Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

Mehdi'ye ortam hazırlama meselesi!

Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği (ASSAM) ve Üsküdar Üniversitesi'nin iş birliğiyle 'ASRİKA Ortak Savunma Sanayii Üretimi' temasıyla İstanbul'da düzenlenen 3. Uluslararası İslam Birliği Kongresinde etkili ve yetkili şahsın ağzından şu satırlar dökülüyor. "İslam Birliği olacak mı olacak. Nasıl olacak Mehdi Hz. geldiği zaman. Peki, Mehdi ne zaman gelecek? Allah bilir. Peki, bizim bir işimiz yok mu, ortamı hazırlamamız gerekmez mi? İşte ASSAM bunu yapıyor".

Adam Mehdi için ortam hazırlıyor: Mehdi için ortam nasıl hazırlanır? ASSAM gibi bir kuruluşun uzun süredir başında olan bu zat acaba hangi alanlarda Mehdi'ye ortam hazırladı? Ortam hazırlama adına neler yapıldı? Bu sözler birileri bir şeylere hazırlandığının delili değil midir? Bunların bilinmesi ve gereğinin de bugünden yapılması gerekmez mi?

FETÖ'nün darbesiyle uçurumun kenarından dönen Türkiye'nin yöneticileri başına gelenlerden hiç mi ders almaz!

Bu sözleri duyan herkesin gözlerinin önüne Fetullah Gülen'in söylediklerini, yaptıklarını ve 15 Temmuz darbe girişimini getirmelidir. Bu anlamda Gülen'in Türkiye gibi bir devleti ele geçirme gücüne nasıl eriştiğini herkesin iki defa düşünmesi gerekir.

15 Temmuzdan sonra hemen her gün FETÖ operasyonları yapılıyor. Her türlü operasyona karşın CIA/Mossad/Vatikan güdümlü bu hareketin sonu gelmiyor. Bunun nedeni ülkeyi yönetenlerin uzun yıllar bu hareketi desteklemeleri, dine/diyanete yararlı görmeleri ve gaflet içinde bulunmalarıdır.

Mehdi beklentisi için ortam hazırlayanların da ASSAM'daki bu zattan ibaret olmadığı düşünülmeli ve gerekli tedbirler şimdiden alınmalıdır.

Çünkü Fetullah Gülen hareketi de işin başında masum/mağdur/muğber işaretleri vererek başlamıştı.

Bu noktada Gülen hareketinin terör örgütüne nasıl dönüştüğünü çok iyi bilmek gereklidir. FETÖ'nün gelişiminin üç aşaması vardır. Bunlardan ilki iki yüzlülük içinde, inanılmaz kamufle yöntemleriyle sarılı biçimde 12 Eylül 1980 askeri darbesine kadar süren "kuruluş, temellenme ve kadrolaşmaya başlama" aşamasıdır.

İkinci aşama "hem toplumda hem devlette yayılma ve her alanda iktidarı ele geçirme" bunun için devlet kadrolarının "kılcal damarlarına kadar" sızma aşamasıdır.

Üçüncü aşama ise nihai hedef olan "altın vuruş-kıyam-huruç" için "kadrolaşmanın tamamlanması ve asıl niyet için harekete geçilmesi" aşamasıdır.

İdare-i maslahatçılık, vurdum duymazlık, gaflet ve dalalet Türkiye'yi 15 Temmuz ihanetine getirmiştir.

İşin daha da vahimi şudur: FETÖ'nün başındaki zat yapacaklarını açıkça ve yüksek sesle ilan etmişti. Ancak devlet sorumluları bunu görmezlikten gelmişlerdir. Sözgelimi; FETÖ'nün 1999 yılındaki Ali Kırca'nın sunduğu Siyaset Meydanı programında ele geçirilen bir videosu 15 Temmuz darbe girişiminden 17 yıl önce deşifre etmişti. Fetullah Gülen, bu videoda niyetini ve yapacaklarını imamlarına verdiği talimatlarla şöyle ifade etmişti: "Devletin kan damarlarına girin; askeriyeyi, mülkiyeyi, adliyeyi, yargıyı ele geçirin".

Adam daha ne desin? Resmen 'devleti ele geçirin' diyor. Devletin sorumlu bütün birimleri kös kös seyrediyor, kimse harekete geçmiyor.

Süreç içerisinde bu Fetullah Gülen denen adam sivil imamlarına, "3 tay var; Yargıtay, Danıştay, Sayıştay. Buraları ya tamamen ele geçirmemiz lazım ya da bunlardan kurtulmamız lazım" talimatı veriyor.

Dönemin devlet yetkilileri, dönüp de Fetullah Gülen'e bu sözlerinin ne anlama geldiğini sormuyorlar. Sonuçta milli iradenin kıblegahı olan TBMM bombalanıyor, yüzlerce şehit veriliyor. Ülke  uçurumun kıyısından dönüyor.

Dün FETÖ'nün yaptıklarını ve söylediklerini duymayanlar bugünlerde de Mehdi'nin gelmesi için ortamı hazırladığını söyleyenleri, söylediklerini ve yaptıklarını duymazlıktan geliyorlar. Durum Mehdi bekleyen zatın sessiz istifasıyla geçiştiriliyor.

Unutmamak gerekir ki, Fetullah Gülen'in müritleri arasındaki bir vasfı da "Kurtarıcı Mehdi"dir.

 

Yazarın Diğer Yazıları