Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit <br>YUSUF

Hüseyin Macit
YUSUF

Kıbrıs'ta havanda su dövmeye devam...

Kıbrıs sorununa çözüm bulmak amacıyla KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile GKRY Başkanı Dimitris Hristofyas bugün Lefkoşa’da bir araya geliyorlar. Hristofyas seçildiği günden itibaren Kıbrıs’ta çözüm için umutlar yeniden yeşerdi!! Rumun hedeflerinden, Enosis’ten, Megali İdea ülküsünden ve adanın Elenleştirilmesinden vazgeçebileceğini zannedenler yeniden ümitlenme gafletine düştüler. Halbuki Hristofyas’ın, özde diğer tüm Rum liderlerinden hedefleri bakımından farkı yoktur. Kutsal hedeflerine ulaşmak için izlediği yol,  kullandığı yöntem değişik olabilir ancak nihai hedef aynıdır. Rum tarafının uzlaşmaya, anlaşmaya 1963’ten beri gasbettikleri haklarımızı geri vermeye ve eşit ortak olarak bizlerle ellerindeki gücü paylaşmaya niyetleri yoktur. Kıbrıs sorununu bir işgal sorunu olarak görmeleri ve Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden kurtulmaya çalışmaları müzakerelerin başarıya ulaşmasının önündeki en önemli engeldir. Bugünkü müzakerelerin, 21 Mart 1979’da Yunan Mahkemesinin aldığı, 20 Temmuz 1974’te Türkiye’nin adaya yaptığı haklı müdahalenin uluslararası hukuk kurallarına uygun olduğuna dair kararın yıldönümünde olması tarihin Hristofyas’a bir cilvesidir.
Rumun Kırmızı çizgileri!...
Müzakerelerin başladığı bugün Hristofyas ve Rum tarafının Kıbrıs sorunundaki kırmızı çizgilerine bir kez daha göz atmamızda fayda vardır. Rum tarafına göre:
1. ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ esastır ve devam edecektir. ‘Bakir doğum’ yani yeni bir devletin kurulması mümkün değildir.
2. ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Üniter’ yapısı korunacaktır. Kıbrıs’ta tek halk vardır. Bu halk Rumlardan, Türklerden, Maronit, Ermeni ve Latin’lerden oluşmaktadır. Kıbrıs halkı tüm Kıbrıs’ın tek sahibidir.
3. ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ tek halka dayanan,’tek vatan’ üzerinde ‘eşit’ vatandaşlardan oluşmaktadır. Kıbrıs Türküne 1960’taki hakları, yani toplum olarak eşit-ortaklık haklarının verilmesi mümkün değildir.
4. Egemenlik tektir ve bölünemez.
5. Kıbrıs sorunu bir işgal sorunudur.
6. Sorunun çözümü Türk askerinin adadan gitmesiyle mümkündür.
7. Adanın askersizleştirilmesi temel hedefimizdir.
8. Adanın askersizleştirilmesi için muhatabımız Türkiye’dir.
9. Çözüm Türkiye’nin iyi niyetine ve atacağı adımlara bağlıdır.
10. Kıbrıs sorunu BM kararları ve AB normlarına göre çözülecektir.
11. Kıbrıs Türkünün ‘self determinasyon’ -kendi geleceğini belirleme- hakkı yoktur. Buna bağlı olarak Kıbrıs Türkünün ‘anlaşmama ve ayrılma hakkı’ yoktur.
12. İki devlete dayalı çözüm kesinlikle söz konusu olamaz.
13. KKTC ayrılıkçıdır ve ortadan kaldırılmalıdır.
14. Garanti anlaşması lağvedilecektir.
15. İki bölgeli federasyon etnik olarak tamamen temiz olmayacaktır. Rum ve Türklerin serbest dolaşım, mülk edinme ve yerleşme hakkı korunacaktır.
16. Çözüm için bozulan demografik yapı düzeltilmelidir. Türkiye’den gelen ‘yerleşikler’ geri dönecektir.
17. Rum göçmenler eski mallarına geri dönecektir.
18. Türkiye gecikmeden ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ni’ tanımalı ve ilişkilerini normalleştirmelidir.
Bu liste uzayıp gitmektedir. Rumun bu isteklerine boyun eğecek ve onlarla bu kapsamda anlaşma yapacak herhangi bir Türk yetkilinin olduğuna inanmıyorum. Hristofyas’ın, Kıbrıs Türkünün Rum çoğunluk tarafından yönetilmesini, azınlık haklarıyla yetinmesini, Anavatan Türkiye ile ilişkisinin kökünden kesilmesini ve neticede yok olup ortadan kalkmasını öngören çözümünü kabul etmemiz mümkün değildir. Başımıza yeniden çorap örmeye çalışmaktadırlar; ve çok dikkatli olmalıyız...
Anlaşma ve çözüm ada gerçeklerine göre mümkün olabilecektir. Adada iki ayrı devletin varlığı göz önünde bulundurulmadan çözüme ulaşılamayacağı artık anlaşılmalıdır.
Özellikle tek taraflı bir kararla Kıbrıs Rumlarını adanın tamamı adına üye yapan AB, bu gerçeği görmeli, adil ve kalıcı bir çözüm için Rum tarafına baskı yapmalıdır. Verdikleri ve tutmadıkları sözleri yerine getirmelidirler. Görev ve sorumluluk onlardadır. Kıbrıs Türkü üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır.

Yazarın Diğer Yazıları