Derviş olayı neye işaret?

Washington’da oldukça yoğun geçen bir hafta, Gezi olaylarını konu alan, Serkan Koç’un “Başlangıç” filmiyle noktalandı. Washington’da, bir günde 4 matine yaptıktan sonra, film, New York’ta gösterime girdi. Bence, biz Türklerin bildiği, ancak daha çok yabancıların ilgisini çekeceğini umduğumuz türden, bir tür belgesel.
Bazı okurlarım, CHP Genel Başkanı’nın ziyareti için yazdıklarımı, ya anlamamış ya da çok açık yazmadığım için anlatamamışım. Ziyaretin önemli yanı, Tayyip Erdoğan ve AKP’liler dışında, Türkiye’nin dillendirilmesi. Bugüne kadar Washington’a gelen, AKP iktidarının yetkilileri, olaylara, rutin bir protesto ve yapanların da azınlık bir grup olduğu izlenimini vermeye çalıştı. Dönüşlerinde de, siz ne yaparsanız yapın, ne söylerseniz söyleyin, bizim dediklerimize inanıyorlar açıklamaları yaptılar.
ABD dönüşü ise CHP içine, Washington’un da elini soktuğu belli oldu. Bir kere Ecevit iktidarını dağıtıp partiyi parçalatan Kemal Derviş, yeniden sahnede. Bu durum bana, 1980 darbesi öncesi, Ecevit’in 11 milletvekili transferini ve yaptığı büyük siyasi hatayı hatırlattı. ‘Sarıgül ile Kemal Derviş’ olayları da sanki yeni CHP’nin aynı tuzağa düştüğü izlenimi veriyor.
Ayrıca onlar tam otelden çıkarken, HSYK’dan bir heyet de otele giriş yaptı. Biz bu heyet değiş tokuşunu biliyorduk ama hep gizli olurdu, ne hikmetse, bu kez açık oldu. Duyduğumuz AKP iktidarı gitmeden önce, her yaptığı iş gibi, temelsiz bir şekilde, eyalet sistemlerinin, temelini oluşturuyor. En temel öğe de, hukuku olmayan ülkenin, kurulacak eyaletlere hukuk götürmesi. Bakın ağababaları Atatürk düşmanı Mandela da öldü. Artık kimi örnek gösterirler bilemem.
Tüm bunları aylardır, yazıp çizmemize rağmen, bu kez, gazetecilerden değil, farklı ağızlardan duydu, bu gelişmeleri. Bence, iktidar tarafından yapılan açıklamaları, alt alta yazıp incelerseniz, arkadaşlar için sürenin, ne kadar daralmakta olduğunu anlarsınız. Sanırım onlar da biraz geç olmasına rağmen işi fark etti. Kişilere ait kasetler yayınlanırken, ellerini ovuşturanlar için devlet gizliliği kıymet kazandı. Açıklarsa yer yerinden oynarmış. Yer mi bıraktınız ki, yerinden oynayacak? Devletin kozmik odalarında, aşçı ile garsonun suikast belgeleri aranırken, devlet gizliliği yoktu ne hikmetse.
Bu arada, komutası altındaki askerleri korumaktan aciz emniyet amiri, emekli vatanseverlere orduevlerini ne akla hizmet yasakladı, anlamak mümkün değil. Son olarak, terör örgütünün kaçırdığı 4 evladımızı, Diyarbakır BDP il başkanının gidip teslim alması durumun vahametini gösteriyor.
Gelelim dünya olaylarına: ABD’nin Orta Doğu’da yeni bir politika izlemeye başladığı artık sır değil. İran ve Irak’a yönelik politikalara, Suriye konusundaki politika değişikliği de cabası. Amerika’nın, artık Türkiye ile Orta Doğu politikalarında yolunu ayırdığı, sır olmaktan çıktı. Geçenlerde sermayenin dergisi Forbes bile, Türk-Amerikan ittifakı bir hedefe ulaşmıyor diye, makale yayınladı. Suriye’de Türkiye devre dışı.
Nasıl olmasın ki, BBC Reyhanlı’da, el-Kaide üsleri konusunda, uzun bir röportaj yayınladı. Hani Başbakan ne demişti, topraklarımızda el-Kaide yok, falan diye. O söylediği gün, önce CNN sınırdaki el-Kaide’cileri konuşturdu, şimdi de BBC. Beş kuruşluk itibarı olmayan bir hükümet ve yöneticilerinin oyuncağı ülke. Hani biz biliyorduk da, her dakika yalan söylediklerini. Şimdilerde, elin yabancısına da rezil rüsva oluyoruz.
Adamların, bir dedikleri başka söylediklerini, tutmuyor. Mesela son olarak, Amerika’nın Sesi radyosu (VOA), İsrail-Türk İş Konseyi Başkanı Menashe Carmon da iki ülke arasındaki ticaret hacminde hiç azalma olmadığını, bu sene bu miktarda bir milyar dolarlık artış beklediklerini yayınladı. Yani Filistinliler ve Mısırlılar haklı. Bizimki tribünlere oynarken, dönüp el altından işler devam ediyormuş.
ABD, önümüzdeki yılbaşında da, İran ile yürüttüğü soğuk savaşa son verebilir. Ve hatta bir Amerikalı diplomatın söylediğine göre, iki ülke liderleri birbirini ziyaret edebilirmiş. Bizimki oraları kokuttuğu için, artık başkaları bizi aradan çıkarmış bulunuyor. Özetle AKP, 2013’ü hüsranla kapatıyor.

Yazarın Diğer Yazıları