Günah çıkarırken...

Önceki 16 ve 17 Eylül günleri, üç değerli vatan evladının; Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın 27 Mayıs  “darbesi”nden sonra Yassıada’da kurulan ve ne  “yüksek”  ne de  “adil” olan, düzmece mahkemenin kararıyla İmralı’da asılarak idam edilmelerinin 41. yıldönümü, yakın tarihimizin bir kara takvim sayfası idi...

 

***

-Şimdi “darbeler”  araştırılır ve ordumuza karşı saldırılara vesile ve dayanak yapılırken, emir komuta zinciri içinde gerçekleştirilmiş olan 12 Eylül müdahalesini yapanlardan sağ kalan generaller, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’yı yargılamaya hazırlanan bir takım aydınlar, her nedense, gerçek tipik bir cunta darbesi olan 27 Mayıs ve sonrasında 3 kişinin idam edilmesi -cinayeti- hususunda pek suskundurlar...

-Çünkü o yazar ve aydınların pek çoğu zamanında 27 Mayıs tipik  “Cunta Darbesi”nin tahrikçileri ve sonuçlarının müsebbibi, Menderes-Zorlu-Polatkan cinayetlerinin şerikleri idiler.

***

-Bu yıl üç kahramanın idamının yıldönümünde, başta Başbakan Erdoğan olmak üzere CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu şehitleri mezarları başında andılar ve bir bakıma günah çıkardılar.

Bunca yıl neredeydiler?..

-Şimdi üç şehidi anmakta, hepsinin siyasi maksatları var!

-Önce o darbeyi yapanlar şimdi neredeler?

Milli Birlik Komitesi üyeleri, Cemal Gürsel vb.. İdam isteyen savcı Ömer Altay Egesel ve kalemini kırarak idam hükmünü veren, adaletin anlamını  “Sizi buraya tıkanlara sorun” diye ifadelendiren Mahkeme  Başkanı Salim Başol nerede? Ama üç şehit milletin kalbinde yatıyor...

Kimse, kimseyi aldatmasın. Bu cinayette, zamanın medyası, bazı aydınlar, dönemin CHP’si, Menderes ve DP(Demokrat Parti) iktidarının hiç suçu yok muydu?

-Ben o darbenin tanıklarından ve mağdurlarından biri olarak çok yazdım. Eğer ortada bir suç varsa bunun cezası idam olmamalıydı.

-Zorlu neden asıldı? Çünkü zamanın medyası onun adını, dedikodulara dayanarak “Mr. Five Percent”e (Yani; Bay yüzde 5. Güya, anlaşmalardan yüzde 5 komisyon alıyordu) çıkarmıştı.

-Hasan Polatkan’ın suçu da yurt dışına döviz kaçırmaktı!

-O günleri yaşadığım için bütün bu iddialar, muhalefetin ve özellikle zamanın CHP’sini yönetenlerin başını çektiği bir yalan yumağı idi.

-Bir diğer yalanlar silsilesi içinde, öldürülen gençlerin Et ve Balık Kurumu’nda kıyma makinelerinde, asit çukurları ve çimento fabrikalarında yok edildiği ileri sürülüyor ve halk da bunlara inanıyordu! Ve işin garibi iddia ciddi olarak araştırılmış ve Yassıada iddianamesinde de yer almıştı.

-Bir diğer gariplik de zamanın Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun’un bir gezi sonrası uçaktan inilirken nezaketen Menderes’in paltosunu tutması da mesele yapılmıştı.

-Elhak, zamanın iktidarı da aymazlığıyla çanak tutmuştu!

-Orduya pek önem verilmemiş ve özellikle genç subaylar kolayca tahrik edilebilmişti.

-Ve sonunda iktidarın medyayı kontrol etmek için Tahkikat Komisyonu kurması bütün bunlara tüy dikti. O sırada Meclis’teydim. İsmet İnönü  “Artık sizi ben bile kurtaramam”  dedi. Kanımca Menderes, Zorlu ve Polatkan’ı asılmaktan, ordu üzerindeki prestiji sayesinde ancak o kurtarabilirdi. İdamları durdurmak için çaba sarf ettiği söylenir...

***

-Çok sevdiğim ve dürüst bir siyasetçi bildiğim, saydığım Deniz Baykal,  “Adnan Menderesi CHP astırmadı”  demiş. Ama ona bir dostum olarak ve tarihi yerli yerine oturtmak için buradan sormak isterim:

-O tarihlerde Ankara’da Kızılay Meydanı’nda zamanın Başbakanı Adnan Menderes’in yakasına yapışan CHP’li genç kimdi?..

Yazarın Diğer Yazıları