Gazze olayının ardında yatanlar

Türkiye, her zaman olduğu gibi, tehlikeli sularda goygoyla, gerçekleri görmezden gelerek seyrediyor. Gündem değiştirme ustası Başbakan, son günlerde darda kaldığı durumdan sıyrılmak için, millete Gazze, Filistin ve İsrail gazı veriyor. Yanlış anlamayın, Gazze’de olanları küçümsüyor falan değilim. Orada bir insanlık dramı yaşanıyor. Ancak İsrail kadar, acı çeken Filistinlilerde, hiç mi suç yok? Mesela başlarına getirdikleri kişilerin, başlarına ne tür bela açacağını bilmemek, onları hafifletebilir mi? 
Ama nedense, Ankara, Telafer’den sürgün yüz binlerce masum Türkmen ve rehin diplomatlar konusunu açmaya yanaşmıyor. AKP iktidarı ve kankaları, IŞİD üzerine yayın yasağı uygularken, dünya oradaki gelişmeleri ve insanlık dramını, bizden iyi bilip her gün yayınlıyor.  Mesela kelle kesen IŞİD’e, 5 bin Türk’ün katıldığını, Batı 6 aydır işlerken, bizimkiler yeni yeni uyanıyor. Bizden olanlar ve soydaşlarımız için çıt yok, ama varsa da yoksa da Arap kardeşleri. Demek ki adam, her ne kadar mitinglerde, “kardeşlerim” diye seslense de bizle kardeşlik bağı, lafügüzaf.
Gelelim meselenin özüne. Neden Batı ve ABD, İsrail operasyonlarına sessiz kalıyor, İsrail’i önlemiyor noktasına. Birçok köşe ve gazete haberinde okuyorum, ABD İsrail’i durdurmuyor diye suçluyorlar. Haklı oldukları, haksız oldukları noktalar var. ABD’yi savunmuyorum. Ama Amerikan siyasetinde, ne kadar Musevi politikacı bulunduğunu bilir misiniz? Tabii ki hayır. 50 üyeli senatoda, 11 Demokrat, bir Cumhuriyetçi Musevi senatör var. Temsilciler Meclisi’nde de, 21 Demokrat ve bir Cumhuriyetçi milletvekili Musevi. Ayrıca, milletvekili ve başkanlık seçim kampanyaları için toplanan bağış paraları açısından, Demokrat toplamının yüzde 60’ı, Cumhuriyetçi toplamının yüzde 30’u, Musevi kurum ve kuruluşlarından gelir. Amerikan siyasetinde özellikle Demokratlar üzerinde 5,8 milyon Musevi’nin ağırlığı açık. Yani bu sözlerim, Museviler, Cumhuriyetçiler de etkili değil anlamı da taşımıyor. 
Konuya, bir de, olayların patlayış biçimi açısından bakalım. Hamas, ABD ve İsrail tarafından, Yaser Arafat’ın Filistin teşkilatını zayıflatmak amacıyla kurdurulmuş bir sosyal örgüttü. Daha sonra, Lübnan’da Hizbullah, İsrail’i hırpalayınca, bu örgüt siyasallaşıp Gazze’ye yerleşti ve aynı şeyi yapmayı denedi. Bir yandan da, İran ile yakınlaşmaya başladı. İran’dan nefret edip korkan İsrail’in, sınırı yakınında, taze bir İran sorunu olarak gördüğü Hamas’ı istememesi normal. Araplar da, gene bu yüzden, Hamas’tan hoşlanmıyor. Amerika ve Batı’nın da nedeni aynı.
Bu noktada, Hamas’la bütünleşen Filistinliler, biraz da kendileri tehlikeye, yangına körükle gidiyorlar. Mesela Hamas’ın geçen ay, 3 İsrailli genci kaçırıp öldürmesi, İsrail’e kendince bir gerekçe verdi. Bir İsrail askerine karşılık, 50 Filistinli tutukluyu salıveren İsrail’in, bu durumu cezasız bırakması, beklenemezdi. Şimdilerde ise, binlerce masumun kanıyla Filistinliler, hem Hamas’a verdikleri destek, hem onun eylemlerinin bedelini ödüyor. 
Diyeceksiniz ki tüm İslam âleminde, neden bir Katar ve Türkiye bu Hamas olayına destek veriyor? Bence bu sorunun yanıtı, ekonomik bağlantı ve çıkarlardan geçiyor. Her iki ülke, ekonomik ambargo altındaki İran’ın, kara parasını aklıyor. Irak’ta, Amerikan askerlerinin, bir milyona yakın Müslüman’ıöldürmesine sessiz kalan Erdoğan hükümetinin, Gazze çığlıkları atması, bana samimi gelmiyor. Daha da ötesi, bu olaya tepkili iseler, neden İsrail ile tüm ekonomik ilişkiler dondurulmuyor? Neden, Güvenlik Konseyi’ni geçemeyen İslam ülkeleri, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndan bir karar çıkartmıyor? 
İşte tüm bu nedenlerle bağırıp çağıran, timsah gözyaşları döken Ankara’dakilerin ve İslam âleminin sözlerinin samimiyetine inanmıyorum. Bence yapılan gösteriler ve söylemler, daha çok içeride tribünlere oynanan oyunmuş gibi geliyor. Ayrıca, bugün Gazze’nin başına gelen felaketlerin, yakın bir zamanda, pervasız ve ileriyi düşünmeden hareket eden bir siyasi hareketi işbaşına getiren Türkiye’nin de başına gelmeyeceğini sanmak, bence en azından safdillik. O zaman da kimi suçlayıp, kimlere küfredeceğiz. Tüm bu olayların sorumlusu biz olmayacak mıyız?

Yazarın Diğer Yazıları