Ankara'da yargıçlar var! Türkiye'de Atatürk var!

Anayasa Mahkemesi, üniversitelerde başörtüsü yasağını sona erdirmeyi amaçlayan Anayasanın iki maddesinde (10 ve 42) değişiklik yapılması hakkında, TBMM’de, 411 ’kabul oyu’ile geçmiş kararı 2’ye karşı 9 oyla iptal etti. AKP tarafından önerilen bu değişikliğin iptali için CHP, Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu!
Bu karar neticede, hele mahkeme -muhtemelen- bu yaz  Yargıtay Başsavcısının açtığı davada  “kapatma” kararı verirse TC rejiminin, “değiştirilemeyecek... değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek,” temel maddeleri tasalluttan korunmuş olacak ve ülkeyi, Türkiye Cumhuriyetini, “Yabancıların” kendi amaçları için telkin ve tavsiye ettikleri  “Ilımlı İslam Cumhuriyeti”, tehlikesinden kurtaracak.
Bu karar üzerine bizler, Laik Atatürk Cumhuriyetçileri rahat bir “oh” çektik... Ama ötekiler, başvuracakları başka  daha yüksek merci olmadığı için panikteler, matemdeler... Bu kararın “siyasi”  oldugundan, “hukuki” olmadığından, Anayasa Mahkemesinin ancak şekil hususunda karar verebileceğini, “esas” haklında böylesine bir karar veremeyeceğini iddia etmeye başladılar!

Esas mı şekil mi?
Onlara göre Anayasa Mahkemesi, davaların ve iddiaların sadece noktalama, cümle yapılarına, biçimlerine vs. bakan  bir dil kurumumuymuş gibi! Oysa özellikle şu bağlamda iktidar bütün  “erkleri”  eline geçirirken,  Anayasa Mahkemesi, Anayasanın ruhunu ve temel ilkelerini koruyacak son merci!  Ve son kararı ile  de bu hayati görevi yapmıştır!
 Bu Mahkeme ve böyle yürekli yargıçlar ve  “Atatürkçü”  Yargıçlar olmasa, Ordu olmasa Türkiye’yi ne hale getireceklerini bir düşünün! Bazıları, hatta bazı “malûm” hukukçular,  öğretim üyeleri, “şekil”  derken  “esas” tehlikeyi göz ardı ediyorlar!
Ve işlerine geldiğinde ileri sürdükleri Avrupa’nın,  “İnsan Hakları Mahkemesi” nin türban konusundaki kararlarını hangi fasla koymalı; “şekle” mi  - “esasa” mı? Bazı profesörlerin, mesela öteden beri  tavır ve düşünceleri malûmdan mâlum Ergun Özbudun’u, Sami Selçuk’u arkalarına alarak türlü “hile-i şeriye” tasarlıyorlar!  Osmanlıda oyun çok!

Sayın Başkan
Anayasa Mahkemesi’nin Başkanı Haşim Kılıç (akrabalığımız yoktur) karardan hiç memnun değil. “Gerekçeli karar” açıklanana kadar, ayrıntıların, hatta oy durumunun açıklanmasını istemiyor. Ama bunlar medyaya sızdı bir kere! Öyleyse bu  “tedbirin” maksadı ne? Güya mahkeme üzerinde spekülasyonları önlemek!  Sanki şimdi bu kapatma spekülasyonları önleyecek mi yoksa artıracak mı?
Şaşılacak bir yorum, iddia yapılıyor: Deniyor ki; mademki bu değişiklik önlendi, o halde Kapatma Davasının asıl gerekçesi ortadan kalkmış oldu! Fakat aksine,  bu karar AKP’nin kapatılmasına dolaylı olarak mehaz olacak. En azından, Başsavcı savunmasında bunu kullanacaktır!

Velev ki
“Paradoks”  ama bu karara giden yolu Başbakan Erdogan,  “Velev ki”  diye başlayan,  “Türbanın siyasi bir simge”  olduğunu, bu pervasızca itiraf eden sözleriyle açtı.  Hani  “küpleri üst üste dizseler”  diye bir söz vardır: En alttaki çekilince, siz seyredin gümbürtüyü ve  “iktidarın” sonunu! Ancak bundan sonra Kapatma Davası Kararı muhtemelen bu yaz açıklanana kadarki süreç kolay geçmeyecek. Dış ve iç baskılarla, kısır tartışmalarla ülke gerilecek. Kamplaşma, kutuplaşma artacak! Kansız bir  “şeriat darbesine” de başvurabilirler!.. Velhasıl, bu ihtimale ve desiselere karşı sıkı durmamız, muhalefetin birlikte davranması ve fire verilmemesi gerekiyor.
Ne var ki, ilk fireyi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli hemen verdi: Mahkemenin kararı “hukuki”   değil  “siyasi” bir karardır, dedi. AKP’nin söylemine katıldı ve tabir caizse üzerine  “limon sıktı.” Pekâlâ “Türbanı serbest bırakmak kararı”  hukuki miydi? Sapına kadar “siyasi”  idi!  Sayın Bahçeli’nin son zamanlarda 367’nin kabulüne, Gül’ün seçilmesine desteği siyasi ve halkçı amaçlı değil miydi? Nihayet Anayasa Mahkemesi’nin son kararına karşı çıkışı da  “siyasidir!” Sayın Bahçeli,  son zamanlarda AKP’ye ateş püskürdü, kapatılması gerektiğini de ima etti! Acaba şimdi bu son çıkışıyla, AKP kapatılırsa oyların  “Türban” konusunda en azından ılımlı olan MHP’ye akacağını mı düşünüyor! Anayasa Mahkemesi’nin kararı, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt’ın İstanbul’da Harp Akademileri’nde söylediklerine denk düştü.  Büyükanıt; karar için “malûmu ilâm” dedi ve ilave etti;  “Türkiye’ye ’ılımlı İslam’gibi sıfatlar takılmak isteniyor; Türkiye’ye kimse biat ettiremez... Yasal organlar buna izin vermez”...
AKP ve takımı, şimdi istedikleri kadar AB’den ABD’den medet umsunlar.  “Ankara’da yargıçlar, Türkiye’de Atatürk ve Atatürkçüler var!”

Yazarın Diğer Yazıları