"Teferruat" kördüğümü

Sorunlar, birbirinin içine girmiş kördüğüm olmuş; yumak, çözüldükçe daha da “çözümsüz” hale geliyor... “Çözümsüzlük çözümdür” diye olaylar, sorunlar dalgalanmaya bırakılıyor; dalgalar T.C.’yi yutana kadar!
Ve özleri, kuyrukları, biri birlerine değen sorunlar, öylesine çok ve hayati ki, başka bir ülkede olsa, bir teki bile, ölümcül olurdu! Fakat gene de Türk milleti öyle dirençli ki, ülkeyi “dışarıdan ve içeriden” yıkamıyorlar!

Sorunlar yumağı 
Güneydoğu, Kürt-bölücülük sorunu, Üniter T.C. devletinin varlığı sorunu, türban sorunu, laiklik ve irtica sorunu, “Ergenekon-Çete” sorunu, AB sorunu, Kıbrıs sorunu ve Ermeni meselesi! Çoğu içeriden kurcalanıyor; ülkeyi bölüyor ve dışarıdan da bu sorunlar kullanılarak, “Türklük” bitirilmek isteniyor... Ülkeyi, mesela “türban” sorunuyla “inananlar-inanmayanlar” diye bölenler ve de bazı aydın işbirlikçiler, yabancıların maksatlarına hizmet ediyorlar... Fakat onlar da şimdi, aralarında bölünmekteler! Bu sorunlar kesin olarak çözülmedikçe veya sanal olarak anlık tedbirlerle, sözde çözüldükçe, tehlikeler tehditler yumağı, daha da büyümekte!
Bütün bu sorunlar hep, bizim kararlılığımız ortadan kalktıkça müzminleşti... Kıbrıs konusunda, AB konusunda, Ermeni meselesinde, kırmızı çizgilerimizi sararmaya bıraktıkça “du bakali n’olacak” ve hatta “verelim kurtulalım” dedikçe, hasımlarımız cesaret alıyorlar.
Ya sözde aydınlarımız? Entel şıklık uğruna AB ile ABD ile ve şimdi de AKP ile iş ve söz birliği yapanlar, gafil mi, hain mi? Yorumu size bırakıyorum...

Özet 
Bu sorunların hepsi ayrı yazı konusu! Özet olarak derim ki; yumağın -şeytanın- “ayrıntılarıyla” uğraşacağımıza, “abesle iştigal edeceğimize” , bu yumağın -Mustafa Kemalin aynı yumak, daha bu kadar büyümeden yaptığı gibi- “kılıç” la koparılması gerek! Eğer “söz konusu vatan, laik, üniter T.C. ise gerisi teferruattır” diyorum çünkü “şeytanlar” o “teferruatta” ! Gafletten beslenen ihanet durmuyor ve “Matruşka bebekleri” gibi, sorunların içinden yeni sorunlar çıkarıyorlar! Bunun için de, “Radikalce” değil, gerçek “milli” radikal çözümler gerekiyor artık!
T.C.’ye, Ordusuna ve rejime karşı “Radikal” ve “Taraf” olanlar karşısında ben, Kemalist bir Atatürk Milliyetçisi olarak, “Jakobence” düşünmek zorundayım. Bu ihanet ve gaflet yumağından kurtulmamız için başka çare de yok!
Bunların Kürt sorunu hususundaki tutumları, gaflet ve ihanetin canlı örneği! Bu konuda son Cumhurbaşkanına hitaben yazdıkları “Barışçı Çözüm Manifestosu” ihanetlerinin yeni belgesi... Ve bu “mektubu” Güneydoğu’da PKK ve DTP azarken, Türk Bayrağını indirirlerken yazmışlar!

Entegrasyon-asimilasyon
“Kürt Teali Derneği” Onursal Başkanı Hasan Cemal, Başbakanın Almanya’daki Türklerin, Almanlar tarafından zorla, “asimile” edilmek istenmesine karşı çıkmasına karşı “Biz de Kürtleri zorla asimile ettik” demeye getiriyor. Bu ayrı bir yazı konusu, ama şunu söylemeliyim: Bugünkü Türk Milleti, bu topraklarda yaşayan ve yaşamış olan bütün insanların, Türklüğe kendiliklerinden, “asimile” olmalarından ve sonra da “Türk” adı altında entegre olmalarından oluştu... Yabancılar yüz yıllardır bu topraklara “Türkiye” , üzerinde yaşayanlara da, tefrik yapmadan “Türk” demişlerdi...  Atatürk’ün , “Ne Mutlu Türküm diyene” sözü de bunun ifadesi! Hepimiz; Çerkezler, Arnavutlar, Boşnaklar vb.. “Türklüğe” candan bütünleşmişiz... Çoğu Kürt kardeşlerimiz gibi! Cemal’in örnek gösterdiği “Ahmet Türk” e hep sorarım ama yanıt alamam; babası  “Türk” soyadını jandarma zoruyla mı almıştır?
Bu “tılsımı” yıllardır, dışarıdan “Türk tehlikesine” karşı tahrik edilen, “etnik milliyetçilik” bozdu! Cemal ve şürekâsı buna çanak tutuyorlar! Bir şey daha var: “Türk milliyetçiliği-ulusalcılığı” ırkçı,  “etnik milliyetçilik” değildir!
Sırası gelmişken söyleyeyim; “Demir Leydi” eski İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher’in bir vesileyle söylediği gibi, “Her ülkenin sorunları ve çözümleri, tarihi gelişmeler sonucu nev’i o ülkeye münhasırdır.” Her sorun hususunda başka ülkelerden örnek almaya ve çözüm bulmaya kalkışırsak “kayboluruz” . Kısacası; evet, Almanya’daki Türklerin “asimile” edilmelerine karşıyız, ama T.C. Kürtleri zorla asimile etmedi “bütünleşmiş” etti ve Kürtlerin çoğu da buna seve seve razı oldular... Ülkenin nimetlerinden eşitçe istifade etmek için başka çareleri yoktu ve gene çoğu bu ülkeyi savunmak için şehit düştüler.
Çanakkale’de diğerleriyle birlikte yatıyorlar...
Sorum önce şu: “Barışçı çözüm” uğruna ülkemizin bölünmesine ve topraklarımızın eyaletlere bölünmesine, “Büyük Kürdistan” olmasına, razı olacak mıyız? Sonra da; türbandan çarşaftan başlayarak, Türkiye’yi İran’a dönüştürmelerine razı mıyız? Eğer razı değilsek ne yapacağız?

Yazarın Diğer Yazıları