Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sadi SOMUNCUOĞLU

Sadi SOMUNCUOĞLU

"Eşik" aşıldı- "Yeni dönem" başlatıldı

ABD’nin işleri sarpa sardı. Buna rağmen BOP’tan vazgeçeceğine dair ciddi bir emare yok. 2003’te Irak’a saldırırken de, bugün de istismar ettiği tek ülke Türkiye. Hem de, BOP’a göre bölünecek ülke olduğu halde.
Himayesindeki kanlı terör örgütüne karşı  “sınırlı-nokta operasyonu” na izin verdi diye istemediği kalmadı. Barzani kukla devletiyle iyi ilişkiler kurmak, bölücü teröre  “siyasi”  çözüm bulmak, Talabani’nin temsil ettiği Bağdat’la birlikte çalışmak, Türkmenlerin azınlık statüsünü kabul etmek gibi bir yığın şartı var. Bunların belgesi de, 5 Kasım Bush-Erdoğan “mutabakatı” nda var.  İran-Afganistan-Suriye-Filistin dahil, bütün görevlerimiz orada belirlenmiş.
Zaten Mutabakat’ın uygulanması da başladı. Bunları özetleyelim.
Önce  “sınırlı”  hava ve kara operasyonu yaptık. Sonra Talabani Türkiye’ye geldi. Bunun hikayesini Cengiz Çandar’dan dinleyelim:  “Celal Talabani ile aşılan eşik”  başlıklı yazısında şöyle diyor.  “Talabani’nin bacanağı ve Irak Su İşleri Bakanı Dr.Latif Reşid’e sordum, niçin apar topar geldiniz? O da, ’Bu ziyareti, Bağdat istiyordu, Ankara istiyordu, Erbil istiyordu, Amerikalılar istiyordu ve kendisi (Celal Talabani) istiyordu. Zamanlamasına itiraz edenlere Talabani, ’eşiğin aşılmasında ve yeni bir sürecin önünün bir an önce açılmasında çok önemli’ cevabını verdi”  diyor.
“Eşik aşma” ve “yeni bir sürecin bir an önce başlaması” , bunlar önemli şifreler. Kamuoyu, muhalefet partileri ve TSK’nın tavır koymasına rağmen, özel davetle Talabani geldi, burada bile PKK’ya bölücü terör örgütü demedi. Gül’le kucaklaştı ve “eşik aşıldı”. Eşikten ilk adım, hem de Çankaya’da, Gül’ün yüzüne karşı  “Kürdistan” sözüyle atıldı ve hazmettirildi. Türkiye bütünlüğüne tam bir saldırı olan bu ifadeyi ABD kullandığında, tepki gösterilir, düzelttirilirdi. Şimdi, Erbil-Bağdat-Brüksel-Vaşington derken, Ankara/Çankaya’ya geldi. 
 Yeni süreç ise normalleştirmedir. Bunun için, ticaret-kardeşlik-iyi komşuluk-barış gibi uyuşturucularla iklimin yumuşatılması, Türkiye’yi bağlayacak bir statünün inşası gerekiyor. Bu yolda Talabani’nin bir teklifi, bir de müjdesi var: Teklifi;  “Genel anlamda bir işbirliği ve diyalog sürecinin başlatılması ve bununla ilgili belli aralıklarla bir araya gelecek bir heyet oluşturulması.” Müjdesi ise; “PKK’yı siyasi bir parti olarak kalıp, şiddeti durdurmaya davet ettik, onlar da bu teklifi değerlendiriyorlar” haberi.
Babacan da  “değerlendireceğiz”  dedi. Diyalog başlamış bile (!)
Bu planın bir de içerideki ayağı var. Üniter/milli devlet yapısının, yani milli egemenliğimizin parçalanması, paylaşılması safhası. Bunun için PKK isteklerinin bir bir yapılması gerekiyor. Yani  “siyasi çözüm.” Bizimkiler gizliyor, ama mızrak çuvala sığmıyor. ABD Savunma Bakanı Gets, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’la ayrı ayrı, saatlerce görüştü. Bunların neler  olduğu, ABD, AB,Talabani, Barzani, PKK’ya malum. Allah’tan Gets ülkesine döner dönmez konuştu, biz de öğrendik. Meğer,  “PKK sorununun çözümü için ’Kültürel, ekonomik ve politik’ alanda atılacak adımları görüşmüş” ler.
Bugün de ABD Başkan Yardımcısı Dik Çeney ülkemizde. Neyi konuşacağı belli.  “Sınırlı operasyon”  bedelinin tahsili başta, gündemde ne varsa hepsini.
ABD, Bush mutabakatı denilen bir taşla iki kuşu birden vurmaya çalışıyor. Türkiye sayesinde, hem bataklıktan kurtulmak, hem de BOP gereği kukla devleti meşrulaştırıp, Türkiye’nin içine kadar sokarak egemenliğimize ortak yapmak. Bunun zemini de, Irak’la, Iraklaşmak.
ABD Talabani’yi neden gönderdi, Talabani neden geldi, Gül niçin davet etti diyenler, bundan sonraki her günü iyi izlemeli. Tavizi tedbir zannetme felaketini sürdürenler,  “demokrasi” ve  “özgürlük”  teraneleriyle ülkeyi bölünmenin eşiğine getirenler hariç. 
Çıkış yolu, kendimize dönmek ve güvenmek. Bu kadar.
 
- 12 Mart İstiklal Marşımızın kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u anma günü.
- 12 Mart 1997 Galip Erdem    ağabeyimizin ruhunu teslim günü.

Yüksek seciye sahibi bu iki mübarek insanı rahmet dualarımızla anıyor, Allah’tan nur içinde yatmalarını diliyoruz.
Minnetlerimizi sunuyoruz.  

Yazarın Diğer Yazıları