Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

İşin içinde iş var!

Bildiğimiz kadarıyla iktidarın hoşuna gitmeyecek türden kitaplar yazdığı için Ergün Poyraz adlı yazar tutuklanmıştır. Poyraz’ın kaç zamandır içeride olduğu da necip (!) medyamızın aklına dahi gelmemektedir. Poyraz, mahkeme karşısına çıkarılmış mıdır? Tam olarak ne ile suçlanmaktadır? Henüz bilmiyoruz! Acaba AB’den onun durumunu merak eden demokrasi sevdalıları (!) olmuş mudur? İnsan hakları dernekleri bu konu için mesai yapmış mıdır? Onu da bilmiyoruz!
Ama bir şeyi çok iyi biliyoruz o da şu: Ne kadar 301. Madde,  “soykırım” , Vakıflar Yasası, Anayasa taslakları, Talabani/Barzani’yi muhatap alma karşıtı varsa -neredeyse- hepsi uygun bir takım kriminal vakalarla ilişkilendirilerek içeri alınmış bulunmaktadır. Böylece Türkiye artık eskisinden daha kolay tasarruf edebilecek ’özelleştirilebilecek’ bir ülke konumuna gelmiştir! Hele hele muhalefet TSK ile söz düellosuna girince ülke, mevcut iktidar için, eskisinden çok daha fazla dikensiz gül bahçesi haline gelmiştir. E-muhtıralar da bu bağlamda artık iktidarlara değil muhalefete karşı olarak verilmektedir!
Unutmamak gerekir ki, Türkiye bugünkü Başbakanın yalnızca şiir söyledi diye “ceza aldığı” nı iddia ettiği bir ülkedir. Acaba benzer sudan sabundan bahanelerle bir takım insanlar da aynı muameleye tabi tutulmuş olabilirler mi? Başbakan kadar olmasa da sade bir yurttaş olarak mevcut sistemi ve işlerliğini sorgulamak gerek!
Son durum şudur: Muhalifleri içerideyken Vakıflar Yasası çıktı! Talabani Çankaya’da konuk edildi, 301. Maddenin de eli kulağındadır. Ardından da Yeni Anayasa tartışmaları başlayacaktır. Demek ki, içeridekiler bir miktar daha bekleyecekler!
Onlar içerideyken başka şeyler de oldu: Genelde iktidarı eleştiren etkin kişilere yönelik yasa dışı telefon dinleme olayları zirveye vurdu. Örgütlenmiş bir takım karanlık güçler arkalarını bir yerlere dayayarak muhalif sayılabilecek herkesi büyük bir baskı altına alarak, diledikleri gibi dinlemektedir. Sonra da internet üzerinden konuşmaları yayınlamaktadır.
Bir de yolsuzluklarla ilgili ilginç gelişmeler yaşanmaktadır. Açığa çıkan her iktidar yanlısı bir yetkilinin yaptığı yolsuzluğa karşı, derhal muhalefetten birilerinin yaptığı yolsuzluk ilginç bir biçimde gündeme düşürülüyor. Yolsuzluk operasyonlarının birbirinin ardından gelmesi tesadüfle açıklanacak gibi görünmüyor.
Bakınız! Bel-Pa diye Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin, milyonlarca YTL’lik bütçeye sahip kuruluşunun Genel Müdürünün sekreteri için terk ettiği imam nikâhlı sevgilisinden şikâyetçi olmasıyla büyük bir skandal ortaya çıkmıştır. Basına yansıyan bilgilere göre Genel Müdür istifa etmiş. Şahıs hakkında köklü yolsuzluk iddiaları söz konusu olmuştur. Konu mahkemeye intikal etmiştir.
İşte dikkatlerin tam da bu konu üzerine yoğunlaşmasının söz konusu olduğu bir zamanda, birden Edirne’nin CHP’li Belediye Başkanının gözaltına alındığı haberi geldi. Oradan da müthiş “duyumlar” geliyor. İnanılmaz iddialar söz konusudur. 
Ancak bizim dikkat çekmek istediğimiz husus bu şahısların durumu değildir. Sorun şu; AKP’lilerin yönetimindeki Ankara Bel-Pa’da yolsuzluk iddiaları ortaya çıkınca, derhal Edirne’nin CHP’li Belediye Başkanı için her türlü hazırlığı tamamlanmış olduğu anlaşılan operasyona start verilmesidir.
Elbette önemli olan yolsuzluğun üzerine gidilmesidir. Ancak konuyu  “senin yolsuzun”, “benim yolsuzum”  türünden ele almamak gerekir. Ayrıca iktidar yanlılarının yaptığı iddia edilen yolsuzlukları tesadüfler; muhalefet yanlısı kişilerin yaptığı iddia edilen yolsuzlukları ise operasyonlar ortaya çıkarmaktadır. Arada böylesine ufak (!) bir fark daha vardır.
Rastlantıya dayalı olarak da olsa, iktidar yanlısı kimselerin yaptığı yolsuzlukları gözlerden saklamak için muhalefete mensup kişilerin yaptığı iddia edilen yolsuzlukların, derhal pazara sürülmesi biraz ilginç gibi gelmektedir! Yapılan operasyonların, iddiaların ve isnatların en azından zamanlamasının çok da  masumane olmadığı açıktır. Yasa dışı dinlemeler; şantaj türü davranışlar; iktidarın bazı tasarruflarına karşı çıkanların henüz muhakemeleri sürerken yapılan çete isnatları; hukuk devletinde olacak şeyler değildir. Doğrusu işler göründüğü gibi değil, galiba işin içinde de işler var!

Yazarın Diğer Yazıları