Türk Ordusu PKK’yı yenmiştir ve tekrar yenebilir (1)

Türk Ordusu’na karşı düzenlenen yoğun psikolojik savaş kampanyasına son aylarda yeni bir psikolojik saldırı/iddiası unsuru eklenmiştir. Bu psikolojik savaş unsuru/iddiası, Türk Ordusu’nun 1984’ten bu yana PKK’ya karşı sürdürdüğü mücadelede başarılı olamadığı iddiasıdır. Konu ile ilgili bilgi sahibi olmayanların da düşük yoğunluklu çatışma (DYÇ) yani terörizm ve gerilla savaşında zaferin tanımını doğru bir şekilde yapmadan Türk Ordusu’nun başarısız olduğunu iddia etmeleri, bilimsel açıdan yanlış olduğu gibi ahlaki açıdan da doğru değildir.
Bu makalenin yazarı, konuyu DYÇ teorisi açısından ele aldığı “Türk Ordusu’nun PKK Operasyonları”, “Türk Ordusu’nun Kuzey Irak Operasyonları” ve “Türk Ordusu PKK’yı Nasıl Yendi, Türkiye PKK’ya Nasıl Teslim Oluyor” adlı kitaplarında incelemiş ve PKK’nın askeri anlamda nasıl yenildiğini göstermiştir. Bu kısa incelemede ise DYÇ’de bir ordu için başarının ne olduğu ve Türk Ordusu’nun PKK’yı nasıl yendiği kısaca ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Konvansiyonel savaşta zaferi tanımlamak kolaydır. İki ordu savaşır. Bir ordu diğerini yener. Zafer yenen orduya aittir. DYÇ’de ise çarpışan iki ordu yoktur. Bir tarafta bir terörist örgüt/çete yapılanması öte yanda ise esasen konvansiyonel savaşı sürdürmek amacı ile örgütlenmiş olan ordu vardır. DYÇ’de terörist örgüt/çetenin amacı zaman içinde bir yandan savaştığı orduyu yıpratırken gücünü artırmak, ordulaşmak ve çete savaşı ile yıprattığı düşman orduyu oluşturduğu ordu vasıtası ile konvansiyonel savaşta mağlup etmektir.
1945 ve 1990 yılları arasında dünya çapında 85 düşük yoğunluklu çatışma (DYÇ) görülmüştür. Türk Ordusu ile PKK arasındaki mücadele, yakın dönem tarihindeki en şiddetli ve en uzun süren DYÇ’lerden birisi olmuştur. Türk Ordusu’nun 1999’daki zaferi ile PKK en azından askerî ve siyasi olarak büyük ölçüde kontrol altına alınmıştır. PKK’nın lideri Abdullah Öcalan yakalanmıştır. Terör örgütünün en önemli “askeri” lideri kabul edilen Şemdin Sakık ele geçirilmiş ve mahkum edilmiştir. Ancak PKK terör örgütü bu iki stratejik hamle gerçekleştirilmeden önce 1992-1997 arasında gerçekleştirilen kontrgerilla ve isyan bastırma operasyonları ile askeri anlamda büyük ölçüde ezilmiş, hareket alanı daraltılmış bir örgüttür. Öcalan, 1999’daki sonucu gördüğü için 1997’de “Bu iş bir sene içinde bitecek” açıklaması ile PKK’nın savaşı kaybettiğini kabul etmiştir.
TSK’nın PKK’yı yendiği tespiti sadece bu satırların yazarı tarafından yapılan bir tespit değildir. Konu ile ilgili askeri-bilimsel literatürde de bu tespit konusunda uzlaşılmaktadır. Amerikan Hava Kuvvetleri’nin finansmanı ile Amerikan Hükümeti için çalışmalar yapan dünyanın en büyük düşünce kuruluşu olan RAND tarafından 2010 yılında Amerikan Savunma Bakanlığı makamı ve Deniz Piyade İstihbarat Teşkilatı için iki ayrı kadro tarafından hazırlanan iki ayrı raporda da TSK’nın PKK ile yaptığı mücadeleyi kazandığı vurgulanmıştır. Christopher Paul, Colin P. Clarke ve Beth Grill’in hazırladığı, Victory Has a Thousand Vaters- Sources of Success in Counterinsurgency, RAND 2010 adlı çalışmada 1970 sonrasında gerçekleşen 29 DYÇ incelenmiş ve Türkiye’deki mücadelenin TSK tarafından kazanıldığı tespiti yapılmıştır. Keza 2010 senesinde ünlü askeri konular uzmanı Martin C. Libicki ve Ben Connable tarafından yazılan How Insurgencies End adl kitapta da TSK’nın PKK’yı yendiği vurgulanmıştır.
Üstelik Türk Ordusu ile PKK arasındaki kanlı mücadele çoğu zaman sanıldığı gibi yalnızca Türk güvenlik güçleri ile PKK arasında politik-askerî bir karşılıklı meydan okuma değil; Türkiye, İran, Suriye ve bir ölçüde Irak’ın da müdahil olduğu, konvansiyonel olmayan savaş ya da DYÇ şeklinde bir çatışma olmuştur. PKK, Şam’ın ve Tahran’ın desteği ile Türkiye’ye karşı asimetrik bir tehdit teşkil etmiştir. Her iki başkent de Ankara’yı ödünler vermeye mecbur bırakmak için gerekli politik, ekonomik ve askerî koşulları yaratmak üzere, bir de stabilizasyon politikası izlemiştir. Türkiye’ye 1980’lerde ve 90’larda olanların, bir vekâleten savaş olduğunu ileri sürmek herhalde abartı olmaz.

Yazarın Diğer Yazıları