Ülkenin bütün çivileri çıktı. TC’nin ve omurgası TSK’nın tabutuna çakılmaya başlandı.
Güzel bir karikatür var; Anıtkabir’in önünde iki sivil polis telsizle  “Amirim”  diyorlar  “Daha çıkmadı, çıkar çıkmaz gözaltına alacağız!”  Kara mizah! Ben de, savcının Mustafa Balbay’a Sezer’le ilişkilerini sormaları üzerine, espri olsun diye  “10.  Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i de Ergenekon kapsamında gözaltına alsalar şaşırmam”  diyordum! Meğer doğruymuş; 10. Cumhurbaşkanı Sezer’i de, gözaltına almayı düşünmüşler! Can Ataklı yazıyor; diyor ki:  “Geçen hafta bugüne kadar verdiği bilgilerin doğru çıktığını belirttiğim önemli bir ismin söylediklerini aktarmıştım. Demişti ki: ’Gözaltı listesinde Sezer de vardı, ama son anda vazgeçildi’ ... İnanamamıştım ... Bana bilgi aktaran kişi anlatmaya devam etti: ’Polise verilen talimatta Sezer’in de işin içine karıştırılması vardı.’ Nitekim polis bu çalışmayı yaptı. Genelkurmay müdahale etmeseydi Sezer de mutlaka gözaltına alınacaktı.”

Neden?
Hayretten de öte, dehşet verici değil mi? Aklıma hemen iki şey geliyor: Hükümetin, bundan haberi vardıysa -ki muhakkak haberi olmuştur- acaba neden müdahale etmedi de Genelkurmay müdahale etmek durumunda kaldı? Ve Genelkurmay, iki emekli orgeneralin, hoyratça gözaltına alınmalarına neden müdahale etmedi? Neden? Ataklı da sormuş. Kaynağı da  “Çok ciddi kanıtlar olduğu söylendi. Böyle bir durumda Genelkurmay’ın ’dokunmayın’ demesi hiçbir kurala uymaz, Asker hukuki bir soruşturmayı önlüyor görünümüne girmez”  diye yanıtlamış! 
Belki hukuk ve kurallar gereği öyle, ama Tolon ve Eruygur paşalar, genel müdür, müsteşar, parti başkanı, gazeteci, hatta bakan değiller. Üniformalarını çıkarmış olsalar bile,  hâlâ ordunun parçasıdırlar! Biz öyle biliriz. Onlara yapılan muamele Türk milleti için ordumuza yapılan muameledir ve de öyle de algılanmıştır! Ve hiç şüphe etmeyin ki, içeridekiler ve dışarıdakiler maksatlı.   “Tılsım bozuldu, artık generaller dokunulmaz değiller”  diye seviniyorlar, dişardakiler de  “Türk ordusunun gücünü kırdık”  diye seviniyorlar! Bekleyin bundan sonra, ucu Genelkurmay’a dayanan ne pespaye dedikodular çıkaracaklar! Türkiye Ergenekon kapsamında, Avrupa sürecinde, kapatma kararı öncesinde gıdım gıdım harcanmakta!

Diğer oyunlar
Ve bu sırada başka ne oyunlar oynanıyor... Kıbrıs’ta-Güneydoğu’da ve Ermenistan konusunda!  Bazı malûm bizimkiler, Cumhurbaşkanı Gül’ün Ermenistan Cumhurbaşkanı’nın daveti üzerine, güya futbol maçını seyretmek üzere, Erivan’a gitmesini istiyorlar! Mehmet Ali Birand, “Bu ulusalcı takıntıdan vazgeçmeliyiz” diyor. “Oysa soğukkanlı şekilde düşündüğümüzde, Cumhurbaşkanı Gül’ün milli maça gitmesi son derece yerinde bir karar olacaktır. Gül’ün Erivan’a gitmesi dünya kamuoyunda şaşkınlık yaratacak, beğenilecek ve soykırımı konusunun kapanmasına hizmet edecek” miş. Mehmet Ali aklı. Bunca yıl soykırım konusunda haklılığımızı dünyaya anlatamadık, futbol maçında mı anlatacağız... Haydi, ordan sen de!
Ama kendisine kalsa, Gül gider. Önümde 1993 tarihli VTR var. AB’ye meydan okuyor ve Ermeni konusundaki baskılarını kınıyor! Ama şimdi zaman değişti konumu değişti! Bu bir protokol meselesi değil... Ermenistan Cumhurbaşkanı’nın daveti sebepsiz değil. Gül Erivan’da Soykırım Şehitleri Abidesi’ne çelenk koymasa bile soykırım konusunda gevşememiz olarak yorumlanır ve arkasından da AB’nin, Ermenistan kapısının açılması, tazminatlar, toprak talepleri gelecektir! Türk Tarih Kurumu’nun Ermeni soykırımı konusunda mücadele veren Başkanı Yusuf Halaçoğlu’nun görevden alınması, tesadüf mü? Ne var ki Ermeniler ve herkes öyle algıladı... Ve Talat Paşa Komitesi de Ergenekon kapsamında gözaltındaymış! Bu, Azerbaycan’ı, Ermeni vahşetine bunca şehit vermiş ve topraklarının bir kısmı Ermeniler tarafından işgal edilmiş soydaşlarımızı nasıl etkiler! Bu onları rahatsız etmez! Ergenekon kapsamında, 7. dalga operasyonları da yapıldı... Dipsiz gayya kuyusuna yeni taşlar atıldı. Sıra belki de 8. 9. vb. dalgalarda! Sonunda, bu dalgaların altında bakalım kimler kalacak? 
Okuyucularıma teşekkür ediyorum; dün hastaneye kontrole gittiğim için yazı yazamadım. Merak etmişler, bana da mı bir şeyler oldu diye! Merak etmesinler... Doktorum daha yaşayacağımı söyledi ve  “şimdilik”  dışarıdayım!