Tüketici sorunlarıyla ilgili gelen şikayetlerin ardı arkası
kesilmiyor.
Özellikle yabancı şirketlerin tüketici sorunlarının agırlıklı oldugunu göruyorum.
Yerli şirketler tüketici yasasına daha fazla saygılı oldukları gelen şikâyetlerden ortaya çıkıyor.
Türkiye’yi babalarının çiftliği sanan bazı yabancı şirketler ülkelerinde kedi olurken ülkemde maalesef kaplan kesiliyorlar.
İşte bizzat benim de şahit oldugum bir yabancı şirket ve tüketicinin haklarının nasıl ayaklar altına alındıgının örnegi.
Suat Nayman Türkiye’nin en buyuk bankalarından birinin Menkul Bölümü’nde yönetmen. Yani yılların borsacısı.  Suat Nayman notebook almak için Bakırköy Carusel’deki Darty magazasına gidiyor.
Burada 3 bin 200 bin lira degerinde olan notebook kendisine bin 900 liraya satılıyor. Son model notebooku yaklaşık 1.5 milyar daha ucuza alan Suat Nayman eve gidince buyuk hayal kırıklıgına ugruyor. Notebookta yaşanan sorunlardan dolayı aldıgı magazaya gidiyor.
Notebook incelenmek ve onarılmak üzere servise gidiyor. Aradan gecen birkaç gun sonra gelen bir telefon suat Nayman’ı şaşkına çeviriyor.
Bilgisayarın içinden DVD sürücüsü çıkartılmış.
Suat Nayman’ın itirazları para etmiyor.
Her fırsatta ana felsefelerini tüketici haklıdır şeklinde reklam eden Darty gerçeklerle yüz yüze gelince ’banane’diyor.
Borsa camisında saygınlıgı ile tanınan Suat Nayman üstüne üstlük üç kuruşluk DVD parçasını sökmekle suçlanıyor.
Bu olay elbette dunyanın bir çok yerinde faaliyet gösteren Darty’i genel olarak etkilemez ama şube bazında münferit olay olarak baktıgınızda ciddi anlamda tüketiciye karşı hak ihlali ve saygısızlıgı var.
Egitimli, kariyer sahibi ve belirli bir ekonomik guHasance sahip bir insan neden 3 kuruşluk DVD çıkartıp gunlerce Darty ile ugraşsın?
Ayrıca bu cihaz sorunlu degil ise bir başka magazada 3 bin 200 YTL’ye satılan ürün neden bin 900 YTL satıldı?
Kısacası gerçekten darty gibi bir şirkete yakışmayan ali Cengiz oyunları..
Burada en kötü olan ise Darty yetkililerinin yabancı sermaye adı altında bir zırha bürünmeleri.
Biz yabancı sermayeyiz yasa tanımayız dercesine tüketiciye karşı bir tavır içine girmek her halde Türk halkını biraz başka gözle görmek anlamına geliyor.
Reklamlarında tüketici hakları avukatı kesiliyorsun ama tüketicinin sorunu karşına gelince ’bana ne ben yabancı sermayeyim’diyorsun.
Sorun burada Darty’de degil. Sorun Türk halkını yabancı sermaye diye yabancı şirketlerin önune atan hükümette ve tabii ki Sanayi bakanlıgı’nda.
Türkiye ne fransa’nın ne de Almanya’nın sömürgesi degildir.
Ülkemize sömürü mantıgı ile gelen yabancı şirketler Türk halkına karşı daha saygılı olmak zorundadır.
Burada halkımızda daha bilinçli olmalı. Bu tür şirketlere karşı daha duyarlı olmalı..
Suat Nayman’ın başına gelen olay Fransa ya da Almanya’daki Darty magazasında olsaydı acaba ne olurdu?
Türkiye’deki ortada..