yıkılır, ABD, Arap dünyasına karşı yürüttüğü propaganda savaşını kazanırdı.

Kusura bakmayın ama Anıtkabir’e giden kadın sayısı da beni etkilemedi. Demek 35 milyon kadından yalnızca 125 bini bağımsızlığını, özgürlüğünü korumak istiyor. Eğer Türk kadını bu kadar ezilmişlikten yanaysa, kimsenin onlar için yapacağı bir şey yok. Boşuna töre cinayetlerini falan seyretmeyin, boşuna kızlarınızı okula göndermeyin, boşuna koca dayağı yiyen kadınlar için barınak hazırlamayın. Onlar ellerindeki, Ata’larından verilen özgürlüğe bile sahip çıkmak istemiyorlar.

Bu açıdan ben, kadının türban veya çarşaf giymesi için bir şey demiyorum. Beni korkutan, bundan sonra başımıza gelecekler. Cumhuriyetin her şeyini teker teker yıkan, altını oyan bir grubun ülkeyi nereye kadar götüreceği beni korkutuyor. Siz, zenginlere bakmayın. Onlar aynı Suudlu, İranlı, Malezyalı zenginlerin eşleri gibi yurt dışına gider, gene, kafalarını açarak, beli açık blue jeanlerini giyer, mini etekle dolaşırlar. Olan size olur.
Atatürk’üne sahip çıkmayan, Atatürk gibi insanların fazla geldiği toplumlar, ellerinde son model telefonlar olsa da, son model otomobillere binseler de, arzuladıkları mağara devrine dönmeye mahkûmdur.

Yazarın Diğer Yazıları