Teröre desteğin bedeli

Yeni Türkçe beni kızdırıyor. Tercüme kokan kelimeler sözlük karşılığı gibi. Çok sık kullanılan “lanet olsun” kelimeleri. Merak ettim İngilizcesine baktım. ‘Allah Kahretsin’ anlamına gelen “Got Damnit” kelimesinin çevrilmişine benziyor. Peki, Amerikan filmlerinde gördükleri, “honey”  balım veya “love” aşkım kelimeleri, Türkiye’de “avrat, karı, hanım”  kelimelerinin yerini almış. Hem de ne kadar sahte şekliyle. 
E, normal. Hani şu nefret ettiğimiz ve başımıza gelen her şey için suçladığımız, Amerika var ya. İşte onun, yani Amerikan dizi ve filmlerinin bire bir kopyası her şey. Yarışma programına, günahı kadar sevmediği fırsat bulunca tepelediği eşi ile araba kazanmak için katılan çiftlerin ağzından, aşkım, aşkım lafı eksik olmuyor.  Televizyonda, yalan söyleyen politikacılar. Dizilerde, ipe sapa gelmez ilişkiler. Midem kaldırmıyor. Yalancılık ve sahtekârlık yaygın hastalık.  
Patatesin bile karaborsa olduğu ülkede, kuraklık lafından geçilmiyor. Acaba bizim eğitim sistemi ile sizlerinki farklı mı? Veya ilkokuldayken bize öğretilen size öğretilmedi mi? Yağmuru, ya da yağışları; ağaçlar, ormanlar, yeşillikler çekmez miydi? Sen 10 senedir öyle bir iktidara oy verdin ki, rant için yıllık ağaç kesimi, istatistikî tüm rekorları deldi. 
İstanbul su sıkıntısı çekecek de, Ankara ne yapacak? Yazın Ankaralı, Melih Gökçek’in Orta Doğu’da katlettiği ağaçları sıkıp suyunu içecek. Türkiye’de yargılanan askerler tarafından dikilen ağaçlar, şimdilerde kâğıt. Kese kese, az olan yeşillikler üzerine beton yığınları kurmadınız mı? Bu yaz, kum ve çimento ile yıkanıp, demir veya kiremit suyu içeceğe benzeriz. Aynı göçen ekonomi gibi. 
Gelelim politikaya. ABD’nin resmi radyosu VOA’den (Amerika’nın Sesi Radyosu) Amerikalı bir muhabir, geçenlerde hoca efendiyle mülakat için, Pensilvanya’ya gitmiş. Hoca yabancı gazetecilerle görüşmüyor diye izin vermemişler. Ama bu talep ardından VOA İnternet sitesinden yayınlanan Türkiye değerlendirmesi dikkat çekici. 
Mesela yazıda, Başbakanın suçlamalarına,  “akıl ermediği” . Tarikatın 1980’li yıllarda ABD’de ortaya çıkan ve siyasette etkili Evangelist harekete benzediği. Clinton dönemi Dışişleri Bakanı Albright ve Bill Clinton ile James Baker’ın konuşmacı olarak tarikat toplantılarına çağrıldığı. Ancak son yıllarda cemaate ait okulların soruşturma altında olduğu. ABD’nin Türkiye’de kötü bir şey yaptığının farkına vardığı yazılı. Bunda yazar, cemaati mi, AKP’yi mi, yoksa her ikisini de mi kastediyor, bilemiyorum. 
Suriye ve Orta Doğu konusunda, AKP’nin yazıp, El Kaide’ye oynattığı senaryoyu Coniler yemedi. Zaten Erdoğan, sürekli gidiyorsun dediği Esad’dan önce gidecek gibi. Washington’da, Türkiye’nin teröre destek veren ülkeler listesine bile alınabileceği konuşuluyor. ABD’nin terör listelerinde yer alan Başbakan’ın kadim dostları ve politikaları etken. Açıklama bu. 
Zaten, son TIR olayları da, üzerine tüy dikti. Farkında mısınız bilmem, iktidarın Türk Silahlı Kuvvetleri’nden koparıp bozduğu, her şeyle başı belada. Askeri yönetimleri eleştirenler onlardan daha sert ve özgürlük düşmanı. Askere, külhanlıkta mangalda kül bırakmayanların ağzında, hep askeri terimler. Mesela “Başbakan’ın kurmayları” . Lafa bak sen, lafa. Bence bunlar bir şey değil. Her şey rayından çıktı. Başbakan’ın oğlu yetmedi, onun arkadaşları da nemalanıyor. Bir zamanlar Washington’da garsonluktan, Başbakan oğlunun arkadaşı olması nedeniyle hızlı yükselen kişi şimdi MİT’te. 
Merakım, Erdoğan’ın temizlik operasyonu, elçiliklere ve Dışişlerine de yansıyacak mı. Mesela Davutoğlu ve Arınç’ın kefaleti ile buralarda bazı görevlere yapılan atamaları da Tayyip Bey temizleyecek mi? Yoksa Tokyo’dan ithal, yeni büyükelçinin gelmesi mi beklenecek? Şimdi bu hafta Brüksel’de AB ile görüşecek Başbakan. Sanırım orada demokrasiye verdiği zararlar konusunda yeterli nasihatleri alacak. 
Ama arkadaş, hâlâ, altından halının çekildiğinin farkında değil. Gelişmeler, herkese demokratik ve halk kararıyla değişim konusunda mangalda kül bırakmayanların, koltuktan kalkmamak için ellerinden geleni yapacaklarına işaret ediyor.

Yazarın Diğer Yazıları