Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Durmuş HOCAOĞLU

Durmuş HOCAOĞLU

Gladio Kültürü, Vendetta Kültürü ve Türkler

Gladio Kültürü’nün nevi şahsına münhasır meziyetleri vardır: Mertlik, cengâverlik, ahde vefâ, meşrû bir gerekçeye müstenîden ve yüzden vuruşma, arkadan vurmama, düşene, aman dileyene, teslim olana vurmama gibi. Çünkü Gladio - yâni Kılıç - bunu gerektirir ve bunun için, gladiator, sıkı ve sert dövüşür, ama âdildir; nitekim Şark’ta Alp’lik, Garp’ta Şövalyelik, gladiatorluktan gelir, gladiator pusu kurmaz, kin tutmaz;sâdece açık düşmanı kim is alenî olarak öldürür, bu öldürmenin de bir hakkın gereği olduğuna inandığı için, gizlice, arkadan vurarak değil, herkesin önünde öldürür; çoluk-çocuğuna, âilesine ilişmez ve bu sebepledir ki gladio kültüründe cinâyet ve kan dâvâsı gibi müstekreh an’aneler yer tutmaz; gladiatorlar cemiyetinden asker çıkar, ordu çıkar, fâtihler, cihangirler çıkar; gladiatorlar cemiyeti, imparatorluklar kurar.
Vendetta Kültürü’ne gelince: Vendettor, ismiyle müsemmâ, “müntakîm” dir; yâni intikam alıcı. Vendettorlar arasında farklar olmakla birlikte hemen bütün vendettorlar, gladiatorların mertlik, cengâverlik, ahde vefâ, meşrû bir gerekçeye müstenîden ve yüzden vuruşma, arkadan vurmama, düşene, aman dileyene, teslim olana vurmama gibi temel ahlâkî prensiplerini ihlâl ederler. Gücü asıl meşrûiyet kaynağı olarak aldıkları, güce taptıkları ve transandantal ahlâkî prensipleri bulunmadığı için, vendettorlar, güçlü gladiatorlar önünde eğilirler; eğilmekten küçüklük hissi duymazlar - zâten küçüktürler de aslında.
Anakronik Vendettorlar düpedüz, basbayağı eşkıyâdırlar. Esas olarak, Dağlılar ve Çöllüler - bedevîler - şeklinde ikiye ayrılabilecek olan ve zamanın buzdolabında donmuş tarih kaçkınları gibi beşerî gelişmelerden nasiplenmeden günümüze de aynen intikal etmiş gibi duran bir kısım anakronik cemiyetlerde görülen bu kültür, hâlisüddem eşkıyâlık kültürüdür. Gladiator kılıç kullanır, anakronik vendettor ise kama veya hançer - çünkü bu ikisi pusu silâhıdır; düşmanını gözüne kestiremezse, âilesine, çoluk-çocuğuna yönelir, gece uyurken evini yakar...  Eşkıyâ kültüründen asker çıkmadığı için devlet olamazlar - olsalar da, gerçek bir devletin kuklası ve tetikçisi olurlar - ve gladiatorlar ile her karşılaşmalarında onlar tarafından mağlûp edilir ve hükmü altına girerler; Haldûn’un,  “hadârîler bedevîleri dâimâ mağlûp eder” derken kastettiği de aynıyla budur.
Gladiatorlar, vendettorlardan şahsen korkarlar, cemiyet olarak değil; cemiyet olarak korkmazlar, çünkü yukarıda bahsettiğimiz üzere, askerler cemiyeti eşkıyâlar cemiyetini dâimâ mağlûp eder ve ona hükmeder; ancak şahsen korkarlar, çünkü karşısındaki bir eşkıyâdır. Bu, şu demektir: Düşmanınız bir gladiator ise korkmayınız, derdi yalnız sizinledir ve açık dövüşür; kendinizi sakınınız, ama korkmayınız; lâkin bir vendettor ise korkunuz, çünkü o bir eşkıyâdır, şimdi yüzünüze gülmekte olabilir, ama, belki de sizi, mescitte secdeye giderken arkadan kafanıza kurşun sıkarak öldürecek veya okula giden sabînizi kaçırarak hem kirletecek hem de boynunu kırarak katledecektir - bunu da yapabilir, eşkıyânın nâmûsu olmaz.
Gladiatorların cemiyet olarak asıl olarak korkmaları gereken başka bir vendettorlar cemiyeti türüdür: Anakronik Vendettorlar’dan farklı olarak, dağlı veya çöllü değil şehirli ve medenî olan bu vendettorların cemiyeti ile karşılaştıklarında, Gladiatorlar cemiyetinin meziyetleri, öldürücü zaaflara dönüşmeye başlar.
İşte Türkler böyledir. Türkler, gladiatorlar cemiyetidir ve Anakronik Vendettorlar’ı her zaman mağlûp ve onlara hükmederler; ancak, bu ikinci tür vendettorlar ile karşılaşmalarında...

Yazarın Diğer Yazıları