Daldan dala Türkiye

Türkiye, iç siyasette boş şeylerle boğuşurken, dışarıda kan ve itibar kaybetmeye devam ediyor. Yurt dışına gidebilen, ya da gitmek zorunda olduğu için giden, az sayıdaki bakandan biri Egemen Bağış, Almanya’da katıldığı bir toplantı öncesi ve sonrası gene protesto edildi. Olay sadece orada değil tüm Avrupa ve Batı ülkelerinde aynı. Ayrıca Bangladeş’teki imamın idamı öncesi, bizimkilerin af talebi tersine tepti, adamı asmayacaklardı ama Tayyip Bey söyledi diye inadına astılar. Mısır, Libya ve Tunus’ta itibar bomba sanki, kimse Erdoğan’ın yüzünü görmek istemiyor. 
Mesela Davutoğlu’nun Ermenistan ve Kıbrıs Rum yönetimi ile yaptığı görüşmeler bir başka fiyasko. Ortada sonuç falan yok. Suriye sınırındaki gelişmeler, ayyuka çıktı. Türkiye, el-Kaide’ye sınırı kapattım derken, bu ülkeye silah sevkiyatı, hem Birleşmiş Milletler, hem de Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) belgelerinde yer aldı. Bu konunun ayrıntıları ayrıca uluslararası basında. Artık bu adamların Allah birdir lafına bile kimse inanmıyor. Bizim kendi seçmenleri dışında.
Hollanda’da aşırı sağcı parti, Suriye’de terörist örgütleri desteklediği için Başbakan Erdoğan hakkında uluslararası soruşturma açılmasını istedi. Hollanda vatandaşı bir Türk’ün özellikle Suriye’de el-Kaide için çarpışması ve bu durumun Hollanda Savunma Bakanlığı tarafından doğrulanması gürültü kopardı. Bu arada MİT’in Suriye savaşı konusundaki rolü ve Başbakan Erdoğan hakkında da uluslararası soruşturma açılması istendi.
Ekonomi konusunda, milletin yediği kazıklar yiyeceklerinin teminatı. Elektrik kesintileri, doğal gaz ve öteki enerji zamları yolda. Suriyeli terörist liderler bizim paralarla zengin, Mersin’de otellerde bizim vergileri ezerken, emeklimiz, memurumuz hâlâ 40 lira zam alacak diye ağzını açmış bekliyor. Boyalı basında her gün memura emekliye hükümetin yapacağı üç kuruşluk zam haberleri. Hatırlarsanız geçenlerde Türkiye’de çok sayıda şirketin batacağı yolunda açıklamalar vardı. Ama kimse önemsemedi. Binlerce kişinin işsiz kalması şimdilik kimseyi çekmiyor. Bu tür kötü durumlar dışarıdan net görülüyor, içeriden değil nedense. İçeri sis ve yalan bulutları ile kaplı olduğu için belki fark etmiyorsunuz.
Sizlere hep ciddi haberler verecek değilim ya, biraz da magazin türü haber konuşalım. Aslında bunlar biraz dedikodu kategorisine girer ya. Mesela Kemal Kılıçdaroğlu ziyareti ardından, anlatılan bazı dedikodular meslektaşlarımızın kalitesini ortaya koyuyor. Ziyaret sonrası, tam otelden ayrılırken, heyet üyelerinin bavullarını hem tanımak, hem de kolay taşımak amacıyla verilen etiketleri, kendi el çantasına takmayı unutan bir bayan gazetecinin edepsizliği, yıllar önce aynı gruptan bir bayan muhabirin Beyaz Saray’da yaşattığı skandalı anımsattı.
CHP heyetiyle beraber gelen bayan televizyoncu-gazeteci, havaalanında çantasının olmadığını fark edince, görevliler otele telefon etmiş ve bir taksiyle çanta havaalanına kadar yollanmış. Ama bu çantanın kendisine yetiştirilmesi bile, bizim şımarık meslektaşı yumuşatıp susturamamış. Havaalanında şımarık bir şekilde avaz avaz bağırmasına, Kemal Bey bile tanık olmuş. Hem CHP’nin organizasyonuna, hem de orada onlara yardımcı olan gençlere ve hele birinin giydiği kırmızı pantolona bile saydırmış durmuş hanım kızımız. Biz Washingtonlular bu tür görgüsüzlük ve arsızlıklara alışığız.
Komik şeyler de olmadı değil yani. Mesela CHP’nin Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Türkiye’nin tersine burada çok popülerdi. Yani Kemal Kılıçdaroğlu’ndan sonra en fazla hayran toplayan o oldu diyebiliriz. Kongre’yi, bir grup CHP’li milletvekili ile ziyaret ederken görüştükleri bir Amerikalı bayan milletvekili, Kamer Genç’i çok beğenmiş ve çevredeki kişilere  “kim bu yakışıklı adam”  diye sorup durmuş. Zaten Washington ziyaretleri sırasında Kamer Genç, heyette Kemal Bey’den sonra en fazla resim çektirilen siyasetçi oldu.
Son olarak, Pazar günü Beyaz Saray önünde gene Washington’daki Türkler ve Türk Politika Merkezi tarafından düzenlenen  “sessiz çığlık” mitingi vardı. Beyaz Saray’ın kaldırımında düzenlenen gösteride, Silivri Cezaevi’ni temsilen dekorlar ve Balyoz Davası konusunda çeşitli afişler vardı. Havanın soğuk olmasına rağmen bu gösteriye her hafta giderek artan sayıda insan katılıyor. Artık Obama şaşıp yanılıp Erdoğan ile telefonla konuşmaya kalksa, karşısında Türkiye’deki durumu dramatize eden bir gösteri buluyor. Belki telefondan Erdoğan’ın kulağına kadar bile gidebilir. Artık gerisi AKP iktidarına kalmış bir şey.

Yazarın Diğer Yazıları