Türkiye’nin frenleri patladı, yokuş aşağı...

Ülke, Ramazan ayına girmiş. Herkes, oruç tutup dua ediyor. Ama benim aklım, milleti dolandıran, yetim hakkı yiyen, yalan söyleyen kişilerin Allah indinde nasıl temizlendiklerine inandığı. Akıl alacak gibi değil. İçinde olduğumuz bugünler, temizlenme değil, benim güzel ülkem için, karanlık. Herkes burada, olmayan cumhurun başkanını seçme gayreti içinde. Zaten bugüne kadar, hep olmayan şeylerin kavgasını verdiler. Bir şey söylediler aksini yapan şerefsiz dediler, aksi çıktı, şerefsizliği üstlenmediler, başkalarına yamadılar. PKK ile görüşmüyoruz dediler görüldü ki, teröristlerle bir pasta yemedikleri kalmış, hiç şerefsizliği üzerlerine almadılar. 
Adamlar kalkıp, hem de İstanbul’da, polis karakolunun bayrağını indiriyor. Birinci bayrakta değil de, ikinci de bıçak çekince kalkıp vuruyor, yaralıyor... Valiyi takdir ettim, o da vuranı kutladı. Gene yıllardır olan goygoy, gene yıllardır karşılıklı mangalda kül bırakmama. 
Ben ve benim gibi, birkaç yurt dışından yazan arkadaşım, sizlere, bundan yıllarca önce, Washington’da olan olayları yazdık. Ne hikmetse, biz sizleri ikna edemedik, ama kalemi vıcık vıcık, bazı yazarlar, sizleri ikna etti. Televizyonlarda, onların anlattığı palavraları dinlediniz. Onlara, yandaş oldukları için, servet ücretler ödendi. Onlar, bizim yazıp anlattıklarımızın doğru olmadığını savundu. İşe bakın ki, bu vıcık vıcık kalemler, bugün bizim yazdıklarımızı, sizlere yeni bir habermiş gibi anlatıyorlar. 
Beyaz Saray’da, Obama ile yıllar önce yapılan baş başa toplantılar, Beyaz Saray konuk evinden, Türk heyetinin çıkarılışı, ABD’de, AKP’nin hızla itibar kaybedişi ve hatta Washington ve Brüksel’den, Tayyip Erdoğan’a, sakın ha Cumhurbaşkanlığına adaylığını koyma duyuruları. Bizler yazdık, ama, sanki sağır kulaklara seslendik. Şimdi, bu kalemler kalkıp, o olayları yeni duymuşlar gibi anlatıyorlar. Türk halkına yaptıkları kötülük yetmedi, şimdilerde bir de bu marifetlerini ekliyorlar. Bunlardan biri de İsmet Berkan. Hani AKP adına, olmamış olayları, gördüğünü söyleyip, bugün de hata ettiğini kabul eden, Radikal’i, yıllarca idare eden kişi. Cengiz’in, Hasan Cemal’in has arkadaşı.  
Sevgili okurum, Kürt sorunu ve Kürt devleti artık resmileşti. AKP’liler çaktırmadan veya çaktırarak, Kürt devletini tanımaya başladıklarını saklamıyor. Yabancı basında Güneydoğu Anadolu, Kuzey Kürdistan diye haritalar yayınlanıyor. Ama bizim ağa, hâlâ paralel de paralel diyor. Sanki onları iktidara taşıyan başkası da, gene başkalarını suçlayıp duruyor. O paralelliği kim belirledi, paralel olmalarına kim izin verdi, bu paralelliği kim kurdu ki bugün sorguluyor? Hiç ona değinen, sorgulayan yok. 
Suriye, Irak, Mısır, Pakistan, Afganistan, İran konusu, Arap dünyası ve İslam alemi yeni kurulan Kürt devleti konularında, Türkiye artık, devre dışı. Hem de AKP iktidarının sürekli bahanelerle suçladığı, Kemalist dönemden, daha da kötü durumda. En azından o dönemlerde Türkiye’den bir çekinme veya Türkiye’ye bir saygı vardı. Şimdilerde o da kalmadı. Şu anda Türkiye, bölgesel kararların tamamen dışında. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, nihayet bölgede kontrol edemedikleri bir krizin olduğunu ve Türkiye’yi de etkileyeceğini kabul ediyor. 
Türkiye, ekonomik ve siyasi açıdan, yokuş aşağı frenleri patlamış halde son sürat gidiyor. Ama direksiyondaki adam, freni boşalan aracın muayenesi yaptırmamış, frenleri bozuk araca kabak lastikler taktırmış, olanca hızıyla gidiyor. Dün Türk Hava Yolları’nın bilet ücretlerine baktım. Aynı hattan ekonomik sınıf bileti en az 500 dolar daha pahalı. Zaten THY uçaklarında Batılı yabancı yok. Batılı yolcu yok. Zira biliyor ki bu tür yolcunun çoğunlukta olduğu seyahatlerde, ters giden bir şeyler olur. İnanmıyorsanız bakın İslam alemine ve Batı dünyasına. Başka bir şey eklememe gerek var mı?
Hani övündüğümüz sanayimiz var ya. Bakın rakamlara, şirketlerin borç durumlarına, ama siz boş verin, siz, gurur duyun, dinlediğiniz palavralarla şişmeye devam edin. Hayırlı Ramazanlar.  

Yazarın Diğer Yazıları