Milliyetçilere saldırılar cevapsız kalamaz

Sayın okurlarım, bu haftaki yazımın konusu aslında baştacımız Analarımızın, yurdumuzun bekçisi hanımlarımızın ve geleceğimizin emanetçilerini yetiştirecek ana namzedi kızlarımızın günü, Anneler Günü ile ilgili olacaktı.
Fakat son günlerde Türkçülere-Milliyetçilere ve onların temsilcisi Ülkücü Bozkurtlara o kadar çok kelpler saldırdı ki, cevapsız duramadım.
Dünyaya gelmemize vesile olan, helal sütüyle besleyip nefesi ile ısıtan ailemizin orta direği annelerimizin ellerinden öperek geleceğimizi emanet edeceğimiz yavrularımızın da, Vatanına-Milletine-Bayrağına-Diline-Soyuna ve milli değerlerine saygılı, Türk Töresine hürmet gösteren, sömürücü düzenin kucağına düşmeyen, gösterişe kanmadan öz kaynaklarını yerinde kullanan,  “Yerli Malı”na öncelik tanıyıp israf ekonomisine sırt çeviren, gösterişten uzak durup kendisini gerçeklere ulaştıran, seçeceği mesleğinin en beceriklisi olmayı hedef kabul eden, az konuşup çok okuyan, “sağlıklı yaşam”ı seçip, kötü alışkanlıklara sırt çeviren, Devlet Malı’nı koruyup kollayan, “Devletimizin ülkesi ve Milletiyle bölünmez bir bütün”  olduğuına inanan, Türk Dünyası ile ilişkilerini sürdüren, eline-diline ve beline sahip olarak yetişmelerini istiyor ve konuma geçiyorum.
Belki de yaşamım gereği son yıllarda siyaset ve kültür yaşantımızdaki olumsuzlukların tesirinde fazlaca kalır oldum. Vatansever-Milliyetçi görüş ve düşüncelerimize, kökleşmiş hayat görüşü haline gelen alışkanlıklarımıza karşı belirlenen çirkin görüşlere, tahammül edemez oldum.
 “Türküz, Türkçüyüz ve Türkçü kalacağız” diyen Başbakanımız Ödemiş’in efesi Şükrü Saraçoğlu’nun makamındaki Kasımpaşa efesinin  “eşim Arap ben Gürcü’yüm, Milliyetçiliğin karşısındayız. Türkiyeliyim, Biz ortalama Türk’ün Partisiyiz, etnik milliyetçiliğe karşıyız” gibi ifadelerine, altmış yıl sonra muhatap olduk. Ve Ona “Türkün ortalaması olmaz” diye cevap verene de rastlamadık. Atsız Hoca’yı aradık.
Türkiye-AB ilişkilerinde, AKP’nin kapatılması meselesi öne alındı. AB’nin Komisyon Başkanı, AKP hakkında açılan davaya kayıtsız kalamayacaklarını ifade ederken, gelişmeden sorumlu üyesi Olli Rehn en büyük tehlike saydığı Türkiye’deki Milliyetçilere saldırdı. Karma komisyonun eşbaşkanı Lajendik de  “Türkiye’de olanlardan endişelendiğini” ifade ile hukuk uygulamalarımıza müdahale cesareti gösteriyor. Ve Devletimizin de hiçbir yetkilisi, “Sana ne lan” diyemiyor.
Sovyet komünizminin çökmesinden sonra  “güler yüzlü sosyalizm”e sarılan bir yazarımız da, “ülkeyi komünizmden korumak için ülkücüler saldırıya geçti. Ülkücüler bir yandan, güvenlik güçleri bir yandan saldırılarını yoğunlaştırınca şiddet 68 kuşağının hayatının önemli bir parçası oluverdi” diyerek ne kadar suçsuz olduklarını göstermiş oldu.
Yılların komünisti bir meşhur yazarımız da, “Ben Sovyetler Birlğinin çocuğuyum”  “-Beni Stalin yarattı”    “-Yalnız kalbim ve kafamla değil, geçmişimle de Sovyetler Birliğine bağlıyım” diyen komünist N.Hikmet’in Rus eşinin yazdığı kitabın reklamını yaparak, “Hem Nazım’a yazık ettik, hem kendimize” dedi ve her komünist gibi, nankörlük ederek, “Türkiye bir yalan dolan memleketidir” diyerek tıynetini gösterdi.
En çok okunan bir gazetenin “Türklüğe Hakaret”  başlıklı yazısındaki ifadeleri, “medyanın ihaneti”nin belirgin bir örneği idi.
 “Türkten boşalacak o zehirli kan”  ifadesinde bulunan Hrant Dink’in cenaze töreninde “Biz de Ermeniyiz” diye levha taşıyanlara, “Türkler bir milyon Ermeni öldürdü”  diyen iftiracı Orhan Pamuk’a sahip çıkan ve ona yumurta atan milliyetçi gençleri karalayan AKP’nin grup başkan vekiline gösterilen suskunluğa şaşırıyorum.
Yöneticileri “bölücülük”ten mahkum olan DTP’ye destek olmak için grup toplantılarına katılan ve kürsüye çıkan ÖDP Genel Başkanı “Milliyetçilik mi insanları aptallaştırıyor, aptallar mı milliyetçi oluyor” diyerek gerçek aptallığı ortaya koymuş ve “Milliyetçiliğe karşı yürüyüşümüzü sürdürmek zorundayız” diyerek, düşeceği çukuru görmediğini ifade etmişti.
İşte, tahammül edemez olduğum örneklerin çirkinliklerine vereceğim cevap;  “Milliyetçilere saldıranlar, eninde sonunda hak ettikleri cevabı alırlar.”
Tanrı Türk’ü Korusun.  

Yazarın Diğer Yazıları