Çanakkale'de "zaferden hezimete, hezimetten dirilişe" ve...

Bugün Çanakkale Zaferinin 93. Yıldönümü! 18 Mart 1915’te, Birinci Dünya Harbi esnasında İstanbul’a geçmek için Çanakkale Boğazına dayanan İngiliz, Fransız dretnotlarının Türk topçuları ve denizcileri tarafından ağır hezimete uğratılarak durdurulmaları ve geriye döndürülmeleriniın yıldönümü. Müttefiklerin bu teşebbüsü, o sırada İngiltere Deniz Birinci Lordu olan Winston Churchill’in fikri idi; İstanbul ele geçirilecek Doğu Cephesinde sıkışan Çarlık ordularına silah malzeme vb.. ulaştırılacak ve bu suretle de Alman Orduları Doğuda zorlanınca, Müttefikler Batı Cephesinde kazanacaklardı...
18 Mart hezimeti üzerine Churchill vazgeçmedi. Bu sefer, Müttefikler Gelibolu yarımadasına ve Boğazın öteki yakasının ucundaki Kum kale’ye çıkarmalar yaparak, Boğazları ve İstanbul’u ele geçirmeye çalıştılar. Bu teşebbüs de Türk askerlerinin “Allah Allah” inancıyla çıkarmaları akim bırakmaları ve siper savaşlarında başarılı olmaları sonucunda iflas etti; İngilizler, Anzaklar (Yeni Zelandalılar, Avustralyalılar) ve Fransızlar bir gece çekilip gittiler!
Bu zaferin simgesi, kahramanı; Arıburnu’nda, cephaneleri tükenen askerlerine, süngü taktırtıp  “Size ölmeyi, emrediyorum”  diyen Yarbay Mustafa Kemal idi... Tüm birliklerin komutasını üzerine almak isteyince Alman Generali  “Çok olmaz mı?”  demiş Mustafa Kemal de  “Hayır az olur”  diye cevap vermişti... Mustafa Kemal, bu zaferiyle, milletinin kahramanı oldu ve o güçle de, Kurtuluş Mücadelesinin, doğal Başkomutanı! 
Türk tarihinde çok büyük zaferler var ancak Çanakkale zaferinin, başka anlamı var. Önce bu zaferden Mustafa Kemal’in yükselmesi!
Sonra bir süreç: Çanakkale Zaferine rağmen Birinci Dünya Harbinin genelinde Osmanlı mağlup düştü ve İstanbul gene işgal edildi ama sonra, Mustafa Kemal’in ve ordularının azmiyle Türkiye düşman işgalinden kurtuldu! Kısacası  “Çanakkale Geçilmez” inancı bir  “Dirilişin” habercisi oldu!
Bir de dip notları var: Önce; Çanakkale geçilemeyince, Rus Devrimi oldu, Çarlık devrildi, Sovyet dönemi başladı!
Sonra; Müttefikler için Çanakkale fiyaskosuna  “Churchill’in Budalalığı” adı verilen hezimet, Churchill’in siyasi kariyerine ağır bır darbe vurdu... Öyle ki, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Londra’da, zamanın Büyük Elçisi ve Çanakkale Zaferinde payı olan  “Hamidiye Kahramanı” Rauf Orbay, Çanakkale Zaferinde, Türk Ordularının Başkomutanı Enver Paşanın oğlu Hava Ataşesi Yüzbaşı Ali Enver’i Churchill’le tanıtınca, Başbakan Churchill  “Burada da mı Enver?”  diye yerinden sıçramış!
Bu zaferi ölümsüzleştiren bir şiir vardır: Mehmet Akif’in Çanakkale Şehitleri için yazdığı  “Ey bu topraklar için toprağa düşen asker...”  şaheseri! Akif, Kurtuluş Savaşından yükselen İstiklal Marşının kahramanıdır... Bizler onu bu ölümsüz eserlerinden dolayı, sevgi ve minnetle anarız... Öteki “taraf”  ise,  “Safahatı”  için kullanıyorlar... Şapka İnkılâbı üzerine, şapka giymemek için Mısır’a gittiği için tebcil ederler... Ama ne var ki Mehmet Akif, sonra bu hareketinden dolayı pişman olmuş, Atatürk Türkiye’sine dönmüştü... Ve  “Ben ki bir Arnavudum” diyen Akif   “Kahraman Irkım”  diyen bir Türk Milliyetçisi idi aslında! Bir not daha: Amerikan mandasına yatkın olduğu ve Hilafetin kaldırılmasına karşı olduğu için Mustafa Kemal’e ters düşen Rauf Orbay bizzat bana  “Mustafa Kemal haklıydı. Biz yanlıştık”  diyecekti!
Ve o zaman, Emin Bülent Serdaroğlu, “Garbın cebin-i zalimi affetmedim asla seni” diyordu... Bugün? 
Türkiye’nin gerçekleri, bunlar! Milli bir uzlaşmanın zamanının geldiğini de, işaret eden bunlar...

Yazarın Diğer Yazıları