Ermenistan peşrevi

Ermenistan Cumhurbaşkanı  Serzh Sargisyan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, 6 Eylül’de iki ülke milli futbol takımlarının Erivan’daki maçını birlikte izlemeyi teklif etti... Görünüşte, güzel bir jest! İki ülke arasında “dostane”  ilişkilerin kapısını aralayacak, daha sonra da Ermenistan-Türk hudut kapısını da açacak!

Ermenilerin, Sargisyan’ın bu konuda hiç tereddütleri yok, aksine kazançları olacak! Ama Ankara’nın tereddütleri var... Bıraksanız hükümet hemen kabul edecek, Gül de Erivan’a koşa koşa gidecek maçta, Sargisyan’la sarmaş dolaş fotoğraflar çektirecek ve  “malûm”  medya da  “Asırlık kin bitti, yeni dönem başladı”  diye manşetler atacak. ABD ve AB alkışlayacak, NY Times, London Times vb. Gül’ün devlet adamlığını övecekler.

İyi niyet taşları
Keşke öyle olabilse, keşke böylelikle bir beladan kurtulabilsek! Ama işler o kadar basit değil... Zaten tarihimizin yolları  “iyi niyet”  taşlarıyla kaplı!
Aynı  “iyi niyetle” , Kurtuluş Savaşı’ndan hemen sonra, Yunanlılara karşı düşmanlığımızı öylesine unutmuştuk-unutturmak istemiştik ki-  savaşa dair filmlerde Yunan askerine  “Yunanlı”  demek, Yunan bayrağını göstermek sansür edilirdi! Okul kitaplarında da! Ve öylesine iyi niyet gösterdik ki Yunanlıları gücendirmemek için İstanbul’un fethinin 500. yıldönümü  “çok hafif”  anıldı,  “kutlanmadı” !
Sonra ne oldu; en ufak bir vesileyle, sonra da Kıbrıs vesilesiyle, Rumların, Yunanlıların Türklere  “husumeti”  ve talepleri, Patrikhane’nin talepleri hortladı.

Kapı
“Kapı açmaktan” söz ettim. Eğer gerçekleşirse, Gül’ün Erivan ziyaretiyle açılacak  “kapıdan”  muhakkak Ermenilerin arazi, tazminat vb. taleplerı gelecek... Ve  “soykırım masalını”  unutmayacaklar, dünyaya unutturmayacaklar, başımızın üstünde  “Dink”  gibi, Demokles’in Kılıcı olarak tutacaklar... Milli hasletimiz mi yoksa huyumuz mu; çabuk unuturuz, ama karşımızdakiler unutamazlar; hele  “iyi niyet zaafımızı”  bir defa daha anladıktan sonra!
Ermenistan ilişkilerinin bir dar geçiti de, Ermenistan’ın,  “Türk”  Azerbaycan’ın topraklarını hâlâ işgal etmesi... Gül’ün ziyareti, bazılarının sandıkları gibi, Ermenileri bu işgalden vazgeçirebilir mi? Azerbaycan topraklarından tamamiyle çekilirler mi, Türkiye’nin  “hatırı”  için? Hiç sanmıyorum. Bizim kırmızı çizgilerimiz yok ama onların var!
Bizi bugün yönetenlerin Türk dünyası ve tarihi şuurları yok; onların deve kini var!

Unutmak şifa mı?
Yanlış anlaşılmasın; ben ne Yunanistan, ne Ermenistan’la, ebedi düşmanlık taraftarı değilim. Elbette eski yaralar kapanmalı, ama tek taraflı tavizler vererek değil! Eski öyküdeki gibi  “onlarda kuyruk acısı, bizde de evlat acısı oldukça”  çok güç. İki taraflı iyi niyet gerektiriyor... Yoksa unutmak ezeli şifa olmuyor,  “ezeli hastalık”  oluyor!
Bir zamandır, Gül’ün olası ziyareti vesilesiyle, Ermenilerle  “dostluk”  kurmanın  “el peşrevleri” yapılmakta. Bunun bilimsel tarafını Ermeni Diasporası’nın adamı ve  “soykırımı yaptık”  diye yırtınan Profesör Baskın Oran yapıyordu... Gene Radikal’de yazmış;  “Soykırımın 19. yüzyıl sonunda 93 Harbi’nden sonra Türkiye’ye iltica eden Çerkezlere yaptırıldığını”  iddia ediyor... Soykırım orada başlamış! Onu,  “Ermeni konusunu” en iyi bilen ve yazan dostum Bilal Şimşir’e havale ediyorum.

N’olur?
Ama daha aşağı seviyede, gene malûm Mehmet Ali Birand, Gül’ün Erivan’a gitmesini hararetle istiyor,  “Giderse ne olurmuş”  demeye getiriyor! Çok şey olur Birand; eğer stadyumda halk Gül’ü yuhalar ve soykırım diye sloganlar atarsa ve hatta Gül  “Soykırım Anıtı” na giderse veya gitmemekte ısrar ederse, çok kötü şeyler olur.
Tacize uğrayan Arap Bacı  “du bakali n’olacak”  der, dururmuş... Eğer  “durun bakalım, ne olacak”  diye bırakacak olursak, sonunda Arap Bacı’ya olanlar, bütün cephelerde, Türkiye’ye olacak!

Yazarın Diğer Yazıları